Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yeni sayfayı açalım. İşimize bakalım... Büyüklerimiz der ki, “Her ne ki olmuştur, vardır onda bir hayır / Her ne ki olmamıştır, vardır onda bir hayır.”
Pazardan önceye takılıp kalmakta yarar yok. Pazardan önceki siyasi gerginliği devam ettirmeye gerek yok. Belediye başkanlığı seçimi “Güven Oylaması” halinde sonuçlandı. Halk oyunu belli etti. Her ne kadar “Yenilen pehlivan güreşe doymaz” derler ise de, güreşe bir süre ara vermek zorunluluğu ile karşı karşıyayız.
Unutmayalım... Evde “Evladü-iyal” var. Evdekiler iş istiyor, aş istiyor. Daha iyi yaşamak istiyor.
Bunları söylemek kolay... Ancak bu söylenenlerin gerçekleşme olasılığı çok zayıf.
Seçim tartışmaları sırasında politikacılar “Ülkenin ayağına kurşun sıktı”. Bu gerçeği bilelim. Yürümek, daha sonra da koşmak için öncelikle kurşunu ayaktan çıkarmaya mecburuz.
Türkiye, dünyaya her bakımdan açık bir ülke. Bizim aldırmadığımız, küçümsediğimiz gelişmeler dışarıda “Batı Gözlüğü” ile abartılarak izlendi. İzleniyor.

Kapı önünü süpürelim
* Cari açığımız ne kadar küçük olur ise olsun, dışarıdan döviz girişi bizim için önemli. Sadece cari açığı kapatmak için değil, borç stokunu döndürmek, yaşatmak için de döviz ihtiyacımız var.
* İthalat ne kadar azalsa, ihracat ne kadar artsa gene de dış ticaret açığı devam edecek. Tarımda ve sanayide üretimdeki ithal girdi kullanımını kısa sürede azaltmak çok zor. Bunun için sanayide yapısal dönüşümü gündemin başına oturtmalıyız.
* Başlamış olan ve başlayacak olan büyük rakamlı altyapı projelerinin döviz kredilerinde sorunlar çıkacak. Yeni projelere başlamak kolay olmayacak. Buna göre tedbir almak zorundayız.
* Yabancılara Türkiye’deki hukuk sistemi konusunda ve politikacıların çarpık ilişkileri ile ilgili olarak doğru veya yanlış yoğun bilgi akımı oldu. Olumsuz bilgilerin yarattığı tahribatı küçümsemeden, onarmak için yoğun çaba göstermemiz gerekiyor.

Neler olabilir?
Bu çerçevede bugünden sonra neler olabilir?
* Ekonomi politikalarında kısa sürede radikal değişiklikler gerçekleşemez.
* Yavaşlayan büyümeden hızlı büyümeye geçme şansına sahip değiliz. Yavaşlama devam edecek.
* Kısa sürede halkı ve ekonomiyi en fazla etkileyecek gelişme geciken doğalgaz ve elektrik zamlarının getireceği ek yük olacak. Ama bundan kaçınılamaz.
* Döviz fiyatlarında bugünden sonraki değişim dışarıdan döviz girişinin seyrine bağlı olacak. Döviz girişi ise, seçim sonuçlarının dış finansal çevrelerin değerlemelerine göre azalacak, çoğalacak.
* Talepte kısa sürede önemli değişim gerçekleşemez. İç talep artışı gelir artışına bağlı. Çalışanların maaş ve ücretleri artmadan, tüketici kredisinde sınırlama kaldırılmadan iç piyasa canlanamayacak. İhracat artışına bağlı bir üretim artışı gerçekleşecek.
* Gösterişli büyük projelerin finansmanının zor hale gelmesi ekonomide üretime ilginin artmasına imkân verecek.
* Büyük ölçekli, ihracata dönük üretim yapan işletmeler faaliyetlerini sürdürürken küçük ve orta boy işletmeler ekonomideki daralmanın yükünü hissetmeye başlayacaklar. Kredi ödemelerinde zorlanacaklar.

Barış ve güven ortamı
* Seçim döneminde yanlış tartışmalar, yerli ve yabancı girişimcileri korkuttu. İşadamlarının ve firmaların isimleri verilerek yapılan suçlamalar, büyük riskler taşıyanları üzdü. Kısa sürede tekrar barış ve güven ortamı yaratılması zorunluluğu var.
Açık anlatım ile, seçimin sona ermesi ile siyasi tansiyonun düşmesi ekonomide ciddi ölçüde rahatlama yaratamayacak. Çünkü ekonomi seçim öncesindeki gelişmelerden büyük zarar gördü.
Kısa sürede zararı telafi ederek, hasarı onararak, çarkları tekrar döndürmeye başlamak pek kolay olmayacak.