HÜKÜMET, tüketicilere ucuz et yedirmek istiyorsa, bunun zararını yetiştiriciler çekmemeli. Sorunun çözümünü ithalatta görenler, iki büyük yerli üreticinin üretimden çekilmesine neden oldular. İthalat yüzünden Banvit, Koç gibi büyük çiftlikler hayvan alımını durdurma kararı aldı. Şalvarlı Et’in de Esenyurt ve Silivri’deki fabrikalarının faaliyetini durdurduğu söyleniyor.
Sıfır faizli kredilere ne oldu?
Bakanlık bir süredir hayvancılık yapmak isteyenlere Ziraat Bankası’ndan sıfır faizli kredi veriyordu. Bir yandan toplam 3,6 milyarı bulan kredilerle büyük besi çiftlikleri kurduracaksınız öte yandan et ithalatı kararı alacaksınız. Bu ne yaman çelişkidir böyle.
Zaten verilen kredi politikası bana göre yanlıştı. Bunu geçen hafta çıktığım televizyon programların da da söyledim. Bence kredilerin önemli bir kısmı küçük ve orta büyüklükteki yetiştiriciye verilmeliydi. Çünkü büyük çiftlikler haklı olarak mutlak kar amacı güderler. Kar etmediği faaliyetten de çekilirler. Bundan hem firma zarar görür hem de ülke ekonomisi. Sonuçta bu krediler bizim verdiğimiz vergilerle oluşturuluyor.
* * *
Küçük ve orta ölçekli yetiştiriciler ise sadece besicilikten para kazandıkları için alanı kolay kolay terketmezler. Kriz anında hayvanlarının bazılarını elden çıkararak yetiştiriciliğe devam ederler.
Türkiye’den Avrupa’ya gidenlere hep büyük sığırcılık işletmeleri gezdirildiği için, böyle düşünüyorlar ve buna uygun politikalar oluşturuyorlar.
Halbuki oralarda yüz başın üzerindeki hayvancılık işletmelerinin sayısı ancak yüzde 4- 5’ler civarında. Demek Avrupalılarda büyük işletmeleri ülke hayvancılığı için karlı görmüyorlar.
Ucuz et için ne yapılmalı?
* * *
Bu gün 260 kiloluk danayı, besici 2 bin 700 liraya alıyor. Kesim ağırlığı olan 450 kiloya ulaştığında ,buna yem, kesim, soğutma maliyeti biniyor. Kesildiğinde hayvanın yüzde 53,5’i karkas et olarak kullanılıyor.
Bütün bunlara ilave olarak besicinin yüzde on karını da ilave ettiğinizde etin fiyatı 16 lirayı buluyor.
* * *
Diğer taraftan marketlerde dana eti ve kıymanın 25-30 lira bandında olması, tüketicilerin bütçelerini zorluyor. Makasın bu derece açık olmasında, aracıların büyük payı var. Aracılar azaltıldığı ölçüde et ucuzlayacak. Yine etin temel gıda maddesi olarak kabul edilmesi ve KDV oranının yüzde 1’e çekilmesi gerekiyor. Bu bile et fiyatını bir anda 2-2,5 lira aşağıya çekecek. Ayrıca yetiştiriciye hayvan başına verilen desteklerin arttırılması gerekiyor. Destekler sayesinde ABD ve AB ülkeleri et ve ürünleri ile canlı hayvan ihracatçısı konumundalar. Bunlara ilave olarak küçük baş yetiştiriciliğinin teşvik edilerek, tüketicilerin bir kısmının koyun ve keçi etine yönlendirilmesi, ülkenin hayvan varlığını arttırmaları yönünde damızlık birliklerin güçlendirilmesi, özellikle Doğu ve Güney Doğu bölgeleri başta olmak üzere Et Balık Kurumu (EBK) kombinalarının yeniden kurulması gerekiyor.
blog
AYDIN CAN: Sizin gibi değerli insanları Milliyet gibi büyük bir gazetede görmekten duyduğum mutluluğu ve memnuniyeti belirtmek isterim.Yazılarınızda belirtmiş olduğunuz sorunlar ve vermiş olduğunuz çözüm önerileri ile bizlere yol gösterici olmaktasınız. Bilgi birikimi ve deneyimlerinizi ilgiyle takip ediyorum. Teşekkürler..
GİZEM UŞKAY: Yazılarınızda seçtiğiniz konularda sadece bilgi değil, çözümlerini de aktarmanız bizler açısından çok yararlı oluyor. Özellikle israf ile ilgili yazınız çok güzeldi. Dediğiniz gibi “israf etmek yalnızca kaynak tüketimi demektir.” Bu cümeleye biraz daha dikkat çekip kaynaklarımızın kıymetini bilip, ona göre davranmamız gerektiğini düşünüyorum.
SELİM GİRGİN: Kansorejen başlıklı yazınızda belirttiğiniz gibi, hem toplum olarak hem de dünyada tüketmemiz, yememiz gereken gıdalara,kansorejen riski taşıyan maddelere, sanayi kökenli atıkların çevremize nasıl etki edeceğini, ne gibi zararlar vereceğini bilmiyoruz. Gerek mali durum, gerek
halkın bilgilendirilmemesi, ya da bilgilendirmenin yetersiz olduğu bu gibi durumlarda yazılarınızın bu konuya dikkat çekmesi, halkı aydınlatması bizleri mutlu ediyor.
GÖRÜŞLERİNİZİ GÖNDERİN, ‘BLOG’DA YAYINLAYALIM
