Zehir nara nasıl bulaşıyor?

15 Ekim 2023

En şifalı meyvelerden ama ne yazık ki Türkiye’den Avrupa’ya gönderilen narlarda limitin çok üstünde tarım zehri kullanıldığını öğreniyoruz. Nedeni de ilaçlamanın kurallara uygun yapılmaması.

İşte Avrupa Birliği Gıda Alarm Sistemi. Geçen hafta sisteme düşen uyarıya göre, Türkiye’den gönderilen narda tolere edilebilir limiti onlarca kat aşan 5 farklı tarım zehri var. Hatta 12 yıl önce yasaklanan “fenvalerate” bile o zehirler arasında. Antioksidan açısından en yararlı meyve olan narın, âdeta zehir kokteyline dönüştüğünü anlıyoruz uyarıdan. Peki, bu nasıl oluyor? Çünkü çiftçi, ruhsatlı; yani kullanımına izin verilen tarım zehrini ya eksik ya da yanlış kullandığı için, zararlılara çare bulamıyor. Bunun üzerine de yasaklansa bile bir şekilde ulaşılabilen kimyasallara yöneliyor. Bunu anlatan Antalya’da bu yıl düzenlenen Nar Festivali’nde yetiştirdiği narla birincilik ödülüne layık görülen nar üreticisi Serdar Dülger.

Pas ve lekeler

Yazının Devamı

Zeytinyağınız sahte mi?

8 Ekim 2023

Zeytindeki rekolte düşüklüğü hem fiyatını hem de sahteciliği tetikliyor. Kaliteyi belirleyen temel kriterleri değerlendiren tadım uzmanı Prof. Dr. Renan Tunalıoğlu’dan ipuçları aldık.

Zeytin rekoltesi bu yıl oldukça düşük. Tabii bu durum, zeytinyağı fiyatlarına da yansımış durumda. Fiyatla birlikte zeytinyağında sahtecilik de artıyor. Şikâyet sitelerine, zeytinyağı memnuniyetsizlikleri yansımaya başladı bile. Siparişle eve gönderilen yağın, zeytinyağı olmadığından yakınan da var, yağı tükettikten sonra sağlığının bozulduğunu iddia eden de!

Gerçekten de “zeytinyağı” diye satılan bazı yağların fiyatlarına bakınca, işin içinde bir bit yeniği olduğu apaçık. Zira kilosu 60 liradan satılan zeytinyağı da var kilosu 250 lirayı aşanı da. Elbette zeytinyağında belli oranda fiyat farkının oluşması olağan bir durum. Çünkü zeytinin çeşidi, yağın sınıfı, asitlik derecesi, elde edilme koşulları fiyata yansıyor. Ama piyasa değerinin çok altında bir fiyata, tenekelerce zeytinyağı satılabilmesini kimse açıklayamıyor. Daha doğrusu bu tablo, tağşişe (sahtecilik) kanıt

Yazının Devamı

Şekerlemelere dikkat!

1 Ekim 2023

Avrupa’ya ihraç ettiğimiz ürünlerde başta şekerlemeler olmak üzere, pastadan keke, sakızdan içeceklere limitin üzerinde yapay renklendirici saptanması soruları da beraberinde getiriyor

Avrupa Gıda Alarm Sistemi, Türkiye’den gönderilen kek, bisküvi ve şekerlemeler için uyarı vermeye başladı. Son aylarda sisteme limit aşan oranda yapay renklendirici kullanılan ürünler yansıyor. Karamelli bir üründe sentetik kahverengi gıda boyası (E-155) kullanılmış. Üstelik limit değerin çok çok üzerinde!

Yunanistan’ın yaptığı sınır kontrolünde, Türkiye’den gönderilen şekerlerde sentetik kırmızı boya (E-124), kabul edilebilir limit değerin neredeyse 2 katı oranında saptanmış. Almanya’daki marketlerde satılan bir meyveli kekte ise âdeta renk kokteyli kullanılmış. Türkiye menşeli kekte, 3 adet sentetik gıda boyası kullanıldığı belirlenmiş. Yine Yunanistan’da yapılan sınır kontrolünde, ihraç ettiğimiz draje şekerlerde AB’nin yasakladığı titanyum dioksitin (E-171) kullanıldığını görüyoruz.

Aşırı kullanım var

Avrupa&rsquo

Yazının Devamı

Gerçekten Ezine mi?

24 Eylül 2023

Ezine peyniri, AB Coğrafi İşaret Tescili alacak ama Ezine’de bile tescil şartlarına uygun olmayan peynirler satılabiliyor. Sahteciliği önleyecek düzenlemeler yapılmadığı sürece AB tescili, duvarda süs olarak kalmaktan öteye gitmiyor

Birkaç aya kadar, Türkiye’nin “Avrupa Birliği Coğrafi İşaret Tescili” alan 14’üncü ürünü “Ezine peyniri” olacak. Ama Ezine peyniri maalesef, üretildiği coğrafyada bile korunamıyor. Bugün “Ezine” diye, markette, pazarda satılan peynirlerin çoğu, gerçek Ezine peyniri değil. Hatta Ezine’deki zincir marketlerde bile, “Ezine” etiketiyle tescil şartlarına uygun olmayan peynirler satılabiliyor. İş öyle bir noktaya varmış ki, peynir üretiminde kullanılmak üzere “Ezine” aroması bile var.

Böyle bir tabloda, AB’den coğrafi işaret almanın Ezine peynirine katacağı katma değer merak konusu. Zaten başvuruyu yapan Ezine Peynirini ve Mandıracılarını Koruma Geliştirme ve Tanıtma Derneği Başkanı Ali Öztürk de, AB coğrafi işaretinin gerçek üreticilere

Yazının Devamı

Morca’nın gizemi

17 Eylül 2023

Dünyanın gözü geçen hafta Morca Mağarası’ndaydı. ABD’li mağaracı Mark Dickey’nin indiği Morca’nın keşfinin maceralı bir öyküsü var. Üstelik Morca, yeni bakteri türlerinin bulunması ve endemik kerevit türünün dünya literatürüne girmesiyle de dikkatleri çekiyor.

Türkiye’nin en derin 3’üncü mağarası Mersin’deki Morca Mağarası, geçen hafta hem Türkiye’nin hem de dünyanın gündemindeydi. Mağarada araştırma yapan ABD’li mağaracı Mark Dickey’nin, 1.000 metrede mide kanaması geçirmesi sonrasında başlatılan kurtarma çalışmaları, herkes tarafından ilgiyle izlendi. Bu derinlikte ilk kez böyle bir kurtarma operasyonuna imza atıldı. 9 gün süren çaba sonunda Dickey, sedyeyle sıfır noktasına taşınarak sağ salim mağaradan çıkarıldı.

Tabii birçok kesim, ABD’li mağara araştırmacısının neden Morca’da olduğunu sorgulamaya başladı. Oysaki mağaralar barındırdıkları gizemlerle hem dünya mağaracıları hem de bilim insanları için öteden beri önemli

Yazının Devamı

Mikro yeşillikler sağlıklı mı?

10 Eylül 2023

Evinizde bir kaba istediğiniz sebze, tahıl veya baklagilin tohumunu atın ve sulayın; 10 gün sonra mikro yeşillikleri filiz evresinde sofranıza koyabilirsiniz. Şehirde yeni akım bu!

Büyükşehirlerde yaşarken sağlıklı beslenebilmek giderek zorlaşıyor. Çünkü gıdalar uzun yolculuklara çıkarıldıktan sonra sofraya geliyor. Bu yolculuk ise; üretim süreçleri ve depolamada gıdaya eklenen/uygulanan kimyasallar, sağlık açısından ciddi riskler barındırıyor. Bu riski azaltmak isteyen şehirlilerin bir bölümü, artık kendi gıdasını evlerinde üretmeye başladı. Pandemiyle hız kazanan bu süreçte yeni akım mikro yeşillikler…

Sebze, tahıl, baklagil gibi bitki tohumlarının topraklı ya da topraksız saksılara ekildikten sonra sadece sulanmasıyla üretilen mikro yeşillikler, yaklaşık 10 gün içinde yenilebilir büyüklüğe (filiz evresi) erişiyor. Evlerde herhangi bir kaba tohum saçarak mikro yeşillik kolaylıkla yetiştirilebiliyor. Ya da hazır set halinde mikro yeşillik satan firmalardan kit satın alınabiliyor. Bu yolla rokadan kerevize, horozibiğinden yeşil daikon turbuna,

Yazının Devamı

Plastikten kaçarken kâğıda tutulduk

3 Eylül 2023

Araştırmalar zararlı kimyasalların kağıt bazlı gıda ambalajlarından insan tüketimine yönelik gıdalara sızabileceğini gösteriyor. Tek kullanımlık ambalajlarda kullanılan PFAS grubu kimyasallar, kalıcı olmalarından ötürü hastalık riskini artırıyor.

Ekolojik diye plastik pipetlere alternatif olarak gösterilen kâğıt pipetlerde zehirli kimyasal; PFAS’ın saptanması, tek kullanımlık plastiklerdeki tehlikeleri tekrar gündeme getirdi. Araştırmalar, özellikle sıcak içeceklerin tüketildiği kâğıt bardaklar ile yiyeceklerin sarıldığı ambalajların, ciddi sağlık riski barındırdığını ortaya koyuyor.

Mesela Hindistan Teknoloji Enstitüsü’nden iki bilim insanının kâğıt bardaklardaki mikroplastik yükünü araştırdığı çalışma çok çarpıcı. Kâğıt bardağa 100 mililitrelik sıcak içecek koyan bilim insanları, 15 dakika sonra içecekte 25 bin mikroplastik partikül saptamış. Çalışmada, sıcak suya maruz kalan kâğıt bardakların içindeki plastik filmlerin, sıcağın etkisiyle çözündüğü ve suya florür,

Yazının Devamı

Doğu Karadeniz’de “vampir kelebek” kabusu

27 Ağustos 2023

Bir çekirge türü ama yöredekiler, ona verdiği zarardan ötürü “vampir kelebek” adını takmış. Çiçeklerden meyve sebzeye ve en önemlisi çaya zarar veriyor. Fasulyeden kabağa, kividen çaya her üründe dalları ve yaprakları sarmış durumda

Küresel iklim krizinin olumsuz sonuçlarını günbegün yaşıyoruz. Bir yanda yaşamı zorlaştıran sıcak hava dalgaları, kuraklığa bağlı tarımsal verim kaybı, susuzluk riski ve orman yangınları... Diğer yanda, iklimle birlikte değişen ekosistemin yol açtığı yeni tehditler.

Doğu Karadeniz, bugünlerde bu tehditlerden biriyle karşı karşıya bulunuyor. Adı “Ricania simulans.” Bölgede “vampir kelebek” olarak anılıyor. Aslında bir çekirge türü. Gelişme çağındaki bitkilerin öz suyuyla beslendiği için, bitkileri kurutup tarım ürünlerinde büyük hasara yol açıyor. Yaklaşık 20 yıl önce Gürcistan’dan Doğa Karadeniz’e giriş yapmış. O tarihten bu yana da dönem dönem bölgede baskın bir istilacı olarak boy gösteriyor. Bu

Yazının Devamı