Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bugüne kadarki en kanlı Filistin katliamı, yarattığı tepki, Türkiye’nin hem İslam İşbirliği Teşkilatı çerçevesinde hem de kendi başına gösterdiği tepkiler ve aldığı tedbirlerle birlikte, dikkatlerimizi büyük ölçüde ABD’nin kendi içindeki fırtınalardan başka tarafa kaydırdı. Oysa İsrail’i tarihte hiçbir zaman olmadığı kadar cesaretlendiren, Arap dünyasını hiç olmadığı kadar bölen ana unsur, ABD Başkanı Trump (ve geleceği) hakkında derin bazı kavramalara ulaşmamızı sağlayacak gelişmeler oldu.

Bunlardan biri, çok küçük görünmesine rağmen belki de derin bir öngörü sağlamaya yardımcı olabilecek gelişme, Dışişleri Bakanlığı’ndan kısa bir süre önce azledilmiş bulunan Rex Tillerson’dan geldi. Tillerson, Virginia eyaletinde Lexington kentindeki Virginia Askeri Enstitüsü’nün mezuniyet törenine çağrıldı ve bir konuşma yaptı. ABD gazetelerinin “rebuke” (azarlama, haddini bildirme, paylama) diye niteledikleri bu konuşmada Tillerson, “yalanın bir demokrasi için en büyük tehdit” olduğunu belirtti ve şöyle dedi:

Haberin Devamı

“Liderlerimiz, gerçeği gizlemeye ve halk olarak biz de temeli gerçeğe dayanmayan alternatif gerçekleri kabul etmeye alışırsak, Amerikalılar olarak özgürlüğümüzden vazgeçme yoluna girmişimiz demektir.”

En küçük yalanın veya abartmanın büyük sıkıntılara yol açacağını belirten Tillerson, Trump’ın adını vermedi; ancak bazı gazete yorumcuları, Trump’ın her iki kategoriye de rahatça girebileceğini yazdılar.

Tillerson, Trump yönetiminin “aklı başında büyükleri” sayılan ekibe mensuptu, ancak bu ekipten geride sadece Savunma Bakanı Jim Mattis kaldı. Pentagon ve Irak-Suriye’deki Merkezi Kuvvetler Komutanlığı’nın, ABD’nin çıkarlarına açıkça aykırı PKK/PYD planlarına olumlu baktığı hatırlanırsa, Mattis’in de “aklı başında” grubuna girebileceğini söylemek zor olsa gerek. Tillerson, Trump’ın ilk atamalarında yer alan ve daha sonra temizlediği işadamı-siyasetçi grubundaydı; ancak hiçbir zaman Trump’ı yüzde 100 onaylamadı ve desteklemedi. Trump’ın hemen her kararına aykırı bir demeç vermiş olan Tillerson’ın Beyaz Saray içinde kayıtsız-şartsız Trumpçı ekiple uzlaşamadığı dair yorumların ardı kesilmiyor. Tillerson’ın bu konuşması da, bu yorumların gerçek olduğuna bir kanıt sayılabilir.

Haberin Devamı

Tillerson bu konuşmasıyla, gerçekte kovulmadığını ama istifa etmiş olabileceğini gösteriyor. Tillerson’ın çizdiği tablo, Trump’ın bir hayal dünyasında yaşadığını, dünyada tek dostu olmayan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ise kendisi için oluşturduğu sanal alemde yaşadığını gösteriyor.

Bu dünya, karşısındaki kişi, ülke veya grubun haklılığı, ahlaki üstünlüğü gibi gerçekleri içermiyor. Zaten Trump’ın dünyasında, ahlak diye bir kavram yok. Bugüne kadar yaptığı emlak alım-satım anlaşmalarında kanıtladığı gibi, onun için önemli olan sadece karşısındakini kendi iradesine boyun eğdirmekten ibarettir.

Şimdi daha iyi anlaşılıyor ki Tillerson, Trump’ın hayal dünyasında yaşamayı reddettiği için gitti. Ne var ki o dünyadaki hayaller, gerçek dünyada Filistin soykırımına yol açmış bulunuyor.