Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İnsan bazen Putin’in ayık kafayla gezdiğinden kuşkuya düşüyor. İran’ın kurnazca bir Farsi oyunu ile canlı yayınladığı zirvede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ateşkes” terimiyle adlandırdığı geçici çözüme eli silahlı 50’ye yakın grubun içinden sadece ikisini zikrederek, “Nusra ve DAEŞ bu masada yok!” şeklindeki nezaketten uzak hatta açıkça kaba yanıtı vermesi için Putin’in ‘amiyane tabirle’ o anda bir şeylerin kafasını yaşadığı kuşkusuz.

Türkiye, hiçbir gün hiçbir silahlı grubu, Cenevre ve Astana süreci üyelerinin bilgisi olmadan desteklemedi. Gerçi zirve sonrası bazı Rus ve Arap haber kaynaklarının Türkiye’nin “bazı silahlı grupları desteklediği satır aralarına sıkıştırılmışsa da bu, müsebbiplerini iyi tanıdığımız “MİT TIR’ları haberi” denen tezvir faaliyetinin ülkenin alnında bıraktığı izden ibarettir ve buna karşı ülkenin kendisini savunması bile gerekmez.

Haberin Devamı

Elbette Suriye’de BAAS rejimine muhalif halkı tedhişle ve korkutarak, sindirerek kendi yanına çekmek isteyen, buradan derlediği gücü dünyanın başka yerlerinde terör için kullanan El Kaide, onun türevi El Nusra, PKK ve türevleri gibi terör örgütleri vardır. Bunlarla BAAS’a ve katil Esad’ın silahlı kuvvetlerinin saldırılarına karşı koyabilmek için silahlanmış, ancak bu yola itilmeselerdi sadece birer siyasal partiden ibaret kalacak olan meşru muhalefeti ve bunların vücut verdiği Özgür Suriye Ordusu’nu birbirine karıştırmamak gerekir.

Rusya’nın baştan beri hedefi, Suriye’deki üslerini elinde tutabilmek için, cinayetlerine hiç aldırmadan Esad rejimini desteklemek oldu. Ne halkın demokratik talepleri ne de rejimin katliamları, Rusya’nın zerrece ilgisini çekmedi. Onlar için Esad’a karşı olan herkes terörist sayıldı. İran da kendi halkının refahından kestiği her kuruşu harcadığı Şii yayılmacılığının önemli bir adımı olan Suriye’ye sadece mezhepçilik açısından bakmakta, Şii veya Nusayri olmayan her kesimi otomatik terörist diye nitelemektedir. Onlar için de Beşar Esad sadece bir piyon; İdlib’tekiler de kadın-erkek-çocuk toptan terörist.

Haberin Devamı

Türkiye, bu kadar farklı çıkarları ve hedefleri olan bu iki ülkeyle başlattığı Astana Süreci’nden sadece halkın serbest iradesiyle seçilmiş bir hükümetin çıktığı, bölünmemiş, parçalanmamış bir Suriye hedefine, ABD ile yürünmeyeceğini anladığı için girmiştir. ABD, belki de kendi başlattığı bu Suriye Baharı kaosundan yararlanarak, tıpkı Irak’ta yapmak istediği gibi bir terör koridoru oluşturmak ve oraya bir kukla Kürt hükümeti dikmek için uğraşıyor. Suriye ve İran en azından lafzen Suriye’nin toprak bütünlüğüne bağlı görünüyor.

Türkiye, Tahran’da, “silahtan arındırma da ateşin kesilmesi anlamına gelir” diyerek, Rusya ve İran’ın teröristlerle mücadele programının bir katliama dönüşmesini önlemiş oldu. Nusra ve DAEŞ unsurlarının silahlarını ÖSO’na teslim edip, geldikleri gibi gitmelerinden başka çare olmadığını dünya halkı anlamış olmalı. Umulur ki Putin de bir ara kendine gelir ve bu gerçeği görür.