Tarımda ithalat sorunu

16 Ağustos 2018

Türkiye 1980 yılına kadar gıdada kendine yeten dünyanın 7 ülkesinden birisiydi.
“24 Ocak 1980 ekonomik istikrar kararları” ve ardından bu kararları uygulamak için yapılan “12 Eylül askeri darbesi” ile tarımda dışa bağımlılık start aldı.
Devamla önce Tansu Çiller tarafından uygulanan “5 Nisan 1994 istikrar kararları” ve gelen “Gümrük Birliği anlaşması” önemli kırılmalara neden oldu.
Bunların sonucunda daha önce yediği her ürünü üreten hatta ihraç eden Türkiye’den bugün hemen hemen her ürünü ithal eden Türkiye’ye gelindi.
Liberal ekonomistler de bu durumu körüklediler.
Mütemadiyen hükümetlere, sosyoekonomik yönünü görmezden gelerek, tarımda maliyetlerin yüksek olduğunu üretim yerine ithalat yapılmasını salık verdiler.
Bugün bakıldığında bu politikaların ne kadar yanlış olduğu ortaya çıkıyor.

Yazının Devamı

İncir bitmeden…

9 Ağustos 2018

Bu yıl incir toplama dönemi başlamadan önce ağaçlardaki tohur (verim) iyiydi. Fakat düzensiz yağışlar verimi düşürdü. Bunun yanısıra diğer yıllara göre de yaklaşık 25 gün erken eridi.

Aydın ile Selçuk-Torbalı-Tire gibi İzmir’in incir yetişen ilçeleri bu yıl düzensiz yağışların etkisinde kaldı. 2-3 günde bir yağan yağmur nedeniyle incirler çatladı ve çatlaklardan giren su ürünü çürüttü, halen de çürütüyor.

Nemin yanısıra kış aylarının ılık geçmesi kanlı balsura ve kırmızı örümcek gibi hastalıkların çoğalmasına da neden oldu.

Yağışlar başladığında, ovalardan umudunu kesen alıcılar, 300-600 rakımlı yerlerden her yıl olduğu gibi bu yıl da kaliteli incir geleceğini bekledi ancak oralara da yağan yağmur tepelere taşınan umutları söndürdü.

Kalite ve verimin düştüğü incirde, şu anda ilan edilmiş bir fiyat da yok. Ancak sahadan aldığım haberlere göre, kiloda 50-55 adet gelen ve “paçal” ya da “büyük kürek” diye adlandırılan incir ortalama 10 liradan alıcı buluyormuş.

12 liradan alınmalı

Ben bu yıl incirin daha yüksek fiyatlardan satılacağını düşünüyorum. İncir dövizle ihraç ediliyor ve geçen 9 Ağustos’ta bir dolar 3.54 lirayken, salı günü bu yazıyı gazeteye gönderdiğimde kur 5.20 liraya

Yazının Devamı

Gıda zehirlenmesine dikkat!

2 Ağustos 2018

Sıcakların artmasıyla birlikte geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da toplu yemek yenen yerlerden arka arkaya gıda zehirlenmesi haberleri gelmeye başladı.
Şimdi okuyucular, “Neden yaz aylarında gıda zehirlenmeleri daha çok görülüyor?” diye soracak. Gıdalarda zehirlenmeye neden olan mikroplar, hava sıcaklığının artmasıyla hızla ürüyor ve hem kendileri hem de salgıladıkları zehirli toksinlerle gıda zehirlen-melerine yol açıyor.
Muhtelif kırmızı etler, tavuk etleri, bu hayvanların ürünle-rinden yapılan yemekler, kabuklu deniz ürünleri, enfekte sular ile uygun koşullarda yapılmayan ve saklanmayan pasta, dondurma, krema, sütlü mamuller, ağırlıklı olarak zehirlenmelere yol açan gıdaları oluşturuyor.
Zehirlenmelerde şikâyetler, gıdanın tüketilmesini takiben birkaç saat içinde bulantı ve ishal şeklinde başlıyor; kusma ve karın ağrısı, bazen de ateş yükselmesi şeklinde devam ediyor. Balık ve kabuklu deniz ürünleri zehirlenmelerinde ise terleme, duyu kaybı, baş ağrısı ve görme bulanıklığı gelişebiliyor.

Atılanları yerine koyun

Gıda zehirlenmesine maruz kalan kişiler, kesinlikle yiyecek-içecek hazırlamamalı. Şikâyetlerin başladığı 24 saat içinde ishal ve kusma artacak diye ağızdan beslenmeye

Yazının Devamı

Meyve-sebze ihracatında sıkıntı

26 Temmuz 2018

Şimdiden meyve-sebze ihracatında sıkıntılı haberler gelmeye başladı bile. Örneğin geçenlerde Rusya, Türkiye’den giden bazı meyvelerin ülkeye girişine izin vermedi. Türkiye’den getirilen 85 ton kiraz ve 20 tondan fazla kayısıda Akdeniz meyve sineği tespit etti. Geçen mayıs ayının sonunda da domateslerde zararlı maddelere rastlandığını açıklamışlardı.

Bu tür haberlerin yaz boyunca artarak devam etmesi kimseyi şaşırtmasın.

4 Temmuz tarihli yazımda üzümdeki tehlikeden bahsetmiştim. Sıcaklıkların anormal şekilde seyretmesinin ve aşırı yağışların bağlarda hastalıkların görülmesine neden olduğunu, bu hastalıklar arasında özellikle mildiyönün büyük oranda ürün kayıplarına neden olduğunu belirtmiştim.

Hastalık çok olunca kalite kayıplarının olmaması için üretici doğal olarak bunlarla mücadele etmek durumunda kalıyor. Ancak bitki hastalık ve zararlılarıyla mücadelede kullanılan ilaçlara geçen yıldan bu yana yüzde 40-50 dolayında zam geldi. Bu durumda üreticiler de hastalık ve zararlı mücadelesinde daha ucuz olduğu için muadil ilaçları kullanmak durumunda kaldı.

Bu ilaçlar, hastalık ve zararlılara karşı beklendiği gibi yeterince etkili olamadı, ancak hastalık etmeni ve zararlılar, bu ilaçlara

Yazının Devamı

Tarım Bakanlığı’nın yeni ismi hakkında...

19 Temmuz 2018

Tarım Bakanlığı’nın ismi, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren defalarca değiştirildi.Kronolojiye bakarsak...

1920’de Ticaret, Sanayi, Ziraat, Orman ve Maadin hizmetlerini yürütmek üzere İktisat Vekâleti,

1924’te İktisat Vekâleti kaldırılarak bunun yerine Ziraat Vekâleti ve Ticaret Vekâleti kuruldu,

1928’de Ziraat ve Ticaret bakanlıkları, İktisat Vekâleti adı altında tekrar birleştirildi,

1931’de Ziraat Vekâleti, İktisat Vekâleti’nden ayrılarak ikinci kez yeniden bağımsız bir bakanlık olarak kuruldu,

1974’te Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ismini aldı,

1981’de ismi Tarım ve Orman Bakanlığı olarak değiştirildi,

1983’te

Yazının Devamı

Sıra domateste

12 Temmuz 2018

Yüksek patates ve kuru soğan fiyatlarından sonra şimdi de domates fiyatları tüketicinin belini büküyor.
Antalya Yaş Meyve ve Sebze Komisyoncuları Derneği Başkanı Nevzat Akcan’a göre, böyle giderse önümüzdeki ay domates fiyatları soğan ve patates fiyatlarını geçecek.
Çiftçiler sorunun, 2009 yılında Güney Avrupa üzerinden Türkiye’ye giren ‘tuta absoluta’ hasta-lığından kaynak-landığını belirtiyorlar.
Halk arasında domates güvesi de denilen hastalık yüzünden çiftçilerin bir kısmı domates fidelerini sökmek zorunda kaldılar.
Sökemeyenler de mecburen domatesleri dalında kurumaya bıraktılar.
Çiftçilerin söylediğine göre, şu anda kullanılan ilaçlar da hastalık üzerinde tesirli olmuyor.

Yazının Devamı

Üzümde verim ve ilaç sorunu

5 Temmuz 2018

Defalarca bu köşede küresel iklim değişikliğinden gelecekte en çok etkilenecek ülkelerden birinin Türkiye olacağını yazdım.

Genellikle yağışsızlık olarak algılanan iklim değişikliği aslında düzensiz yağışlar, aşırı yağmurlar, dolu ve seller ile kuraklık olarak insanların yaşamlarını etkileyecek.

Bu konu gerçekten çok önemli ve insanların gıdalarını oluşturan tarım ürünlerini bir süredir etkilemeye başladı bile.

Bu ürünlerden birisi de bu yazının konusunu oluşturan üzüm.

***

Hava koşulları üzümdeki verimi ve hastalıkları nasıl etkiledi, ona bir bakalım.

Hava koşullarının değişmesi ile erken gelen ilkbahar, üzümlerde düzensiz uyanmaya neden olurken, gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı, bağların strese girmelerine neden oldu.

Türkiye’nin en çok üzüm üreten bölgesi Manisa ve İzmir civarı.

Yazının Devamı

Dünya ticaret savaşlarının neresindeyiz?

28 Haziran 2018

Türkiye AB-ABD, Çin-ABD arasında son zamanlarda gelişen ticaret savaşlarında her ne kadar çeliğe konan ek vergilerden mağdur olsa da, tarım açısından acaba neler yapılabilir?

Bu konuyu özellikle gündeme getirmek istiyorum.

Avrupa Birliği (AB), Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ithal çelik ve alüminyuma yüzde 25 ve yüzde 10 ilave gümrük tarifesi uygulamaya başlamasına karşı geçen hafta ticari misilleme başlattı.

Bu durumda ABD’nin söz konusu ürünlerine yönelik toplam 2.8 milyar euroluk bir ilave gümrük vergisi getirildi, 3.6 milyar euroluk ilave dengeleyici tedbirlere de gelecekte başlanacağını bildirildi.

***

Böylece ABD, artık AB’ye ihraç ettiği mısır, barbunya, pirinç, mısır gevreği, fıstık ezmesi, yaban mersini, portakal suyu, viski, puro, sigara, tütün gibi tarımsal ürünlere yüksek gümrük vergileri ödeyecek.

Sadece AB ile çekişmiyor, Çin de ABD’nin bu uygulamalarından zararlı çıkacak ülkelerden biri.

Çelik ve alüminyuna getirilen ek gümrük tarifelerinin Çin ekonomisine vereceği zarar 50 milyar doları aşacak.

Yazının Devamı