Yom Kippur savaşının 50. yılı

2 Ekim 2023

6 Ekim 1973, Ramazan’ın 10’u, Musevilerin Yom Kippur (yevm el-gufran, arınma günü) dedikleri, 25 saat yemeyip-içmeyip, hatta yıkanmayıp bir tür ibadetle Yaradan’dan af diledikleri) güne denk geliyordu. Mısır ve Suriye, daha doğrusu ikisinin hem askeri hem sivil liderleri Enver Sedat ile Hafız Esat, arkalarına 13 ülkenin desteğini alarak, 1967 Savaşı’nda İsrail’e kaptırdıkları Sina ve Golan Tepelerini geri almak (ve tabii İsrail’e iyi bir ceza vermek) üzere saldırıya geçti.

Saldırıyı izleyen günlerde İsrail’in bakanlar kurulu ve diğer dairelerinin belge ve tutanaklarındaki gizlilik üç hafta önce kaldırıldı; uluslararası uzmanlar ve İsrailli tarihçiler de bu belgeler üzerindeki ilk tahlillerini yayınlamaya başladı. Meğer İsrail, Suriye-Mısır iş birliği görüşmelerini sanki Tel Aviv’de bir meydanda yapılıyormuşçasına gün be gün, bırakın günü haftayı, saat be saat izliyormuş. Ama yine de Başbakan Golda Meir çok hayrete düşmüş. 1967 Savaşı’ndaki beceriksizliklerinden sonra Arap liderlerin tekrar

Yazının Devamı

Ermenilerin çektiği hep diaspora belası

28 Eylül 2023

İngilteresi, Amerikası tahrike ve tabii çarpıtmaya başladılar koro halinde! BBC’nin Kathryn Armstrong ve Nataliya Zotova isimli muhabirleri, ABD Dışişleri sözcülerinden Matthew Miller’i de suç ortağı ettikleri “Onbinlerce Ermeni, etnik temizlikten kaçıyorlar” başlıklı haberlerinde, Dağlık Karabağ’da 19 Eylül anti-terör operasyonunu “etnik temizlik” diye lekelemeye çalışıyor. 

Evet, 24 saatlik harekat durduğundan bu yana bir “temizlik” var Hankendi (Stepanakert) ve çevresinde. Ancak bu, Azerbaycan hükumetinin Ermeni azınlığa karşı bir girişimi değil; tersine 30 yıllık işgal sırasında Ermenistan makamlarının STK’lar marifetiyle giriştikleri bir zoraki nüfus kontrol operasyonunun doğal sonucu. Dağlık Karabağ’da nüfus oranlarını değiştirmek ve işgal altındaki toprakların gerçek bir Ermeni yurdu sanılmasını sağlamak için zorla göçürtülen kurbanlar, 30 yılda kendi yurtları haline getiremedikleri toprakları kendi rızalarıyla terk ediyor, asli kentlerine dönüyor. Bunların tahmini sayısı 130 bin civarında.

Yazının Devamı

Nükleer enerji Suudi Arabistan’ın da hakkıdır

25 Eylül 2023

Haber sitesi başlık atmış şaşırmışçasına: “Suudi Arabistan ve İsrail ‘tarihi uzlaşıya’ yakınlaştı.”

Yakınlaşmasınlar mı? Uzlaşmasınlar mı? “Tarihi uzlaşı” ifadesi de tırnak içinde. Olmayacak, olmaması gereken acayip bir şeymiş gibi! Aşina olan nedir o zaman? Hep kavga, hep dövüş; hep öldürme, hep sakat bırakma mı?

Trump, başkan gibi başkan olmadığı için olacak, yaptığı diğer icraatlar gibi, esasen derin ABD’nin kimbilir hangi derin planları için hazırlayıp kotardığı Orta Doğu’da Arap ülkeleriyle İsrail arasında kimi 1967’den kimi 1973 ve 1982’de olmuş bitmiş ama hala bir barış anlaşmasıyla sonuçlanmamış Arap-İsrail savaşlarını bitirmeye yönelik uzlaşma planına çoğu kişi sıcak bakmadı. Aralarında benim de olduğum bazı kişiler, bu uzlaşmanın İsrail’in işgal altında tuttuğu Arap topraklarına temelli yerleşmesi gibi bir art niyet taşıdığını iddia etti. Bazıları bunun Musevilere Mısır’dan gayrimenkul edinmesi için, Trump’ın emlakçı damadı Jared Kushner ile bir “dümeni” olduğunu öne sürdü.

Neden?

Yazının Devamı

Ermeniler için raks etmek artık kolay değil

21 Eylül 2023

Azerbaycan’da “Zafer Yolu” olarak bilinen Fuzuli-Şuşa otoyolunun Hocavend ilinden geçen kesiminde yola yerleştirilen mayının patlaması üzerine 7 polis memurunun can verdiği terör saldırısı, bardağı taşıran son damla oldu; Azerbaycan, Dağlık Karabağ bölgesinin birkaç yerinde tutunmuş Ermeni çetelerini ortadan kaldırmak için nihai operasyona başladı. Operasyonun ilk saatlerinde yapılan üç açıklama dikkat çekici idi:

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Dağlık Karabağ’da Ermenistan askeri personeli bulunmadığını ve Azerbaycan’ın operasyonunun iki ülkeyi savaşa sürüklemeyeceğini söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un sözcüsü, “Fransa, Azerbaycan’ı operasyonu derhal durdurmaya ve uluslararası hukuka saygı göstermeye çağırıyor,” dedi, operasyonu “kabul edilemez saldırı” diye niteledi ve Macron’un Azerbaycan’a “güçlü bir yanıt verilmesi amacıyla Avrupalı ve ABD’li ortaklarıyla yakın iş birliği içinde çalıştığını” söyledi. ABD Senatosu

Yazının Devamı

Bu kez öyle bir raks edeceksin ki!

18 Eylül 2023

Paşinyan’ın “Hata ettik; Karabağ Azerbaycan toprağı olduğu halde saldırarak hem hukuku ihlal ettik hem ülkemizi mahvettik” mealindeki demecinin üzerinden 24 saat geçmeden, ülkenin, ABD ile ortak askeri manevralara başladığı açıklanıyor:

“ABD’nin Ermenistan Büyükelçiliği, Erivan’daki 10. Dağ Tümeni Komutanı Tümgeneral Gregory Anderson ile ABD Ordusu Avrupa ve Afrika Operasyonlardan Sorumlu Genelkurmay Başkan Yardımcısı Tuğgeneral Patrick Ellis’e ‘Hoşgeldin’ diyor. Tümgeneral Anderson ve Tuğgeneral Ellis, Zar Eğitim Alanında Eagle Partner tatbikatını gözlemlediler. 11-20 Eylül tarihleri arasında Ermenistan’da düzenlenen Ortak Kartal tatbikatı, bir barışı koruma eğitimidir. Yaklaşık 85 ABD askeri, yaklaşık 175 Ermeni askerinin yanında eğitim görüyor.”

Bu açıklamanın da mürekkebi kurumadan, Ermenistan’ın Hindistan’dan 90 adet geliştirilmiş çekili topçu sistemi (ATAGS) sipariş ettiği ve bunun ilk partisi olan 6 adet 155 milimetrelik obüsün teslimatının gerçekleştiği

Yazının Devamı

Ukrayna Savaşı’nı ABD kaybederse ne olacak?

14 Eylül 2023

G-20’nin bile ikiye bölünmesine sebep olduğunu gördükten sonra, Ukrayna Savaşı’na, 1962 Küba Krizi’nden bu yana ABD ve bazı AB üyeleri ile Rusya’yı karşı karşıya getiren en büyük bunalım gözüyle bakabiliriz. O zaman bu bölünmeyi Doğu-Batı blokları diye niteliyorduk. NATO topluca Batı Bloku, Rusya ve Varşova Paktı’ndaki 7 ortağı Doğu Bloku diye adlandırılırdı. (Resmi adı Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardımlaşma Antlaşması olan Varşova Paktı 1991‘de lağvedildi; hatırlamayacak gençler için üyelerinin Sovyetler Birliği, Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya ve Romanya olduğunu belirtebilir miyim?)

Ukrayna Savaşı’nın bir numaralı sorumlusu, hala Doğu Bloku’nun özlemini çeken ve bu sebeple rasyonel düşünmeyen, dünyadaki yeni şekillenmelerin fazlaca farkında olamayan Putin’dir. Ancak onun yerine mesela eski Sovyetleri yeniden canlandırma hayali bulunmayan herhangi bir liderin karşısına, Rus işgalindeki topraklarını kurtarmak isteyen, NATO silahlarıyla, Amerikan dolarlarıyla donattığınız

Yazının Devamı

Türkiye’yi de ne çok severlermiş meğer!

11 Eylül 2023

ABD ve Avrupa medyasında gün geçmiyor ki Türkiye’nin “yeniden batı ailesine katılması” için bir çağrı yayınlanmasın. Hepsinde aynı terane: Bizim idealleştirdiğimiz bir Türkiye vardı. Erdoğan geldi, o Türkiye’yi batıdan uzaklaştırdı; İslamcı kuşağa yanaştırdı. Biz eski Türkiye’yi istiyoruz.

Bir kere bu rasyonel, bu akıl yürütme tarzı hatalı. Türkiye bir yere gitmiş değil. Türkiye gemisi hala batı limanına demir atmış ve halatı NATO iskelesine bağlı.

Ama Türkiye artık PKK ile mücadelesinde kullanmasını önlemek için mermileri sayarak verdikleri “ortak” değil. Sattığınız insansız hava araçları, Ankara’dan önce Tel Aviv’e ve Washington’a rapor veriyordu; artık vermiyor. Çünkü Türkiye İHA’sını, SİHA’sını kendisi yapıyor.

Bu tür makalelerden bir sonuncusunda, Türkiye’nin batı ittifakına kabulü için bir dizi şart sıralanıyordu; maddelerden biri de Rusya’dan alınan S-400 hava savunma sistemlerinin geri verilmesiydi. Türkiye’nin bu tedarik kararı kınanırken

Yazının Devamı

Putin Soçi’deki imkanı değerlendiremedi

7 Eylül 2023

Soçi Zirvesi bu kez, beklenen tarzda bir sonuç vermedi; ama Putin’in yeni bir hamlesine tanık olduk. Ancak yine de Erdoğan ile ortak basın toplantısında ortaya yeni şartlar ileri sürerken dahi Putin’in yapıcı bir dil kullandığına dikkat etmek gerekiyor.

Putin’i, her sözü ve eylemi ile beğenmek, baş tacı etmek, Rusofil popülistler için dahi imkansız. Batılı, Sovyet hayranı sosyalistler bile, başka şeyleri eleştirmeseler bile, iktidar değiştiremeyen seçim formülünden sonra Rusya Federasyonu’nun desteklenecek, tutulacak bir yanı olmadığını, makalelerinde, kitaplarında gizlemiyorlar.

Rusya, Ukrayna ve Belarus’un akraba halkları arasında önce rekabetçi bir söylem, ardından, “Senin toprağın-benim toprağım” kavgaları ve nihayet Rusya’nın işgal ve ilhak eylemleri, ABD ve NATO’nun bazı üyelerinin, çok eski “Rusya’yı parçalama” dürtülerinin yeniden harekete geçmesi ile sonuçlandı. Bu üç ülke arasındaki düşmanlığı bir Rusya Savaşı’na çevirmenin kolaylığı, ABD’nin

Yazının Devamı