Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her öğünde ciddi bir pestisit kokteyline maruz kaldığımız ortada. Ama hangi oranda olduğu ancak gıda denetimleriyle anlaşılabiliyor

Günlük besinlerimizin tamamını organik ürünlerden seçersek sadece 1 haftada vücudumuzu yüzde 60 oranında böcek zehrinden arındırmış oluyoruz. Bu çarpıcı veri; ABD’de yapılan bir araştırmaya dayanıyor(1). Araştırma, 4 Amerikan ailesi üzerinde gerçekleşmiş. Önce aile üyelerinin kan ve idrar örneklerinde, 14 tip pestisit (tarım zehri) kalıntısının hangi oranda bulunduğu saptanmış. Ardından da aileler 6 gün boyunca tamamen organik ürünlerle beslenmiş. Ve yeniden kan ve idrar örneklerine bakılmış. Sonuç oldukça çarpıcı. Bünyelerindeki kimyasal seviyelerinde yüzde 95 oranında düşüş yaşanan bileşikler var. Mesela organik beslenen ailelerin vücudundaki malathion zehri, yediklerine bağlı olarak yüzde 95 oranında azalmış. Malathion, tarım zararlılarının sinir sistemini tahribata uğratan bir kimyasal. Sebzeden meyveye geniş ölçekli bir kullanım alanı olduğu için günlük diyetle vücudumuzda birikmesi muhtemel. Malathion’un Türkiye’de de mısırdan domatese, üzümden fasulyeye çok sayıda sebze ve meyvede kullanıldığını da hatırlatalım.

Haberin Devamı

Bir hafta organik beslenince

Kimyasal savaş ajanı

Araştırmanın gözler önüne serdiği bir diğer nokta, organofosfat grubu pestisitlerin organik beslenmeyle ciddi oranda vücudumuzdan uzaklaşabildiği. Organofosfatlar, kimyasal savaş ajanı olarak kullanılan zehirler. Mesela sarin gazı bir organofosfat. Merkezi sinir sistemini felce uğratarak böcekleri öldürüyor. İnsanlarda birikmesi, çeşitli hastalık ve depresyona yol açıyor. Özellikle beyin gelişimi sırasında çocukların bu pestisit grubuna maruz kalması, otizm, öğrenme güçlüğü ve IQ kaybına neden oluyor. Organofosfatların en bilineni klorprifos etken maddesi. Tarımda yaygın kullanımı var. Zararları anlaşılınca AB’de ve Türkiye’de yasaklandı. Ancak yapılan araştırmalar ülkemizde hâlâ tarlalarda kullanıldığını gösteriyor. ABD’deki araştırma ise, 1 haftalık organik beslenme sonrası vücuttaki klorprifos oranının yüzde 61’e kadar düştüğünü ortaya koyuyor. Yine araştırmaya göre, organik beslenmek vücudumuzdaki nenikotinoid sınıfı kimyasalları yüzde 83 oranında azaltıyor. Endokrin bozucu olarak adlandırılan bu kimyasallar, arı ölümlerinin de baş sorumlusu. Bir diğer dramatik azalma da pyrethroid sınıfı kimyasallarda yaşanmış (yüzde 50). Pyrethorid sınıfı da endokrin bozukluğu, Parkinson riski, olumsuz nöro gelişim ve bağışıklık sisteminde hasara neden olma gibi etkenlerle anılan bir pestisit grubu. Araştırma, aslında beslenmenin sağlıkla nasıl bire bir ilişkili olduğunu ortaya koyması açısından oldukça önemli. Hepimiz günlük diyetimizde çeşitli sebze ve meyveleri soframıza koyuyoruz. Bu sebze ve meyvelerle işlenmiş gıda ürünlerini tüketiyoruz. Aslında her öğünde ciddi bir pestisit kokteyline maruz kaldığımız ortada. Ama hangi oranda olduğu ancak gıda denetimleriyle anlaşılabiliyor. Organik ürünler bu açıdan ciddi alternatif. Organik sertifikası taşıyan ürünün pestisit kalıntısı barındırmaması gerekiyor. Barındırması halinde cezası yüksek. Denetim yetkisi de konvansiyonelde olduğu gibi Tarım Bakanlığı’nda. Sertifika konusunda şüphesi olanlar için de zehirsiz üretimi amaçlayan gıda toplulukları önemli alternatif. Gıdamızı temizlemek için mutlaka önce bilinç sahibi olmalı sonra da tüketici baskısı yaratmalıyız.

Haberin Devamı

1 https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0013935119300246