Harun Uysal

Harun Uysal

harun.uysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ABD ile birlikte emperyalist Avrupa ülkeleri dünya siyasetini çıkarları doğrultusunda yerli işbirlikçileri kanalıyla dizayn ederken...
Dizayn ederken de daha rahat sömürebilmek için bölerken...
Birden kendileri bölünmeyle tehlikesiyle karşı karşıya kaldılar.
Her ne kadar son günlerde Merkel başta olmak üzere bazı AB liderleri gülücükler dağıtsa da, avro kriziyle sanayi üretiminin iyice azaldığı, yoksulluğun hissedilmeye başladığı, işsizliğin had safhaya ulaştığı bazı AB ülkelerinde, ekonomisi iyi bölgelerin merkezi hükümetlerin dayatmalarına gösterdikleri tepkiler nedeniyle artık bölünme tehlikesi baş gösteriyor.
Örneğin, Avrupa’nın beşinci ekonomisi İspanya’da işsizlik yüzde 24.6 ile rekor kırarken, ülkenin zengin bölgesi Katalunya, Madrid’e baş kaldırıyor. 7 özerk bölgeden oluşan İspanya’da, yüksek turizm ve sanayi geliri olan Katalunya, İspanya’nın yoksul bölgelerine para aktarmaya yanaşmıyor. Katalunya’nın dışında görece daha zengin olan Bask, Galicia ile Navarra özerk bölgelerinin de Madrid’in krizle mücadele yöntemlerinden rahatsız oldukları ve Madrid’deki merkezi hükümetten bağımsızlaşmak için çaba sarf ettikleri yazılıyor.
O derece ki İspanya’da gazeteler artık Barcelona-Real Madrid derbisinin geleceğini bile tartışmaya başladılar. Çünkü Barcelona artık Katalunya liginde oynamak istiyor.
Aynı durum İtalya’da da gözleniyor. Kuzeydeki zengin Bolzano/Alto Adige bölgesi (Güney Tirol) merkezden ayrılma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Zaten bölgedeki halk uzunca bir süredir, ayrılıkçı partiler ve bazı sivil toplum kuruluşları tarafından İtalya’dan ayrılıp, Avusturya’ya katılması için kışkırtılıyordu. Süper Mario lakaplı İtalya Başbakanı Mario Monti’nin krizle mücadele stratejisi belki de ülkesinin bir kısmının bölünüp, komşu başka bir ülkeye bağlanmasına ya da bağımsızlaşmasına neden olabilecek.
İş, sadece İspanya ve İtalya’yla kalsa yine de iyi. Şayet kriz bu şekilde devam ederse, ayrılıkçıların kervanına Belçika, Fransa hatta İngiltere’nin de katılabileceği söyleniyor.
AB, demokrasi çağrısı yaptığı diğer ülkelere yeni özerk bölgeler kurulması, ya da bazı bölgelerin bağımsızlaşması için referandum yapılmasını önermiyor mu?
Görüyorsunuz yıllarca milliyet ve mezhep farklılığına karşın birliğini muhafaza eden AB’de avro krizi nelere yol açtı.
Yıllarca diğer ülkelere bölünme tavsiye edip, kendisi bütünleşen AB şimdi bu işten nasıl sıyıracağını kara kara düşünürken...
Referansı yıllarca bölmek isteyip de bölemediği ülkelerden almalı.