Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Çocukluk yıllarımda radyoda yayınlanan “Tarihten Bir Yaprak” programını hatırlıyorum.

Feridun Fazıl Tülbentçi sunardı o programı.

Büyük ilgi ve hayranlıkla dinlerdim.

..................

Bütün TV programlarında Türkiye’nin “bölgedeki devletlerle daha iyi diplomatik ilişkiler kurması gerektiği” yolunda söylemler gündeme ağırlık koyuyor.

“Atatürk dış politikası referans” gösteriliyor.

Ben de bugün üstat Feridun Fazıl Tülbentçi’nin programlarından esinlenerek “tarihten bir yaprak” sunuyorum.

Atatürk’ün dış politikasına “simgesel” örnek bu.

Haberin Devamı

Kurtuluş Savaşı’nda “1 numaralı düşman” olan Yunanistan güçlerini denize dökmüştük.

Başkomutanını esir almıştık.

Mağlup olan Yunanistan’da darbe yapılmış, hükümet düşürülmüştü.

Ege’de mağlup olan Yunan ordusu komutanlarından 1’i ve bazı siyasetçiler yargılanmış ve kurşuna dizilmişti.

İşte böylesine buz kesen iklimden Atatürk diplomasisi bir sıcak iklimlerin “zeytin dalını” üretmeyi başarmıştı.

Ve...

Öyle  ki...

Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos, 1934’te Mustafa Kemal Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday olarak önermişti.

Nobel Komitesi’ne dönemin resmi dili olan Fransızca olarak yazılan 3 sayfalık bir mektubu kısaltarak sunuyorum...

Venizelos’un Atatürk’ü Nobel’e aday gösteren mektubu

MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN ZAFERİ

Mektubun ilk sayfasında “700 yıla yakın sürenin Avrupa’nın bir kısmıyla Ortadoğu arasında kanlı savaşlarla geçtiğine” işaret ediliyor.

“Osmanlı İmparatorluğu ve sultanların tek adam rejimlerinin bunun başlıca sebebi olduğu” iddia ediliyordu.

Gene ilk sayfada Mustafa Kemal Paşa’nın başında olduğu Milliyetçi hareketin Anadolu’daki işgalci düşmanlara karşı kesin zaferinden söz ediliyor ve artık Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte istikrarsızlığın ve katılığın sona erdiği vurgulanıyordu.

Yeni bir ulus devlet olarak doğan Türkiye Cumhuriyeti’nde Mustafa Kemal’in yaptığı reformların Yunan halkı tarafından takdirle karşılandığı belirtiliyordu.

‘ADAY GÖSTERMEKLE ŞEREF DUYUYORUM’

Yılların usta gazeteci Stelyo Berberakis’in BBC News için hazırladığı programdan satırlarla bu mektuba devam...

Mektubun          son bölümünde      ise şu satırlara yer verilmişti:

Haberin Devamı

Küçük Asya Felaketi ertesinde saygın

bir ulus devlet olarak yeniden doğan ve anlaşabileceğimize kani olduğumuz Türkiye, uzattığımız dostluk elini büyük bir samimiyetle sıkarak kabul etmiştir.

Bu yaklaşımımız, halkların düne kadar olan çok ciddi anlaşmazlıklarını gidermelerine örnek olacak.

Halklarımız, olumlu sonuçlar getiren samimi bir barışın nimetlerinden faydalanacak.

Yaklaşımımız,

gerek ülkelerimizin gerekse de Yakın Doğu’nun (Ortadoğu ima ediliyor) barış düzenine hizmet edecektir.

Bu barışın sağlanmasında en değerli katkıyı gösteren kişi, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’dan başkası değildir.

Bu nedenle, 1930’dan bu yana Yunanistan hükümeti başkanı olarak Yakın Doğu’ya yeni bir dönem getiren ve barışı sağlayan Türk-Yunan paktının imzalanmasından sonra, siz Nobel Barış Ödülü saygın üyelerine, Mustafa Kemal Paşa’yı bu kıymetli ödüle layık görmekten şeref duyduğumu belirtir; adaylığını kabul etmenizi arz ederim.

En derin saygılarımla.

Haberin Devamı

.......................

1934’te Nobel Barış Ödülü Atatürk’e

değil, Milletler Cemiyeti önderliğinde organize edilen Dünya Silahsızlanma Konferansı’na katkıları nedeniyle, 1929-1931 yılları

arasında İngiltere Dışişleri Bakanı olarak

görev yapan İskoçya kökenli siyasetçi

Arthur Handerson’a verildi.

Venizelos ‘Megali İdea’ mimarı

Elefterios Venizelos, Osmanlı hakimiyetinde bulunan ve Yunan nüfusun fazla olduğu bölgeleri de Yunanistan topraklarına katmayı amaçlayan “Megali İdea”nın (Büyük Fikir) mimarı ve modern Yunanistan’ın en önemli siyasetçilerinden biri olarak biliniyor.

Venizelos, Yunanistan’da ilki 1910’da, sonuncusu ise 1933’te olmak üzere toplam 7 dönem başbakanlık yaptı.

Başbakanlığı sırasında 1919’da İzmir’i işgal eden “Yunan ordusunun Aydın’a kadar yayılan bir bölgede kalmasını” istiyordu.

Venizelos Yunanistan’da 1920’de seçime gitti.

Seçimleri “Evlatlarımızın Anadolu’da ne işi var, onları geri getireceğiz” sloganları atan, muhalefetteki Kral I. Konstantin yanlısı partilerin koalisyonu kazandı.

Ancak göreve gelen hükümet, İngiltere ve Fransa’nın uyarılarına rağmen, Yunan ordusunu geri çekmedi ve “orduya Ankara’ya ilerlemesi” emri verdi.

Venizelos’un Atatürk’ü Nobel’e aday gösteren mektubu

YENİLGİ VE DARBE

Yenilgiden sonra Yunanistan’da askeri darbe yapıldı.

Ankara’ya ilerleme emrini veren ve ikisi başbakanlık yapmış beş siyasetçi (Dimitrios Gounaris, Georgios Baltatzis, Nikolaos Stratos, Nikolaos Theotokis, Petros Protopapadakis) ile ordunun “Küçük Asya (Anadolu) Komutanı” Georgios Hatzianestis, alelacele kurulan Askeri Mahkeme’de “vatan hainliği” suçlamasıyla yargılandı.

Yargılanan altı kişi de suçlu bulundu ve kurşuna dizildi.

Sürgündeki Elefterios Venizelos ise 1923’te Lozan Antlaşması’nı imzaladıktan sonra yapılan seçimlerde birkaç kez daha başbakanlık koltuğuna oturmuş ve 1930’da Türk-Yunan Dostluk Anlaşması’nı imzalamıştı.

Atatürk’ten 17 yaş büyük olan Venizelos 1936’da öldü.

Venizelos’un mezarı, doğup büyüdüğü Girit Adası’nda bulunuyor.

Venizelos’un Atatürk’ü Nobel’e aday gösteren mektubu

Türk-Yunan anlaşması

Venizelos 1930’da heyetiyle birlikte Ankara’ya gelmiş, Ankara Palas’ta verilen davette Mustafa Kemal Atatürk ile “baş başa” görüşmüştü. Dönemin Başbakanı İsmet İnönü’yle Türk-Yunan Dostluk ve İş Birliği Anlaşması’nı imzalamıştı.

Stelyo Berberakis’e “Yunan gazetelerine göre Atatürk Venizelos’la yaptığı görüşmede fevkalade Yunanca konuşmuş.”

ATİNA’DA TÜRK VE YUNAN BAYRAKLARI

Bu anlaşmadan sonra Başbakan İsmet İnönü 1931 Balkan oyunlarını izlemek için Atina’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirmişti.

Bu ziyaret bağlamında Atina’nın ana caddeleri Türk ve Yunan bayraklarıyla donatılmıştı.

Atinalılar, Türkiye’den gelen resmi misafirleri sevgi gösterileriyle karşılıyordu.

İnönü’ye eşlik eden askerler Yunan parlamentosu önündeki “meçhul asker anıtına” çelenk koyma töreninde Yunan askerleriyle birlikteydiler.

Dönemin gazetelerine manşet olan bu olaylar yabancı basın tarafından da hayretle karşılanıyordu.

.................

Düzeltme:

30 Ağustos Zafer Bayramımız bağlamında yazdığım yazı da sehven “Özer Türk” yerine “İsmet Türk” adı yer almış. Düzeltiyorum...