Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hiçbir belediye başkanı layüsel* değildir


Cumhurbaşkanı Erdoğan, istifası istenecek başka Ak Partili belediye başkanı olup olmadığı sorusuna “Ak Parti’nin üzerinde durduğunuz yeter. Biraz da başka yerlere gidin” yanıtını verdi. Erdoğan, diğer partilerin kendi sorunlu belediyelerine müdahale etmemesi halinde gerekenin yapılacağını belirtti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, diğer partilerin yönetimindeki sorunlu bazı belediyelerle ilgili olarak “İlgili partiler problemi kendileri çözmek isterlerse zaten gereğini yaparlar. Aksi takdirde İçişleri Bakanlığımızın mülkiye müfettişleri devreye girmek durumunda kalabilir. Bütün belediyeler inceleniyor, takip ediliyor” mesajını verdi. Erdoğan, bürokrasiye yönelik bir adım atılıp atılmayacağı konusunda ise “Bu 657 var olduğu sürece, bürokraside arzu edilen türden köklü düzenlemeler yapamazsınız. Gerçek manada düzenleme 657’nin tepeden tırnağa değiştirilmesiyle mümkün olabilir. O da tabii ki anayasa değişikliği yetkisi yapabilecek güçte olmakla mümkündür” dedi.
Azerbaycan dönüşü uçakta dış gelişmelere yönelik açıklamalarda da bulunan Cumhurbaşkanı, Kuzey Irak’ta peşmergenin tamamen devreden çıkacağını, sınır kapılarında sıkıntı olması halinde insani yardımların bölgeye İran sınır kapıları üzerinde ulaştırılacağını açıkladı. İste Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
657 TEPEDEN TIRNAĞA DEĞİŞMELİ: (Bürokrasi konusunda adım atılıp atılmayacağı sorusu üzerine): Bürokrasiye bir çeki düzen verebilmek, 657 ile bağlantılı bir konudur. Bu 657 var olduğu sürece, siz bürokraside arzu edilen türden köklü düzenlemeler yapamazsınız. Sadece birini bir yerden alır başka bir yere koyabilirsiniz. O da köklü bir düzenleme anlamına gelmez. Gerçek manada bir düzenleme, 657’nin tepeden tırnağa değiştirilmesiyle mümkün olabilir. O da tabii ki anayasa değişikliği yetkisi yapabilecek güçte olmakla mümkündür.. Temenni ederim ki parlamentoda anayasa değişikliğini yapacak güce sahip oluruz. O vakit bu yönde gerekli adımları atabiliriz.
TEHDİT BİLGİSİ BİZE ULAŞMADI (Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ailesiyle birlikte tehdit aldığını iddia etmesi): Sayın Başkanın tehdit edildiğine yönelik bize ulaşan herhangi bir bilgi yok. Ben o açıklamasından dolayı üzgünüm. O türden bir tehdit varsa kendisi nereyi ya da hangi mercileri araması gerektiğini gayet iyi bilir. Bir tehdit varsa ilgili mercileri, gerekirse bizi pekala arayabilirdi. Araması halinde de pekala olayın üzerine gidilirdi. Bizler ima edildiği türden bir tehdit durumunda kendisini herhalde yalnız bırakacak değiliz. Bırakın Edip Bey’i, kim olursa olsun, birine o tür bir tehdit durumunda gerekli müdahale tabii ki yapılır.
ZATEN DOKUNULMAZLIKLARI YOK: (Antalya ya da başka belediyelerde değişiklik olur mu?): Ak Parti olarak biz, kendimizi 2019 Mart’ına nasıl hazırlanacağımızı planlıyoruz. Attığımız adımlar, bu plan çerçevesinde değerlendirilmeli. Diğer siyasi partiler, onların belediye başkanları, benim sorunum değil. Diğer siyasi partiler bu noktada bir sorun, bir sıkıntı görmüyor; bu şekilde devam etmeyi düşünüyor olabilirler. Ama bu sorunlu belediyelere, hukuki anlamda, yargı anlamında herhangi bir müdahale olmayacağı anlamına da gelmez. Neticede hiçbir belediye başkanı layüsel değildir. Belediye başkanları için zaten dokunulmazlık yok. Ben de belediye başkanlığı yaptım, 4.5 yıl yaptıktan sonra beni de okuduğum şiirden dolayı içeri aldılar, yargıladılar. Öyle veya böyle içeri girdik.
MÜFETTİŞLER DEVREYE GİRER: Şu anda da bazı belediyelerin sorunlu olduğuna dair bir çok şey geliyor kulağımıza. O tür sorunlu belediyelerle ilgili olarak, ilgili partiler problemi kendileri çözmek isterlerse zaten gereğini yaparlar. Aksi takdirde İçişleri Bakanlığımızın mülkiye müfettişleri devreye girmek durumunda kalabilir. Bütün belediyeler zaten inceleniyor, takip ediliyor. İncelemeler yapıldığında herhangi bir şey yakalanırsa, öyle bir durumda gerekli müdahale elbette yapılır.
AK PARTİ ÜZERİNDE DURDUĞUNUZ YETER (İstifası istenecek başka Ak Partili Belediye var mı): Ak Parti’nin üzerinde durduğunuz yeter. Biraz da başka yerlere gidin.

‘Afrin tehdit oluşturabilir’

(PKK’nın Suriye’de yaptığı atraksiyonları Barzani’den sonra Kuzey Irak’ta yapacağına, Amerikan desteği ile olacağına dair endişelerin sorulması üzerine): Muhtemel senaryoları bir yana bırakarak, konunun Suriye boyutunu değerlendireyim. Suriye’nin kuzeyinde bölücü terör örgütünün oradaki uzantıları PYD/YPG’ye ABD’nin nereye kadar ya da daha ne kadar destek vereceği hususlarında, biz ABD’li muhataplarımıza A’dan Z’ye söylemiş durumdayız. Gelişmelere göre biz de kendi değerlendirmemizi yaparız elbette. Biz Cerablus’ta niye adım attık? Çünkü Cerablus konusunda bize verdikleri sözü tutmadılar. (Tekrar harita üzerinde göstererek). Hakeza Rai’de de verdikleri sözü tutamadılar. Bu defa da Rai’ye girdik, oradan Bab’a indik. Sonra 2000 km karelik alanı tamamen kontrolümüze aldık. Şimdi İdlib olayı var. İdlib’te şu gördüğünüz sınırların içi bizim tarafımızdan kontrol ediliyor, dışı da Rusya tarafından. İdlib konusunda Rusya ile şu anda bir dayanışma içindeyiz. Bu Afrin’i de kapsayacak. Çünkü Afrin bizim için her an bir tehdit oluşturabilir. Şu anda buralardan kendi topraklarımıza tehdit var. Neymiş, bölücü terör örgütü mensupları, kuzeyden Akdeniz’e ineceklermiş. Buna Afrin üzerinden ilerleyerek, İdlib’i işgal ederek yeltenebilirler. Biz terör örgütü mensuplarının bu tür bir girişimine tabii ki izin vermeyiz.
SINIR ÖTESİ HER AN OLABİLİR: Şurada, Lazkiye’de malumunuz Rusya’nın üssü var, Tartus’ta deniz üssü var. Rusya’nın buralarda toplam beş üssü var. ABD’nin de beş hava üssü var. Sekiz tane de diğer. Bu şekilde buralara yerleşmişler. Bizim, Suriye devleti tarafından davet edilmemiş olmamıza rağmen neden oralarda olduğumuzu soranlara, her zaman söylüyorum: Buralarda bizi taciz eden terör örgütleri var, bu örgütlere karşı biz her an sınır ötesi operasyonlar yapabiliriz.
MÜNBİÇ ONLARIN KONTROLÜNDE (Harita üzerinden anlatmaya devam ederek): DEAŞ nerede şu an? Şuralara kadar inmiş durumda. Şu gördüğünüz yerler de Münbiç... Biz Münbiç’in Arapların yaşadığı bir yer olduğunu, buraya YPG’nin PYD’nin sokulmaması gerektiğini ABD’ye başından beri söyledik. ‘Merak etmeyin, bunları temizleyeceğiz’ dediler. Bunları Fırat’ın doğusuna sürün dedik, sürmediler. Sürülmedikleri gibi, Münbiç şu an tamamen onların kontrolünde. (PYD, Deyrizor’u adeta törenle teslim aldı. El Cezire’deki uzman, DEAŞ’ın elindeki toprakları devretmesi halinde PYD’nin Akdeniz’e ulaşacağını savunuyor. Ne dersiniz?): Deyrizor’dan Akdeniz’e ulaşabilmeleri için kuzeyi kullanmaları lazım. Bu da mümkün değil. (Güneyden ulaşabilirler deniliyor) Güneyde karşılarında rejim ve de Rusya var. Onlara ne rejim yol verir, ne Rusya yol verir. Deyrizor’un olduğu yerler, petrolün en fazla olduğu yerler. Oralar kolay kolay kaptırılmak istenmez.
DEAŞ ÖYLE VEYA BÖYLE GİDECEK (DEAŞ çekilirse yeni bir durum ortaya çıkar mı?) Bu bölgenin DEAŞ’tan temizlenmesi lazım. Bu olmazsa olmaz. Irak’ta, şurada iki bin civarında DEAŞ unsuru var. Irak’ta zaten yüzde 10’a falan düştü DEAŞ. Yani iyice tükenmiş durumdalar. Buralardan kaçıyorlar. Öyle veya böyle gidecekler. Gidecekleri yer Afrika mı olur, ABD mi olur, Avrupa mı olur? Nerelere kaçacaklar göreceğiz. DEAŞ’tan sonra asıl mesele El Nusra gibi yerli terör unsurları olacak. DEAŞ’ta yerli olanlar çok az çünkü.

Kafkas İslam Ordusu’nun kuruluşu kutlanacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan Azerbaycan’la enerji hariç 1.6 milyar dolar olan ticaret hacmini 5 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini anlattı. “2018’de Kafkas İslam Ordusu’nun kuruluşunun 100. yılını iki ülke olarak beraberce kutlayacağız” diyen Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin Yukarı Karabağ için Azerbaycan’ın yanında olmaya da devam edeceğini vurguladı. Erdoğan, Putin’le bu konuyu bizzat görüşeceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı, Azerbaycan’ın FETÖ’yla mücadele oldukça erken tepki veren bir ülke olduğunu sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük güçlerin hayata geçirilecek TANAP projesiyle ilgili ne düşündükleri sorusuna da şu karşılığı verdi: “O tür güçlerin bu tür projelerle ilgili ne düşündüğü bizi ilgilendirmez. Bizim ne yaptığımız bizi ilgilendirir. Bir şey doğru ise onu yapmalıyız. Avrupa’nın da doğal gazını petrolünü biz vereceğiz inşallah. Diğer ülkelerle birlikte demiryollarımızı da yapıp yolumuza devam edeceğiz. Doğru bildiğimiz yolda ilerleyeceğiz.

Yerli otomobil start alıyor
Yerli oto ile ilgili lansmanı Külliye’deki kongre merkezimizde yapacağız. Bu konu ile ilgili gerek TOBB, gerek Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığımız çalışmalar yaptılar. Neticece sektördeki en önemli beş kuruluşumuzun bir araya gelmeleriyle, inşallah biz de kendi elektrikli otomobilimizi üretir konuma geleceğiz. Bu beş marka firmamız bu işe el atmış durumda. Lansmanını Perşembe günü (bugün) yapacağız.

‘Peşmerge tamamen devreden çıkacak’

Hiçbir belediye başkanı layüsel* değildir


Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran, Irak ve Türkiye’nin ortak plan dahilinde hareket etmesinin bir tür Sadabad Paktı’na dönüşme ihtimali ve PKK’ya karşı ortak operasyona ilişkin soru üzerine harita üzerinden göstererek şu açıklamayı yaptı:
Görüldüğü gibi şu kısım İran. İran ve Irak’la yoğun temas halindeyiz. Şu kısım biliyorsunuz Barzani, burası da KYB kontrolünde. Biz Irak’ın toprak bütünlüğüne önem veriyoruz. Irak, İran, Türkiye olarak bu hususlarda üçlü görüşmelerimiz sürüyor. İbadi’nin Türkiye ziyaretinde de konuştuk. Görüşmeler ve ziyaret akabinde, İbrahim Halil Sınır Kapısı’nın peşmerge tarafından Irak merkezi yönetimine teslim işlemleri başlatıldı. Bu işlem bir kaç günde ancak tamamlanır. İkinci Ordu Komutanımız bölgede, işi takip ediyor. Irak Genelkurmay Başkanı orada. Görüşmeleri İkinci Ordu Komutanımızla yürütüyorlar. Devir teslim tamamlanınca bu sınır kapısı açılmış olacak. Bu bizim tarafımızdan özellikle Irak’a insani yardımların ulaştırılması açısından önemli. İbrahim Halil Sınır Kapısı’nın merkezi yönetime tesliminin ardından, Fişhabur Sınır Kapısı da devreye alınabilir. Böylece peşmerge tamamen devreden çıkmış olacak ve insani yardımlar gönderilmeye başlanacak.
SIKINTI OLURSA İRAN’DAN: İran’ın o bölgeyle beş sınır kapısı var. Onlar KYB bölgesinde. İbrahim Halil ve Fişhabur’da sıkıntı olursa, insanı yardımları İran’daki sınır kapılarından da ulaştırabiliriz. İran da İbadi de bunun mümkün olabileceğini belirttiler. Biz Kuzey Irak’taki yerel yönetimi muhatap almadığımız için, insani yardımları merkezi yönetim aracılığıyla ulaştırma düşüncesindeyiz.
SİNCAR’I TAKİP EDİYORUZ: Bölücü terörle mücadele açısından Sincar meselesi bizler için elbette önemli. Örgütün ikinci Kandil olarak gördüğü bir yer. Orada olanları Irak merkezi yönetimi de, kendi kontrol mekanizmalarımızla bizler de takip ediyoruz.
SÜNNİ-Şİİ AYRIMI ORTADAN KALKACAK: Bölgede bizim için önemli bir konu da Telafer’deki Türkmen kardeşlerimizin yerlerine yerleşmelerinin sağlanmasıdır. Telafer’de 400 binin üzerinde Türkmen var, bunların yarısı Şii yarısı Sünni. 100 bin kadarı bizim topraklara geldi, 100 bin kadarı da güneye indi, diğerleri çevrede bölgede duruyor. Gayemiz Türkmen kardeşlerimizin Telafer’de kendi topraklarına yerleşmelerini sağlamak. Bu gerçekleştiğinde, inşallah tam bir dayanışma içinde, Sünni-Şii ayrımcılığı da ortadan kalkmış olacak. Ayrıca Musul açısından Ninova Muhafızları’nın çok büyük önem arz ettiklerini düşünüyoruz.
BÜTÜNLEŞME TÜM IRAK HALKININ LEHİNE: Irak’ın kuzeyinde Barzani’nin 1 Kasım’da görev teslim etmesi akabinde nasıl bir sürecin başlayacağını hep birlikte göreceğiz. Orada gerçekten yeni bir süreç başlayacak mı başlamayacak mı, göreceğiz. Temennim odur ki federal yapı ile bir bütünleşme olsun. Biz bu tür bir bütünleşmenin tüm Irak halkının lehine olacağını düşünüyoruz. Görüyorsunuz İspanya’daki gelişmeler ortada. Orada neler olduğunu görüyorsunuz. Orada o işin başındaki kişi İspanya’dan kaçıyor. Gittiği yer neresi? Belçika...

IRAK’IN ÖNCELİĞİ DEAŞ

(İbadi ile görüşmesinde PKK’ya bağlı Sincar Direniş Birlikleri YBŞ’ye maaş verdikleri konusunun gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine): İbadi’nin gündeminde Haşdi Şabi var. Haşdi Şabi, malum gönüllüler ordusu. Bunların ortaya çıkmasına neden olan Sistani’dir. Sistani’nin teşviki ile kuruldukları için, Meclis’ten meşruiyet alma konusunda zorlanmadılar. Oradan meşruiyetini alan Haşdi Şabi’ye de kimse farklı bir şekilde bakmıyor. Çünkü sırtını dayadıkları yer Sistani. İbadi’yi kabulüm sırasında, bölücü terör örgütüyle mücadele konusu elbette gündeme geldi. Ancak Sincar’daki uzantısı gündeme gelmedi. Irak merkezi hükümetinin şu anda PKK’ya karşı bir silahlı girişimi söz konusu değil. Onların şu an öncelikli hedefi DEAŞ. DEAŞ’ı temizlemeden o türden bir şeye girmek istemiyorlar ama bölücü terör örgütünün silahtan arındırılması için ne gerekiyorsa yapacaklarını belirtiyorlar. Bizim, illa onların bir şey yapmasını bekleyecek halimiz yok. Bunu İbadi’ye de söyledim. Biz bölücü terör örgütüne karşı şu anda sınırlarımızda tüm tedbirleri almış durumdayız. Ülkemize yönelik olumsuz bir gelişme ya da oralardan bir taciz söz konusu olursa, sınır ötesinde operasyonlara girebiliriz. Bunu İbadi’ye anlattım.

‘Sonuna kadar hukuki haklarımı kullanırım’

(CHP’den yapılan ağır açıklamalar): Tekirdağ’da bir belediye başkanının bir terbiyesizlik yapmasıyla başlayan süreci kastediyorsunuz muhtemelen. Eh, genel başkanlarından geri kalacak halleri yok. Normalde, bir cumhurbaşkanına o tür hakaretler olduğunda, o partinin genel başkanının müdahale etmesi gerekir. Ama genel başkan da farklı davranmayınca ister istemez konu yargıya intikal ediyor. Avukatlarım da şahsım da, bu tür insanlara, “İstediğiniz hakareti yapmaya devam edin” diyemeyiz. Hukuk çerçevesinde hukuki haklarımı sonuna kadar kullanırım.

‘Schröder iddiası çok çirkindir’

(Büyükada tahliyeleri konusunda Schröder’in arabulucu olduğu iddiası): Schröder, ta şansölye olduğu dönemden beri benim gayet iyi görüştüğüm bir dostumdur. Ama görüştüğümüzde, iddianın aksine o tür bir meseleyi görüşmedik. Biz Türkiye-Almanya ilişkilerini, iki ülke arasındaki ilişkilerin nasıl daha uyumlu bir sürece gireceğini görüştük. Ama birkaç köşe yazarının, tutup o görüşmeyi, yargıyla alakalı bir süreci etkilemeye yönelik bir teşebbüs gibi sunması hiç yakışık almamıştır. Görüşme hakkında yalan yanlış şeyler ileri sürülmesi çok çirkindir. Türkiye bir hukuk devletidir. Yargı, davalarla ilgili, itirazlar dahil her hususu kendisi değerlendirir ve hukukun gereğini yapar. Kaldı ki bahsettiğiniz davada yargının kararının beraat değil, tahliye yönündedir. Davanın nasıl sonuçlanacağını bilemeyiz.

(* Hesap sorulamaz)