Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fransa’da ruhu zehirli biri “Türkiye’de iç savaş ve Cumhur-başkanı’na suikast” gibi adi ve salakça herzeler yumurtladı.
Lanetliyorum.
....................
Dünya demokrasilerine “bir haller” oldu.
Hiç akla gelmeyecek isimleri seçebiliyorlar.
Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi, küresel gündemde “patlama” yapmıştı.
Hâlâ da yadırganıyor.
Hatta bazı gruplar son günlerde “Başkanın akıl sağlığını” bile tartışmaya açtılar.
....................
Şimdi de Fransa seçmeni “sürpriz” yaptı.
Fransa başkanlık seçimlerinde birkaç ay öncesine kadar “Fillon banko başkan adayı” olarak görülüyordu.
“Orta-sağın” bu deneyimli politikacısına “merkezi ve ılımlı sağı birleştirecek ve Elysée Sarayı’nın şimdiden patronu” diye bakılıyordu.
Oysa...
Pazar günü yapılan birinci tur oylamada ancak 3’üncü olabildi.
Sadece en fazla oy alan 2 aday için yapılacak 2’nci tura bile kalamadı.
Bir diğer sürpriz, iktidardaki Sosyalist Parti başkan adayının yüzde 6’da kalmasıdır.
......................
1’inci turda en fazla oy alan “Marche (Yürüyüş)” hareketinin kurucusu ve lideri Macron yüzde 25’e yakın oyla birinci oldu.
Henüz 39 yaşında.
İkinci turda seçilirse -ki seçileceği kesin gibi- Macron, Napolyon’dan bu yana Fransa’nın en genç patronu olacak.
Siyasi geçmişi ve deneyimi “yok” denebilecek kadar az olan Macron için Fransızlar “célèbre inconnu (meçhul meşhur)” söylemiyle kara mizah yapıyorlar.
Gerçekten de öyle.
Bankacıymış, sonra Başkan Hollande’ın yakın kadrosunda yer almış.
Kısa bir bakanlık sonrası başkanlık seçimi için “Yürüyüş” hareketini kurmuş ve hareketin lideri olarak adaylığını ilan etmiş.
Macron’un bir diğer özelliği çok konuşuluyor.
Taşradan doktor bir ailenin çocuğu olan Macron 15 yaşındayken kendisinden 24 yaş büyük olan hocasıyla tanışmış ve yakınlaşmış.
Aile bozulmuş.
Delikanlı Macron’u yatılı okula vererek bu uyumsuz ilişkiden koparmak istemiş.
Fakat...
İlişki bitmemiş, tam tersine, Macron kendisinden 24 yaş büyük hocasıyla evlenmiş.
Bu evlilik hâlâ sürüyor.
Seçim kampanyası mitinglerinde ikisi hep birlikte göründüler.
“Macron’un kuracağı hükümette eşine bakanlık vereceği” de konuşulmakta.
Bu “yadırganan” evlilik, kimilerince “Macron’un başkanlığı için dengesizlik kuşkuları” olarak dile getirilmekte. (Benim bu evliliğe ve aşka saygım var.)
......................
Birinci tur sonuçları açıklandıktan sonra, merkez ve sağdaki liderlerden “Macron’a destek” açıklamaları yapıldı.
Sosyalist Parti’den başkan Hollande’nin bile “Ben de Macron’u destekliyorum” söylemi artık ikinci tur oylamayı -adeta- “formalite” haline getirdi.
Macron’un şansı, aşırı milliyetçi aday Madame Le Pen’in 2’nci turdaki rakibi olması.
Le Pen “Başkan seçilirse Fransa’yı AB’den çıkaracağını, böylece Fransa’ya her isteyenin elini kolunu sallayarak girmesini önleyeceğini, Fransa’yı kendi değerleriyle dışarıya kapalı bir ülke haline getireceğini” söylüyor.
Kısacası...
“Fransa’nın son 60 yıllık yapılanmasını altüst edecek, Avrupa ülkelerini -artık bir daha savaşmamak için aynı çatı altında toplamak projesi AB’yi parçalayacak, Rusya ve yandaşı ülkeler ile ABD karşısında Avrupa’yı 3’üncü süper güç yapacak” ortak zemine “siyasal dinamitler” döşüyor.
Le Pen’in Nazi Almanya’sına çağrışım yaptıran “aşırı sağ” tehlikesine karşı, Fransa’nın hangi görüşten olursa olsun “ılımlı” siyasal kuruluşları ve partileri Macron’a destek vererek “demokrasiyi savunma bloğu” oluşturuyor.
Le Pen değil de 2’nci turda bir diğer “merkez-sağ” veya “merkez-sol” aday olsaydı, Macron gene böyle geniş bir yelpazeden destek alabilir miydi?
Şüpheli...
Ancak güzel konuşan, dinamik, genç Macron durağan Fransa’da taze bir rüzgar estirebilir.