Harun Uysal

Harun Uysal

harun.uysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tarımda dışa bağımlı olmadığı yıllarda Türkiye, dünyanın önemli bir pamuk üreticisi ve ihracatçısı idi.
O zamanlar üretim o kadar karlıydı ki pamuğa “beyaz altın“ adı veriliyordu.
Beyaz altın üreticisine, tekstil sanayicisine, ihracatçıya hem para kazandırıyor, hem de ülkede önemli oranda istihdam sağlıyordu. Çukurova, Büyük ve Küçük Menderes Ovalarında her yer bembeyaz idi.
Doğudan veya Güney Doğudan pamuk toplamaya işçiler geliyor, işçilerin yaşamları filmlere konu oluyordu. Velhasıl ülkemiz için çok önemli bir sektördü pamukçuluk.
Sonraları ABD başta olmak üzere, bazı ülkelerin dünya borsalarına ucuz pamuk vermeleri nedeniyle Türkiye’de pamuk üretimi iyice azaldı. Aslında bu ülkeler pamuğu ucuza mal etmiyorlar, sadece üreticilerini destekliyorlardı.
Yani bu gün olduğu gibi bir yandan borsaya fiyatı ucuz bildirirken, diğer yandan üreticiye farkı destekleme olarak ödüyorlardı. Yani son derece stratejik bir ürün olan pamuğu üretenleri koruyorlardı.
Seksenli yıllardan sonra ülkemiz tarımında uygulanan neoliberal, 2000’li yıllarda da İMF-Dünya Bankası eksenli politikalar nedeniyle, pamuk üretimini attırmak yerine ithalat tercih edilmeye başlandı.
Ülkenin ihtiyacı olan 1,5 milyon ton pamuğun, 1 milyon tonu başta ABD ve Yunanistan olmak üzere birçok ülkeden karşılanmaya başlandı.
Bu ithalatın her yıl ülkeden götürüsü milyarlarca lirayı buldu.
Halbuki ülkedeki pamuk üreticisine bu meblağ her yıl destekleme olarak verilseydi, hem pamuk üretimimiz hem de döviz rezervlerimiz azalmayacaktı.
Geçen yıla gelirsek; dünyada yaşanan kriz ve olumsuz hava koşulları nedeniyle dünyada pamuk fiyatları arttı ve Türkiye’de pamuk ekenler biraz para kazandı.
Bunun üzerine eskiden pamuk ekerken sonraları bundan vazgeçmiş olan bir kısım üretici, özellikle Akdeniz ve Ege Bölgesi’de tarlaları tekrar beyaza boyadılar.
Ancak bu yıl iyi bir rekolte ve iyi bir fiyat beklentisindeki pamukçuyu bu seferde erken ve kuvvetli yağan yağmurlar, seller ve dünyada yaşanan küresel ekonomik kriz vurdu.
Yağış ve sellerle rekoltede yüzde 20’lik bir düşüş yaşanırken, yağmur ve kriz geçen yıl 8 liraya kadar çıkan fiyatı 4,5 liraya kadar düşürdü. Bu da önümüzdeki yıl tarlaların tekrar alternatif ürünlere çevrileceğini gösteriyor.
Yani ithalat rakamları tekrar artacak.
Çözüm olarak kısa vadede, pamuk üreticisinin yağmur ve sel nedeniyle uğradığı zarar tespit edilerek bankalara olan borçları faiz uygulamaksızın ertelenmeli.
Uzun vadede de üreticilerin önlerindeki yıldaki fiyatları aşağı yukarı bilmeleri için onlara bir şekilde fiyat bağlanması gerekiyor.
Bu da pamukta dünyada oynanan oyunlara üreticimizi kurban etmemek anlamına geliyor.