Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İşadamlarımızın ve işkadınlarımızın "2005 yılının muhteşem olacağı" konusundaki beyanları "bir bekleyişi, bir umudu" yansıtır. Ama "2004 yılının şahane olduğu konusundaki açıklamaları" gerçeğin ifadesidir. Çünkü genelde işadamlarımız ve işkadınlarımız "ağlamaya alışıktır". Nazar değer, göze batar endişesiyle işler iyi olsa bile, "iyilikten söz etmeye çekinir". Geçen hafta perşembe günü yayımlanan Posta gazetesinin ekonomi sayfasında işadamlarımızın ve işkadınlarımızın ekonominin durumuna ilişkin değerlendirmeleri veriliyordu. İşadamlarımız ve işkadınlarımız 2004 yılından memnun, 2005 yılından umutlu olduklarını açıkladıklarından haber, "2004 yılı şahane, 2005 muhteşem" başlığıyla gazede yer almıştı. O halde ne oldu da böyle oldu? 2004 yılı işadamlarımız ve işkadınlarımız için "nasıl oldu da şahane oldu?"2004 yılını iyi geçirmeyenlere, "şahane yılın" nimetlerinden yararlanamadıkları için, "yılın iyi geçmediğini düşünenlere" neyin ne olduğunu arz edeyim:(1) Türkiyede imalat sanayii büyük ölçüde ithalata bağlıdır. Yatırım malı (makine ve teçhizat) için de, üretilen malın içindeki girdi için de ithalat yapılır. Bu yıl döviz ucuz satıldığı için girdi maliyetleri ucuzladı.Buna karşılık iç piyasada satılan malın fiyatı ucuzlamadı. Hatta enflasyon ölçüsünde arttı. Bu nedenle maliyet ve satış fiyatı arasındaki fark imalat sanayii lehine büyüdü.(2) Türk sanayici "geleneksel olarak" iki konuda şikayetçidir: (a) İşçi ücretleri. (b) Finansman maliyeti (faizlerin yüksekliği).(a) 2004 yılında mavi yakalıların da beyaz yakalıların da ücretleri artmadı. Ücret artışları enflasyon oranını geçmedi. Buna karşılık işçinin verimliliği arttı. Aynı sayıda işçiyle daha çok ürün elde edildi. Bunun da maliyete olumlu etkisi oldu.(b) Sanayici, dövizle borçlanmayı öğrendi. Finansman yükü Türk lirasından dövize kaydı. Büyük sanayiciler libor artı 1-2 gibi faiz oranıyla (dünyadaki ortalama faiz oranı olan yüzde 5-6 faizin üzerine 1-2 puan eklemeyle) yatırım ve üretimi finanse etti. Büyük rakamlara ulaşan satıcı kredisi kullanıldı.Yılbaşından bu yana döviz fiyatının artmaması ve hatta ucuzlaması da döviz borcunun Türk lirası karşılığının küçülmesine yol açtı.İşçilik ve finansman yükünün azalmasının maliyetteki olumlu etkisi fiyatlara yansıyacak yerde müteşebbisin karlılığını artırdı.Bu olumlu gelişmeler büyük sanayi kuruluşlarından, büyük sermaye gruplarından aşağıya, belli bir çevreye de yayıldı. Bu "belli çevre", büyük sermaye gruplarıyla, büyük sanayi kuruluşlarıyla iş yapan yan sanayii ve yan hizmet grupları oldu.Bu gelişmeler kötü mü? Hayır... İyi... Ekonomi böyle büyüyecek... İş çevreleri kazanacak, hayatlarından memnun olacak, geleceğe ümitle bakacak ki, daha çok yatırım, daha çok üretim yapsınlar. Daha çok insana iş imkanı sağlasınlar...Şimdi siz bana sual eyleyeceksiniz... "İyi de, senin Ayşe Hanım teyzen, Ali Rıza Bey amcan, İşçi Memed kardeşin de, "2004 yılı şahane, 2005 yılı muhteşem diyor mu?" diyeceksiniz... Yılın son günü "Bostancı - Kadıköy dolmuş ücretinin 900 bin liradan 1 milyon 250 bin liraya çıktığını hazırlatacaksınız..." Ben de cevaplayacağım... "Bırakınız da, yılın ilk gününde hayatından memnun olanlardan söz edeyim..." diyeceğim...Yeni yıl kutlu, mutlu, umutlu olsun... guras@milliyet.com.tr