Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Güneri CIVAOĞLU

Borsa düşüyor.
İkinci piyasada tahvil faizleri 1 günde 7 puan aldı. Yüzde 130'a yaklaşıyor.
Dolar, 200.000 liraya dayandı. Merkez Bankası piyasaya dolar satarak, daha fazla yükselmesini önleme çabasında.
Sıcak paranın kaçmaya başladığı yolunda duyumlar alıyoruz.
Böyle bir manzara kaygılar yaratıyor.
Acaba...
"Kara 5 Nisan 1994'ün ayak seslerimi" kuşkuları duyulmaya başladı.
Piyasada yanlış ve zehirli söylentiler dolaşıyor.
Örneğin...
"Döviz tevdiyat hesaplarına kur artışları da vergilendirilecek" gibi...

Son günlerin sağırlar diyaloğu servet beyanı ile ilgilidir.
Medya, "Vergi Reformu Yasaları çıktıktan sonra 1 Ocak 1998'den itibaren Türkiye'de yaşayan, ergin herkesin servet beyanı ya da mal beyanı vereceğini" açıklamıştır.
Maliye Bakanlığı'ndan yanıt gelmiştir:
"Servet ya da mal beyanı verilmeyecek."
Medya ısrarlı olmuş, hatta servet ya da mal beyanının 5 milyar liradan yukarı varlıklar için olacağını belirten, daha da ayrıntılı bir açıklama aşamasına geçmiştir.
Üstelik...
Haksız da değildir.
Çünkü...
Ellerimizde bulunan Vergi Reformu Yasasının 48'inci maddesi, bunu açıkça öngörmektedir.
Hatta, varolmadığı halde varmış gibi beyanlarda gösterilecek servetin cezaya gireceğini dahi düzenleyen bir maddedir bu.
Ve işte...
Yazının başlarında çizdiğim manzara böylece oluşmuştur.
Önce...
1983'ten bu yana kaldırılmış olan servet ve mal beyanının, yeniden getirileceği ve öngörülen hapis cezalarıyla herkesin güvensizlik psikolojisine girmesi...
Ardından, bu konunun bile çelişkili ve birbiriyle tutarsız açıklamalar nedeniyle belirsizlikte kalışı...
Hiçkimse, yaşamı boyunca çocukların eğitimi, aile sorunları, hastalık - tedavi ve yaşlılık yılları için oluşturduğu tasarrufları, belirsiz ve kaygan bir macerada tutmaz.
Dövize kayıp parasını yastık altına koymaya, kendini böylece en sade yöntemle güvenceye almaya yöneliyor.
Oysa, konunun aslı ise şöyle:
Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, "servet beyanı ya da mal beyanı ile ilgili bu maddenin, asıl yasa tasarısında yer almadığını, TOBB metninde bulunduğunu, yanlışlıkla ana metne girmiş olduğunu" söylüyor.
"Yasa tasarısını noktasına, virgülüne kadar kendim yazdım.
Sadece bu maddeyi okumadan geçtim"
diyor.
Sonuçları, - eğer kamuoyu hemen aydınlanmazsa sorun - olabilir.
Temizel, dürüstçe ve açık yüreklilikle gerçeği söylüyor.
Yanlışın neresinden dönülürse kazançtır...
Temizel güvence verdi:
"Bütün bireylerimiz için servet beyanı ya da mal beyanı yeni yasada kesinlikle yok.

Peki, denetim nasıl sağlanacak?
Devlet kaydına alınan ya da devletin denetimi altındaki kayıtlara sokulan para - beyan - kabul ediliyor.
01.01.1998'e kadar, herkes sakladığı ya da vergisi ödenerek elde edilmiş olan bütün parasını bankalara, borsada kote finans şirketlerine yatırırsa, kayıt altına sokarsa...
İşte beyan...
Bu paradan hesap sorulmayacak.
Daha sonra...
Yaptığı her büyük alım ya da satım sırasında yaşam boyu kendisine ait olacak bir vergi numarası kullanacak.
Bu numarayla vergi denetçileri diledikleri zaman denetim yapabilecekler. 01.01.1998 sonrasında elde edilen gelirlerle alınan mallar arasında olanak araştırması yapabilecekler.
Ve...
Gene...
İşte beyan...

Yasa, ya Aralık sonuna yetişmezse?
Temizel güvence veriyor:
"Geriye işlemiyecek. Yürürlüğe giriş tarihi, bu yasanın hesap sorma miladı olacak"
Yasanın diğer düşündürücü maddeleri de var.
Örneğin, gelir vergisi oranlarının düşürülmesi...
Bu yıl 1997 gelirleri vergilendirileceği için uygulanmayacak.
Gelecek yıl da uygulanmayacağı kaygıları yaygın.
Ayrıca...
Borsa işlemlerindeki hisse senedi gelirleri vergilendiriliyor.
Bu işlemin fertler tarafından hesaplanma kargaşası büyük bir sorun. Stopaj uygulanmalı.
Ama, daha ötesi...
Hisse senetlerinin Batı borsalarında spekülatif yani günlük, kısa süreli satışları daha yüksek... Uzun süreli ya da yatırım fonlarıyla yapılan hisse senedi alımları ise, daha düşük vergilere bağlanmıştır. Bizde de bu fark gözetilmeli.
Böylece...
Borsa desteklenir. Sermaye halka yayılır.
Banka faizleri, hisse senedi ve devlet tahvili gelirlerine yüzde 67 enflasyon güvencesi düşüldükten sonra vergilendirme yapılacak.
Sermaye rantına sağlanan bu olanağın, elini taşın altına sokan sanayiciye, hizmet üreten işyerlerine de uygulanması gerekir.
Aksi halde, herkes yatırımdan kaçar. Enflasyon muhasebesi uygulanmalıdır.
Aslında, çoğu ilkesi düzgün olan bu vergi reformu desteklenebilir.
Bazı düzeltmelerle iyi ve köklü bir adım da atılmış olur.
Fakat...
Ekonominin diğer zirvelerinden öylesine tutarsızlıklar... Zaman, mekan ve kelam özürlü sesler geliyor ki... Vergi reformu girişimi tek başına bu katarı çekemez.



Yazara Email G.Civaoglu@milliyet.com.tr