Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Turkcell'in hisse senetleri yarın 11 Temmuz 2000 tarihinde ABD'nin New York Borsası'nda işlem görmeye başlayacak. Bu nedenle Türkiye'den giden kalabalık bir katılımcının huzurunda tören yapılacak. Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet gong çalarak işlemleri başlatacak.
       Ancak bu demek değil ki eline Turkcell hisse senedini alan, gidip New York Borsası'nda satacak.
       New York Borsası'nda Turkcell hisse senedi kağıtları değil, onların yerine geçecek ADR adı verilen kağıtlar işlem görecek.
       ADR (Amerikan Depositary Receipts), GDR (Global Depositary Recepipts) ve IDR (International Depositary Receipts). Türkçe karşılığı olmayan, fakat genel anlamda "Hisse Senedi Depozito Makbuzu" diyebileceğimiz, uluslararası deyimler. Amerika'da ADR konusunda aracılık hizmetleri yürüten The Bank of New York'un temsilcisi Neslihan Tombul Hanım ADR'leri "Yatırma Senedi" olarak Türkçeleştiriyor. Şimdi sayın okuyucularıma "Yatırma Senedi" olarak ADR'nin ne olduğunu özetleyeyim.
       ADR, yerel borsalarda işlem gören herhangi bir hisse senedinin, ülke dışındaki piyasalarda (genelde New York veya Londra borsalarında) alınıp satılmasını kolaylaştıran "depozit makbuzu"dur. Daha açık anlatayım. Türkiye'de Ali Rıza Efendi ve Şürekası isminde bir firma var. Bu firmayı Türkiye'de herkes tanıyor. Firmanın hisse senetleri İMKB'de işlem görüyor. Ama firma yurtdışı piyasalarda da, özellikle ABD'de de hisse senedi satmak istiyor.
       Ama Türkiye dışındaki bireysel yatırımcılar (yani, büyük kurumsal yatırımcılar dışında) Ali Rıza Efendi ve Şürekası firmasını kimse tanımıyor. İsmini duymuş olsalar bile bu firmanın Türkçe basılmış, üzerinde Türk lirası fiyatı yazılı, Türk lirası bazında İMKB'de işlem gören hisse senedini alıp ne yapsınlar?.. Bu firmanın Türkiye'deki durumunu nasıl izlesinler?
       İşte ADR bu sorulara çözüm getiriyor. Bir yabancı aracı kuruluş (buna "yatırım bankası", İngilizce "Investment Bank" deniliyor) önce, hisse senedini satacak firmayı inceliyor ve değerlendiriyor. Yurtdışından (bu örnekte, ABD'den) gelen talebe göre, yerel piyasadan (İMKB'den veya halka arzda firmadan) hisse senedini alıp, buna eş değer ABD doları bazında ADR arz edilmesini sağlıyor. Bu ADR'leri arz eden kuruluşa "Depo Bankası", İngilizce "Depositary Bank" adı veriliyor.
       ADR'nin "Hisse Senedi Depo Makbuzu"nun (Türkçe ifadesi ile yatırma senedi) üzerinde şunlar yazılı: "Bu kağıt 1 adet Ali Rıza Efendi ve Şürekası firması hisse senedinin aslının, depoda saklandığını gösterir makbuzdur. Bu kağıt karşılığı gerçek hisse senetlerinin depoda mevcut olduğunu, bunların depoda korunacağını, bankamız garanti eder. Sizin bundan sonra muhatabınız hisse senedini çıkaran şirket değil depo bankanızdır". Amerikalı ve Avrupalı yatırımcı da, aracı bankanın güvencesi ile parasını İstanbul'daki hisse senedine bağlıyor.
       ADR - "Hisse Senedi Depo Makbuzu", yabancı şirketlerin özellikle ABD sermaye piyasasından para toplamaları için son yıllarda en fazla kullanılan bir işlem şekli.
       Türkiye'yi ADR ile tanıştıran The Bank of New York'tur. Garanti Bankası, Tofaş ve Efes Pilsen senetlerini Amerikan piyasasında ADR olarak sattı. Sabancı Holding hisse senetleri de ADR olarak satıldı.
       New York Borsası'nda işlem gören (ADR) yatırma senetleri üç farklı dereceden oluşmakta. Turkcell'in ADR arzı ise en üst derecede gerçekleşecek. Yani, sermaye artırımını (Inial Public Offering) New York Borsası'na kota edilerek (NYSE Listing) gerçekleştirecek. Turkcell bundan böyle şeffaflıkta, denetimde aynen ABD şirketlerinin tabi olduğu şartlara tabi olacak. Turkcell hisse senetlerinin ADR'ye dönüştürülme işini depo bankası JP Morgan yapıyor.


Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr