Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ekosistemin en önemli parçası hayvanlar. Yaşam döngüsünün gönüllü çalışanları onlar. Gıdayı da onlara borçluyuz, yaşamın devamlılığını da. Bu muazzam düzene de hep arılar örnek gösterilir. Einstein’ın ‘Arılar yok olursa yaşam da yok olur’ teorisi mutlaka kulağınıza çalınmıştır. Bitkilerin döllenmesinde arıların rolü tartışılmaz. O nedenle arı popülasyonundaki azalma hep korkutmuştur insanoğlunu.

Kabahatin  çoğu kimde

Yaşam, türlerin birbiriyle olan ilişkisi üzerinden sürüyor. Yarasalar, biz uyurken zararlı böcekleri yiyor, planktonlar nefes alabilmemiz için oksijen üretiyor. Biz insanlar ise türlü eziyetler üretiyoruz onlara. Özellikle bu coğrafyada nüfusun önemli bir bölümünün hayvanlarla ilişkisi sorunlu. Kötü muamele, eziyet, işkence vakalarından geçilmiyor ne yazık ki bu topraklarda. Sadece son iki haftaya bakın; Manisa’da bir köpek bacağından iple bağlanarak sürüklenerek öldürüldü. İzmir’de bir köpeğe acı biber ve sakızla işkence yapıldı. Giresun’da telle bağlanarak işkenceye uğrayan bir köpek AKUT ekiplerince kurtarıldı. Sakarya’da 17 yaşındaki bir genç kız, bir kedinin gözlerini oyarak sosyal medyada yayınladı. Afyon’da bir eşek makatına boru sokularak öldürüldü.

Haberin Devamı

Kabahat!

Bayram günü keyfinizi daha da kaçırmamak için bu örneklerle yetinelim. Sadece bu kadarı bile “vahşi” sıfatının hayvanlardan çok insanlara yakıştığını göstermeye yeter sanırım. Maalesef, bu vahşet bizim eserimiz. Hayvanları içimizdeki “hayvanlardan” korumak için yaptığımız kanunlar da bu vahşeti engelleyemiyor. Hatta cesaretlendiriyor. Çünkü, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre işkenceyle öldürülen hayvan sahipsizse ortada bir suç yok, kabahat var. İşkenceyi yapan da, büyük ihtimalle sadece 546 lira para cezasına çarptırılıyor.

Örnek dava

Hayvanın sahipli olması durumunda ise, Türk Ceza Kanunu devreye giriyor. Ancak orada da, hayvan “mal” olarak kabul edilerek, “Mala karşı işlenen suçlar” kapsamında değerlendirme yapılıyor. Sonuçta da kayda değer cezalar çıkmıyor. Bugüne kadar TCK kapsamında en büyük ceza, Eskişehir’de işkence ederek bir kediyi öldüren üniversiteli Mustafa Can Aksoy’a verilmiş. İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Yasemin Babayiğit, bu cezanın ender ama örnek bir karar olduğunu söylüyor.

Haberin Devamı

Aksoy’a mahkeme erteleme de uygulanmamış. Dosyanın Yargıtay’da olduğunu belirten Babayiğit, kararın onanması halinde Aksoy’un hayvana işkence ve kötü muameleden cezaevine girecek ilk kişi olacağına dikkat çekiyor.

Acil yasa

Babayiğit’e göre, “Nasıl olsa ceza almayacağım” rahatlığı hayvanlara yönelik suçların artışında etkili. Toplumsal talep de, cezaların artırılması yönünde. “Change.org’ sitesi, hayvanlara yönelik işkence ve kötü muamelenin son bulması için açılan imza kampanyalarıyla dolu. Eskişehir’deki Aksoy vahşetinden sonra açılan kampanya oldukça etkili olmuş ve çeyrek milyona yakın katılım sağlanmış. Yasal düzenleme talebine siyaset de aşina. Geçtiğimiz haziran ayında Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, müjdeyi vermişti. Hayvanlara daha geniş haklar tanıyan yasal düzenlemeyi yeniden gündeme aldıklarını söyleyen Eroğlu, yeni düzenlemeyle hayvanları öldüren ve işkence edenlere hapis cezasının getirileceğini söylemişti. Umarız bu düzenleme daha da gecikmez. Çünkü vahşet tablosuna her geçen gün bir yeni örnek daha ekleniyor. Büyük balığın küçüğü yutmasına ya da erkek peygamberdevelerinin başsız çıktıkları cinsel birleşmelerin engellenmesi için değil; hayvanı insandan korumak için yeni bir yasaya ihtiyaç var.

Haberin Devamı

Kabahatin  çoğu kimde

Sorularınızın cevapları burada

Bu köşede her hafta sürdürülebilir bir yaşama ve doğaya dair konuları ele alıyoruz. Yeşili, toprağı, ağacı kısaca çevreyi gündemin ilk sırasına koyup, ekosisteme, insan ve diğer tüm canlılara zarar verebilecek uygulamalara dikkat çekmek amacımız. Siz de sorularınızı, konu önerilerinizi ve merak ettiklerinizi gurkan.akgunes@milliyet.com.tr adresine gönderebilirsiniz. Gelin her pazar siz de doğaya ses verin...