Seçmen DNA’sı

BAŞBAKAN Erdoğan, puanlarıyla AKP’nin önünde. “Marka” AKP değil, Erdoğan...
O halde muhalefetin yarışında bir “marka” lider gerek.
Türkiye’ye model olması bağlamında dünyanın en önemli reklam ajanslarından DDB Dünya Başkanı Keith Reinhard şöyle diyordu:
“Barack Obama, bir markada aradığınız 3 şeye birden sahip.
Yeni... Farklı... Çekici... Daha ne olsun?..”
O halde “aranan kan” gibi “aranan lider” en az bu 3 özelliği taşımalı.

YouBama
ARANAN liderin “yeni” olmasının ötesinde “yenilikçi” boyutu da çok önemli. Klasik demokraside “meydan” liderleri, modern zamanlarda “televizyon” liderleri seçim kazandılar. 21. yüzyılda “internet” liderlerinin şansı büyük.
İnternet ortamında interaktif iletişimle katılım çok kısa sürede tsunami dalgası gibi yükselen sayılara ulaşıyor. Bu kantitatif (sayısal-niceliksel) büyümenin ötesinde “yaratıcı” beyinlerin kalitatif (niteliksel) etkisi, katkıları geometrik diziyle çoğaltıyor.
Örneğin... Stanford Üniversite’sinden iki gönüllü öğrenci “Obama” yı anımsatan “YouBama” adlı siteyi yayına açmışlardı.
YouBama sitesinde Obama’nın “Daha mükemmel bir birlik” adlı konuşmasının videosu 5.6 milyon kez “Yes, we can” 1.3 milyon kez, siteyi kuran gencin “Neden destekliyorum?” söyleşi videosu, 3.2 milyon kez izlenmişti.

Yapay zekâ
ÖNEMLİ hedef “kararsız” seçmendi.
Strategic Telemetry adlı şirketin Obama kampanyası için “yapay zekâ” yazılımı harikalar yarattı.
Kararsızları oluşturan yüzlerce seçmen kesimi bu “yapay zekâ” programıyla araştırıldı.
Onların “seçmen DNA’sını” ortaya koydu.
“Nöro ağlar” deneyimine dayalı algoritmalarla çalışan bir başka yapay zekâ programını da paralel biçimde çalıştırabildi. Sonuçlar şaşırtıcı ölçüde başarılı oldu.
Ve bunlar gibi daha pek çok yenilik, Obama’ya gönüllü olarak sunuldu.
Yenilik arayışıyla, üretimiyle Obama’nın yeniliğe dayalı markası örtüşmüştü.
Bu konuya daha sık eğileceğim.
........................
Not: Yukarıdaki bilgiler için ... “Obama’nın Liderlik Sırları.” Necati Özkan - MediaCat Kitapları - Ocak 2009.

AÇIK İSTİHBARAT

YENİ Şafak’ta Yasin Doğan’ın “Mitingler” başlığı altında dün ilginç bir yazısı yayımlandı.
Uzun süredir gazeteci milletinin arasında dolaşan ve ne doğrulanan ne de yalanlanan fısıltılara göre Başbakan Erdoğan’ın kurmaylarından “Yalçın Akdoğan”, bu yazıları “Yasin Doğan” imzasıyla yazıyor. O nedenle de özenle okunmalı.
Gelelim yazının içeriğine...
Altı çizilerek okunması gereken iddialar var.
Şöyle ki:

- CHP’nin Güneydoğu ve Doğu’da miting yapabilme şansı fazla yok.
Batı illerinin hepsinde de 20-30 bin kişilik meydanları doldurabilme kabiliyetleri sınırlı. Mitingleri belli şehirlerde yoğunlaşıyor.
Baykal, kalabalık toplama sorununu, bölge mitingleri yaparak almaya çalışıyor.
Örneğin... Adana ve Çorum mitingleri...
Buna karşılık... Erdoğan’ın mitingleri, 22 Temmuz öncesine göre daha kalabalık. Davos hadisesi, büyük bir heyecan yüklemesi yapmış.
- Erdoğan salı günü, Baykal çarşamba günü Çorum’daydı.
İlk mitinge yağmurlu havaya rağmen 20-25 bin kişi katıldı.
İkincisi daha iyi hava şartlarında gerçekleşti ve çevre illerden gelenlerle birlikte 6-7 bin kişiyle yapıldı.
- Mitingler ve anketler “sonuç” değildir ama fikir verir. CHP, 22 Temmuz oranını korumaya çalışıyor, AKP ise yeni bir rekor kırmaya...

Telefon ya da ortam dinlemesi değil...
“Açık istihbarat” diye adlandırılan böyle yazılar, söylemler iktidar partisi karargâhındaki havayı yansıtıyor.
Kimse avunmasın.
Kriz sürecinde bile konumunu korumak, hatta çıtayı yukarı çekmek olgusu “iki el bir baş için” söylemi gereği iyi düşünülmeli.
Sağlıklı demokrasi için iktidar alternatifi muhalefete ihtiyaç var. Ve...
Demokrasi sorumluluğunun bilincinde seçmene...
Bukalemun olmamaya...