Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Yarı dalgalı olmaz deniz / Ya durulmalı, ya kudurmalı / Ya kınında durmalı hançer, ya sonuna kadar batmalı / Yare dudak vermemeli sevgili... Öptürmeyecekse.../
       Yıllar önce bir kız arkadaşımdan dinlediğim, kimin yazdığını bilmediğim bu şiiri unutamam. Önceleri bunu "aşk şiiri" olarak kabullenirdim. Yaşlandıkça her gelişmeyi bu şiirdeki "felsefe" ile yorumlar oldum.
       Şimdilerde "istikrar paketi" çerçevesindeki uygulamaları bu "felsefe" ile izliyorum. "Ya kınında durmalı hançer, ya sonuna kadar batmalı / Yare dudak vermemeli sevgili... Öptürmeyecekse" diyorum. Bu istikrar paketi ya uygulanacak... Ya uygulanmayacak... Uygulansın ama... Acıtmasın... Bütçe denkleşsin ama, kamu harcamaları azalmasın... Vergi reformu yapılsın ama... Vergiler artmasın. Kara para trafiği kontrol edilsin ama... Servet beyanı istenmesin... Herkes vergiyi versin ama... Nereden buldun diye sorulmasın... Banka sistemi düzeltilsin ama... Banka batıranlara dokunulmasın. Devleti hortumlayanlarla mücadele edilsin ama politikacılar ile bürokratlar bu işe karıştırılmasın...
       Olmaz... Olmaz böyle bir şey. Türkiye'de kurulu düzenden memnun isek... Hiçbir şey yapmaya gerek yok. Bu kurulu düzenin değişmesini istiyorsak değişim "sancılı olacak". Bu sancıya halk katlanacak. Değişim olsun ama... Kimsenin canı yanmasın... Olmaz böyle bir şey.
       Türkiye'de değişim için her yola çıkıldığında kurulu düzenin rantını yiyenler, kurulu düzeni hortumlayanlar kişisel durumlarını (pozisyonlarını) korumak amacıyla hemen harekete geçerler. Bu gibi dönemlerde sahnelenen senaryo hep aynıdır: "Biz kendimiz için bir şey istiyorsak namerdiz... Amma velakin ekonomi çok kötüye gidiyor..." Bakınız işte... Alınan tedbirler yabancıları ürküttü. Yabancılar paralarını alıp gidiyor. Zenginler parasını dışarı çıkarıyor. Halk Türk lirasından dövize dönüyor. Bankalardan döviz çekilişi hızlandı. Borsa çöktü. Piyasada yaprak kımıldamıyor. Anadolu'da iflaslar başladı. Bankalar sarsılıyor. Yatırımlar durdu. Halk ürktü. Gayrimenkul satılmıyor. Yakında otomobil satışları da durur. Fabrikalar kapanınca işsizler sokağa dökülecek... İyisi mi? Biraz geri adım atılsa... Ne olur yani... Her şeyi bir günde yapmaya mecbur muyuz?.. Hem şu vitrindeki bürokratları da bir değiştirseniz... Bunlar zaten halkı korkutan tipler. Bunlar mutlaka eski komünistler. Servet düşmanı, özel sektör düşmanı oldukları besbelli. Geliniz bir süre bu işe ara verelim... Siz bu vitrindekileri değiştirin. Piyasaya güven gelsin. İşler açılsın... Sonra... Yavaş yavaş gene ne istiyorsanız yaparsınız... Efendim bu vitindekiler kraldan fazla kralcı olup politikacıların, iktidarımızın imajını da bozuyor. Siz onları "onore" ederek bir başka yere kaydırabilirsiniz... Değil mi ya!..
       Kurulu düzenin rantını yiyen egemen güçler sadece bunları söylemekle kalmaz. Düğmeye basarak piyasayı yavaşlatır. Yerli ve yabancı piyasa güçlerini harekete geçirir. Türk lirası ve döviz piyasalarını sarsar. Bugünlerde olanlar bitenler böyle olup bitiyor.
       Sayın okuyucularım, "sil baştan çanları" bu ülkede böyle çalar. Değişime direnenler bu ülkede hedeflerine bu felaket senaryoları ile ulaşır.
       Uzak geçmişi değil, yakın geçmişi hatırlayınız. Temizel, Maliye Bakanı olarak ciddi bir vergi düzenlemesi yapmaya kalktı. Servet beyanını, nereden buldunu getirdi. Felaket senaryoları sahnelendi. İktidar paniğe uğradı. Sil baştan yaptık... Şimdi istikrar paketi uygulanıyor, Temizel, banka sistemindeki çürüğü, çarığı temizlemeye kalktı... Felaket senaryoları gene sahnede... Öldük, battık... Mahvolduk... Piyasa geberik... Borsa çöktü...
       Sayın okuyucularım, iki günde bir öldük öleceğiz diyerek beklemektense bir kere ölsek de bu iş bitse... Daha iyi olmaz mı?
       Ne demiş şair: "Ya kınında durmalı hançer... Ya sonuna kadar batmalı!.."



Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr