Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yandaş takım koro halinde çıkan krizin küresel kaynaklı olduğunu, bizimle alakası olmadığını savunuyor. Ne diyelim; maşallah! Tam bir aldatmaca. Yani bizde bir hata yokmuş. Sapa sağlammışız!
Oysa çıkan bu bizim krizimiz. Küresel kriz 2008 yılının sonuna (ekim) doğru çıkmasına rağmen Türkiye ekonomisi kaç yıldır yavaşlıyor. Üstelik bu yıl bile ekonomik büyüme oldukça düşük olacak. (Aşağıdaki tabloda Türkiye ekonomisinin büyüme performansı gösteriliyor.) 2004 yılından bu yana her geçen yıl yüzde büyüme performansı düşmüş. Küresel kriz çıkmasaydı, 2008 büyüme performansı geçmiş yıllar kadar yüksek mi olacaktı? Elbette hayır.
İkinci konu dış açık kırılganlığıdır. Türkiye ekonomisinde dış açık 48 milyar dolara tırmanmış, özel kesim dış borçları 140 milyar doları aş mış. Böylesi bir yapı olmasaydı küresel kriz bizi bu denli sert çarpabilir miydi? Yunanistan’da yahut Bulgaristan’da bu kadar sorun var mı? Eğer küres el etmenlerle kriz çıkmasaydı bile, Türkiye’de dış açık düzeyiyle mutlaka bir kriz çıkacaktı. Ama belki 2008 yılında olamayacaktı.

Haberin Devamı

Bu kriz bizim krizimiz


Dış borçlar olmasaydı, IMF’ye başvurulur muydu? Elbette hayır. Nitekim Başbakan çok direndi. Ama sonunda teslim oldu. Üstelik bu dış borçlar olmasaydı, Türkiye 2009 yılında ekonomik daralma kaygısı içinde de olmazdı. Çünkü 2008 yılında oluşan dış açık 2003 yılına göre neredeyse 7 kat fazla.

Faizleri indirmek çözüm müydü?
Kimi meslektaşım para politikasını eleştiriyor. Diyorlar ki, para politikası daha gevşek olsaydı, kur daha makul bir yerde olur, bu kadar da dış açık verilmezdi. Bu savın doğruluk payı ise kısmen.
Birincisi, ithalatta zıplama kurun düşük kalmasından çok, başta enerji ve gıda olmak üzere, emtia fiyatlarındaki artıştan kaynaklandı. Kaldı ki faizleri indirseydik, küresel likidite yine akacaktı, çünkü çok boldu. Öte yandan faizlerin inmesi borsaya girişleri engellemeyecekti.
2007 yılında ithalat 2002 yılına göre 4,3 kat arttı. Fakat aynı dönemde ihracat 3,3 kat arttı. Yani ihracatın artışına engel olacak bir kur değerlenmesi yaşanmadı. Gerçi ihracat artışında dünya ticaret hacminin çok hızlı genişlemesinin rolü var. İthalat ise miktar artışından çok, fiyat artışından yükseldi..
Pekiyi para politikasını gevşetmek hatalı mı olurdu? Bence hayır. Fakat dalgalı kur sisteminde sıcak paranın yoğunlaştığı konjonktürlerde farklı politikalar izlenmeli. Döviz rezervleri daha güçlü hale gelmeli. Sıcak para girişlerine Tobin vergisi mutlaka konulmalı. Ve nihayet mali disiplindeki gevşekliği sıkı para politikasıyla telafi etmeye çalışmak büyük hatadır.
Uzatmayalım, bu kriz yine bizim krizimiz. Biz sağlam olsaydık, kriz bizi teğet geçerdi.