Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Bu gece "yeni" bir yıl başlıyor. Yeni yılı Müslümanlar da, Hıristiylanlar da, başka dinlere inananlar da birlikte kutlayacak. Çünkü bu gecenin "din" ile ilgisi yok. Genelde bizde yanlış bir inanış vardır. Bu gece "İsa"nın doğum günü sanılır.
       Yılbaşı gününün İsa'nın doğumu ile ilgisi yoktur. Çünkü "İsa"nın doğum günü bilinmiyor.
       Hıristiyanlar her yıl 6 Ocak tarihinde "Epiphany" diye adlandırılan bir "yortu" gününde (1) İsa'nın beden alıp dünyaya gelişini, (2) 8 günlük iken sünnetini, (3) 40 günlük iken mabede sunuluşunu, (4) 12 yaşında din adamlarıyla konuşmasını, (5) 30 yaşında vaftizci Yahya tarafından vaftizini bir arada ve de tek bir günde kutluyordu.
       Bu arada Roma'da değişik putlara tapanlar 25 Aralık günü güneşin yükselişine dayalı olarak, güneş sembolü ışığa taparak değişik eğlenceler Hıristiyan dininin ahlak anlayışına ters, çarpık eğlencelerdi.
       Hıristiyan dinini Roma'da yaymaya çalışan din bilginleri "6 Ocak'ta Epiphany yortusundaki kutlamalar arasında yer alan 5 farklı kutlamadan" birincisini, "İsa'nın beden alıp dünyaya gelişinin kutlamasını" 25 Aralık gününe çektiler.
       Böylece milattan sonra 354 yılında Roma'da 25 Aralık kutlamaları İsa'nın doğum kutlamalarına dönüştü. İstanbul'daki kilise ise 380 yılından sonra Doğu'daki Hıristiyanların da "İsa'nın doğumunu 25 Aralık günü kutlamaları yolunda emir çıkardı." Günümüzde Ermeniler hala 6 Ocak "Epiphany" kutlamalarını sürdürüyor. Diğer Hıristiyanlar ise 25 Aralık gününü özel bir gün olarak yaşıyor.
       Bu gece ise sadece ve sadece "takvim"de bir yılın sona erip bir başka yılın başlama gecesidir.
       31 Aralık gecesi eski yılın bitip, 1 Ocak'ta yeni bir yılın başlaması, taaaaa milattan önce 45 yılına giden bir olaydır. Eski Roma'da günlerin sayılmasında kargaşalık yaşanırdı. Jül Sezar, milattan önce 45 yılında "Julyen Takvimi"ni uygulamaya başlattı. Ve de yeni yılın başlangıcını 1 Ocak olarak belirledi. Papa Gregorius tarafından 1582 yılında düzenlenen "Gregoryen Takvim"de eski yıl 24 Mart gecesi bitiyor, yeni yıl 25 Mart gecesi başlıyordu.
       Gregoryen takvimde yeni yıl 1752 yılından sonra 1 Ocak günü başlatılır oldu.
       Rusya 1918 yılında, Yunanistan 1923 yılında, Türkiye 1926 yılında Gregoryen Takvim'i kullanmaya başladı.
       Açık anlatımıyla (1) Yılbaşı kutlamalarının din ile ilgisi yok. Hıristiyan adeti değil. İsa'nın doğumu kutlanmıyor. (2) 1 Ocak günü 1926'dan bu yana Türkler için yeni bir yılın başlangıcıdır.
       Türklerde eski bir yılın bitip yeni bir yılın başlamasını" aile içinde" kutlama adeti de 1930'lardan sonra oluştu. Sadece büyük şehirlerde değil, Anadolu'da da, her gelir grubundan aileler, yılbaşında bir sofra etrafında toplanarak önceleri radyo dinlemeyi, gece yarısı milli piyango çekilişini izlemeyi adet edindi.
       Televizyon çıkınca, gece yarısı "Zeki Müren konser verecek mi? Dansöz çıkacak mı?" havasına girildi. Kuru yemiş, tombala bu gecelerin sembolü haline geldi... Gelirdeki farklılaşmaya ve değişime bağlı olarak yılbaşı eğlenceleri gazinolara, lokallere, otellere taşındı. Bazıları yılbaşını tatil fırsatı olarak değerlendirdi... Bu akşam yeni bir yıl başlıyor. Herkesin hayatından, insanların hayatından 12 aylık bir dönem sona eriyor. Sınırlı olan insan hayatında 12 aylar önemli zaman dilimleridir. Geçenler de önemli, gelecek olanlar da... İyi ve kötü yanıyla 12 ay geçti... Ömürden 12 aylık bir dilim eksildi. Kaç 12 aylık dilim kaldığını kimse bilemiyor. İşte o kalan 12 aylık dilimlerin sağlık, huzur, mutluluk, başarı ve varlık içinde geçmesi önemli...
       Sayın okuyucularıma iyi yıllar dilerim...



Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr