Anlatayım...Moskovanın, yapımı ENKA tarafından üstlenilen yeni ve görkemli konser salonunun açılışındayız.Başkan Putin, sahneye açılan kapıların birinden girdi.Doğrudan kürsüye çıktı.Güvenli, ciddi, zaman zaman gülümseyen bir ifadeyle kısa açılış konuşmasını yaptı.Sahneden seri adımlarla indi. Kendisine ve protokol mensubu kodamanlara ayrılmış birinci sırayı geçti... İkinci, üçüncü sıraları da geçti.Dördüncü sıranın ortalarında bir koltuğa tek başına oturdu.Ben de altıncı sırada tam Putinin arkasındaydım.Putin ilk sırada oturmayarak "sadelik" örneği mi verdi?İlk yaklaşımda belki öyle görünebilir.Ama... Asıl "müzik kültürü" örneği vermişti galiba...Çünkü, birinci sıradan dinlenen müzikte, orkestranın en önündeki sazların sesleri, arkadaki sazların seslerine egemen olur.Orkestranın ses dokusunda bozulma olur.Ses renklerinin çeşidi ve uyumunun yeterince algılanması için daha arka sıralar yeğlenir.Putinin dördüncü sırada oturmasının nedeni buydu. Moskovada konser izlerken, kendimi, Rusya Başkanı Putinle arka arkaya oturur buldum. Putinin müzik kökleri, ulusunun kültüründe derinlere iniyor olmalı.Bir simgeyle tanımlamaya çalışayım...ENKAnın yapımını üstlendiği bu konser sarayı, 20 ayda bitirilmiş.Temelin atılması ile açılış konseri arasındaki inşaat süresi, sadece 20 ay.Gerçekten alkışlanması gereken bir müteahhitlik olayı.Ancak...Rus mimarların çizdiği bu görkemli binanın sadece büyük konser salonu için, daha önce 24 ay ön çalışma yapılmış.Tamamen ahşap kaplı salonun, aynı ahşap malzemeyle maketi yapılmış.Akustiği mükemmel hale getirmek için bu maket üzerinde 24 ay ince ayarlar yapılmış.İstenen sesler, akustik özellikler makette saptandıktan sonra inşaya geçilmiş.Yani salonun akustik ve ses kaliteleri için 24 ay, binanın salon dahil tüm inşaatı için 20 ay... Öncelik "ses..." Sonra "bina..." Sonra "koltuk..."İşte bu "sahici" olmaktır.Bir konser sarayı açılışını bir başkan yapıyorsa, böyle bir kalite ortaya koymalı. O zaman sıra dışı olur. Müzik kültürü Putin, Rusya Başkanlığını da, konser sarayı açılışındaki gibi bilinçli, derin ve sıra dışı bir yolculukla sürdürmekte.SABAHta Erdal Şafak geride kalan pazar günü bu tanıma uygun bir Putin portresi çizmişti kelimelerle."Ayyaş bir devlet başkanı, hepsi birbirinden hırsız bakanlardan oluşan hükümetler, dolandırıcı işadamları, devlet mallarının üzerine oturan özelleştirme zengini oligarklar... Ceplerini dolduran özerk bölge yöneticileri, halkı yoksullaştıran ekonomik krizler....Yeni bin yılın başında Putin iktidara geldiğinde, böylesine ezik ve geçmişini özleyen bir Rusya buldu.Kapıyı çalmak zahmetine bile katlanmadan Kremline giren ve her birinin serveti milyar dolarlarla ifade edilen oligarkları yola getirmekle işe başladı. Bugün hepsi sinmiş durumda. Sinmeyenler de, ya cezaevlerinde ya da yurtdışında kaçak yaşıyorlar.Ardından şaibeli isimleri siyasetten sildi.Güvendiği kişileri kilit noktalara getirdi.Orduyu güçlendirdi.Ekonomiyi istikrara kavuşturdu... Bugün Rusya, Çin ve Japonyanın ardından üçüncü büyük döviz rezervine sahip. Ve her hafta buna birkaç milyar dolar daha ekleniyor..."..........Bu satırlar, "cilalı imaj devri" ürünlerinden olmayan bir "sahici" adam saptamasıdır.Türkiye - Rusya ilişkileri, Putinin ziyareti bağlamında "sahici" zeminlere oturtulmalıdır.İçi boş bırakılmış dostluk lafları, gezinin sağlayabileceği getirileri ıskalatabilir.Oysa ortada ciddi dosyalar var...Bunlardan biri ve en önemlisi... "Asya petrol ve doğalgazının Türkiyeyi dışlarcasına, - Rusya denetiminde - Ukrayna üzerinden Avrupaya akıtılması..." Rusyanın Ukrayna başkanlık seçimlerinde elinin olması, böyle bir amaca dönük............Konserden izlenimlerimi, 28.12.2002 tarihinde bu köşede yazmıştım. g.civaoglu@milliyet.com.tr Başkanın yolculuğu
