Yazarlar Herkes Donald Duck'ın kardeşi

Herkes Donald Duck'ın kardeşi

04.06.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Herkes Donald Duck'ın kardeşi

Herkes Donald Duckın kardeşi


       "Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar istedikleri mal rejimini ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler."
       Medeni Kanun Tasarısı Madde 203

       Profesör Doktor Güler Gürsu... Uluslararası Estetik Plastik Cerrahi Derneği'nin önümüzdeki iki yıl için başkanı. Amerika'da okumuş, ihtisasını yapmış, Hacettepe'de ilk Plastik ve Rekonstrüktüf Cerrahi Doçenti olmuş... Cıvıl cıvıl, pırıl pırıl güzel bir kadın... Onunla plastik estetik cerrahiyi, yaşlanmayı konuştuk... Israrla üzerinde durduğu şey, kendimizi yetkili ellere teslim etmemiz gerektiği...

       - Sizin hep üzerinde durduğunuz şey, yetkili olmayan bir eli nasıl anlayacağız?
       "Göz cerrahı diyor ki 'ben bu alanı çok iyi bilirim neden bunu plastik cerrahlar yapsın'. Bir jinekolog da karın ve meme için böyle diyor. Plastik cerrah, her yerin anatomisini bilmek zorunda. İki şey var... Biri ayinesi iştir kişinin. Reklama, şöhrete göre karar vermeyecek. Medya yüzünden herkes gördükleri yıldızlar gibi olmak istiyor. Herkes aynı yüzde, Donald Duck'ın kuzeni, Dr. Spock'ın kız kardeşi... Nasıl ki komşunun gözlüğüyle dolaşmıyorsak her ameliyat, her yöntem kişiye özel olmalı. Estetik cerrahi hazır giyim değil. En önemlisi doktorun plastik cerrah olup olmadığıdır, yoksa estetik müdahaleler yapan bir pratisyen hekim midir? Bunları anlamak için Plastik Rekonstrüktüf Cerrahi Derneği'ne telefon edilip araştırılır. Bütün sorumluluğu ameliyatı yapan doktora yükleyemezsiniz. Bedenime bir şeyler yapılması iznini veriyorsam, neyin yapılacağını bilmek zorundayım. Eti senin kemiği benim gibi kendimi teslim ettiysem sonunda o doktoru kınama hakkım yok. Her plastik cerrah da en iyi estetik cerrah demek değildir. Ameliyatlar geri dönüşü olmayan bir şey, doktor hasta haklarına riayet edip her konuyu hastanın anlayacağı dilde anlatmak zorunda."

       - Peeling'ten başlayalım...
       "Kimyasal yüz germedir, proton yağı kullanılır. Yıllardır ülkemizde proton yağı bulunmadığı için susam yağı konularak yapılan peeling işlemleri vardır, zeytinyağı kullanılır. Bunların hiçbiri bugün gerçek anlamda etkin bir peeling işlemi değildir. Peeling konusunda hastalara yeterli bilgi vermiyoruz, bir sürü değişik asitlerle yapılan peelingler var. Lazer ise çok fazla derinlere inmemiş kırışıklıkları ortadan kaldıracak bir yöntem. İster asitle ister ışınla yakın, cildin derinliklerinde ne tür değişiklikler yaptığını bilmiyoruz, şu ana kadar kötü bir bulgu yok ama 10 sene sonra ne olur bilmiyoruz.

       - Liposakşın (Lipo-suction) ve zararları nedir?
       "Liposakşın vücudun belirli yerlerindeki - fazla demiyorum dikkat edin - yağ alınma işlemidir. Elektrik süpürgesini düşünün, metal kanüllerle girilip tüneller açılıyor, bu açılan tünellere girip ağzı açık olan yeni kanullerle basınç cihazına bağlayarak yağları çekiyoruz. Aklı yerinde olan herkes soruyor... 'Bu kanüllerle tünel açıyorsunuz benim damarlarımı kesmiyor musunuz?' Tabi kesiyoruz. Klasik ve ultrasonik liposakşında damarlar parçalanıyor, dolayısıyla bir risktir. Parçalanan damar kanıyor ve yağ çekerken kan da geliyor. Onun için fazla miktar alacağım hastadan ameliyat öncesi kan alıyoruz, kendi kanını veriyoruz. Liposakşın hastalarının çoğu uzun bir süre yorgunluk hissederler, çünkü kan kaybediyorlar, yağla birlikte. Yani liposakşın basit işlem değil. Bu nedenle doğru ellerde, doğru yerlerde yani bir hastanede, bir anestezist nezaretinde yapılmalı."

       - Damarların içine yağ pıhtısı girebilir mi?
       "Doktor olmanıza gerek yok, bir boru düşününüz, parçalanan yağın, eskiden giremedikleri bir tünele rahatlıkla girip dolaşmaları söz konusudur. Bu dolaşım sistemine giren yağ zerrecikleri kalbe gider, daha büyük bir damara girmişse akciğer embolisi yapabilir. Beyin enfarktüsü olabilir, böbrek enfarktüsü olabilir."

       - Ameliyattan bir süre sonra kişi şişmanlarsa çirkin bir karın ya da kalça oluşurmuş.
       "Eğer ameliyattan sonra yemeğe devam ederse kaybettiği yağları yerine gelecektir diye bir teorimiz vardı. Benim iki gün evvel döndüğüm toplantıda bu teori çürütüldü; tam tersi alınan yağların geri gelmediği, ama başka bölgelerde yağlanma olabileceği doğrulandı. Liposakşın olan hastaların çoğu bu kadar eziyete ve masrafa girdikten sonra, yaşam biçimini değiştiriyor, doğru dürüst bir beslenmeye giriyor, egzersiz yapıyor, elde ettiği sonucu koruyor. Küçük bir azınlık yemeye devam ediyor, başka bölgede yağ birikimi olmaya başlıyor."

       - Bazen o bölge ondile gibi oluyormuş...
       "Bu teknik bir şey. Liposakşının çok sık rastlanan komplikasyonu, çünkü derin yaptığınız zaman damarları zedeleme şansı çok daha fazla olduğu için, bu işte çok fazla tecrübesi olmayan kişiler daha yüzeysel yapıyorlar, o zaman cilt altındaki yağı alıyorsunuz, daha derin tabakalardakini değil. Büyük bir çadır düşünün, bu çadırı birdenbire iki kere küçültüyorsunuz. Bunlar olmayacak diye bir kural yok. Onun için de ikinci bir yöntem ortaya çıktı, çökük yerleri doldurmak, düz bir yüzey haline getirmeye çalışmak.

       - Yüze enjekte edilen maddeler nedir?
       "Yıllarca insanlar yüzündeki kırışıklıkları gidermek için kolajen, silikon gibi yanlış bir sürü enjeksiyonlar yaptırdı. Biliyorsunuz ülkemize gelen ve de plastik cerrah olmayan, hastaları sömüren çok ünlü bir doktor var Fransız Dr. Dray. Bu adamın ne enjekte ettiğini bilmiyoruz ama bir şeyler enjekte ediyor, ucuza yaptığı için insanlar Paris'e gidiyor, AIDS gibi bir hastalığın kol gezdiği bir dönemde yüzüne neyi enjekte ettiğini bilmeden habire enjeksiyon yaptırıyorlar. Şimdi kendi yağının kendine enjekte edilmesi daha akılcıl bir yöntem. Buna ek olarak birdenbire botoks enjeksiyonu başladı. Bakterinin zehirini yüzdeki kırışıklıklara enjekte ediyoruz. Bu toksinin geçici felç yapma etkisi var, fakat üç beş ay sonra yerine geliyor tekrar o kaslardaki hareketler. Hayret bakışı vardır, ağzını kapatamayan bakıştaki insan vardır bu durumda. Herkesin mongol olduğunu kanıtlama dönemine girdik!"

       - En doğrusu hangisi?
       "Kırışıklıklar yüzeyselse ve de ince deriniz varsa lazer en iyi başlangıç olur, lazerle tedavi edilemeyecek kadar derin kırışıklıklar varsa yağ enjeksiyonu yapılabilir, eğer bunların hiçbirisiyle uğraşmak istemiyorsanız o zaman cerrahiye yöneliyorsunuz. Ama doktoru doğru seçmeniz lazım."

       - Cerrahide zarar yok mu?
       "Liposakşının zararlı olma ihtimali var. Ama estetik cerrah ameliyatlarının cerrahi müdahale riskinin dışında hiçbir riski yok, tabii çok büyük bir anestezi sorunu yaşanmadığı müddetçe.

       - Şimdi burunlara gelelim, piyasada inanılmaz çirkinlikte burunlar görüyoruz, delikleri havada, kenarı yarık, bunları da bildik doktorlar yapıyor.
       "Burunla ilgili şöyle bir sorun var; Türk insanının cildi çok daha kalın bir cilt, kıkırdakları çok kalın, kemik o kadar önemli değil. Çok açık renkli, ince ciltli, ince kıkırdaklı insanlara göre oluşturulmuş bir yöntemi alıp aynen bizimkilere uygulamaya başladığımız zaman çok büyük zorluklarla karşılaşırız, hepimiz ilk başlangıçta yaşadık. Birçok insanı görüyorsunuzdur, güldükleri zaman burunları kırışıyor, geç yaşta olmuştur ameliyatı, cilt yerine oturmuyordur. Bazen kıkırdağın kalın olduğunu, istediğimiz iyi sonucu veremediğini bildikleri için bu sefer fazla miktarda doku alınıp açılıyor, bu hem dokuyu tanımadığı, hem konuyu bilmediği ve tedbirli olmadığı için. Ben milyar bağlasalar, kimsenin yaptığı buruna dokunmam, çok zordur. Ama artık çok kaynak var, bundan sonra inşallah bu kadar kötü burunlar görmeyeceğiz. Bir de şu var, hastalar eskiden hep kalkık burun istiyorum derdi. 'Ben öyle kıkırdakları alınmış, mandal takılmış gibi, ameliyat edildiğini ilan eden bir burun yapmıyorum' diyordum. Şimdi tam tersi, 'Biraz kemeri biraz kıkırdağı alınsın ama ameliyat olduğu belli olmayacak bir burun istiyorum' diyorlar. Böyle hastaya canım kurban. Estetik cerrahinin en büyük sırrı birisi yüzünüze bakıp da demeli ki; sen bugün ne kadar güzel dinlenmişsin, çok iyi görünüyorsun? Ama birdenbire sizin yüzünüze bakıp da arkanızdan vah vah Ayşe'yi gördün mü yanakları şişmiş gözleri yanlara doğru çekilmiş, burnu havalarda, ağzının köşeleri gitmiş neredeyse kulaklarına yapışmış derlerse olmaz."

       Yarın: Silikonlar, Yaşlanmak, Antioksidanlar, Yaşam Biçimi




Yazara E-Posta: d.asena@milliyet.com.tr