İbrahim Akbulut

İbrahim Akbulut

ieakbulut@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Malum, Türkiye artık erken seçim sürecine girdi.
Uzun süredir beklenen bir gelişme olduğu için herkes hazırlıklıydı.
Hele yerel seçimin kalbinin atacağı İzmir’de hazırlıklar çok çok önceden başladı.
İlçe belediyeleri, yeni dönemde adaylık vizesi alabilmek için önce halka gittiler. Bir çoğu anketler yaptırarak “Bakın halk beni istiyor” diye sonuçları parti yönetiminin önüne koydular.
Tabii bu anketlerden bazılarında, pek çoğu büyükşehir kaynaklı bazı yakınmalar da yer aldı.
Çiğlili çöplerden şikayetini, Hataylı ve Bornovalı bitmeyen metro konusundaki isyanını kamuoyu yoklamalarında ifade etmekten çekinmedi.
Basitçe özetlemek gerekirse, seçim vizesi için halka başvuran ilçelerin hemen hepsinde, yerel yöneticiden memnuniyet çıktı.
Bu anketler ne kadar doğru, ne kadar profesyonelce yapıldı tartışılır.
Ama tartışılmayacak bazı sonuçlar da yine bu çalışmalarda ortaya çıktı.
Özellikle kentin kıyı kesimlerinde CHP’nin ağırlığını koruduğu bir kez daha tescillendi.
Seçim atmosferi içindeki bir kentte bu yöndeki çalışmalar, çabalar normal karşılanabilir.
Ancak bu yönde bir de normal karşılanması mümkün olmayan bir kamuoyu yoklaması var.
“Bilimsel“ etiketi yapıştırılarak “güvenilir“ bulunması için üniversiteye sipariş edilmiş bir çalışma sözünü etmeye çalıştığım.
O kamuoyu yoklaması kadar, yoklamayı gerçekleştiren “bilim insanları” da ilginç.
İlginç diyorum, zira çalışmayı gerçekleştiren kadronun yönetiminde geçmişte “danışman” sıfatıyla Aziz Kocaoğlu’na ciddi bedeller karşılığında hizmet veren isimler var.
Bu ipucundan sonra “bilimsel” çalışmanın sonuçlarını tahmin etmek için “kahin” olmaya gerek yok.
Geçerliliği tartışılacağından mı, yoksa başka bir endişeden ötürü mü bilinmez, sadece parti kulislerine empoze edilen araştırmaya göre başta kıyı kesimleri olmak üzere CHP’nin oy oranını korumasının tek faktörü Büyükşehir Belediyesiymiş.
Ankete yansıyan sıkıntıların kaynağı ise “başarısız ilçe belediye başkanları.”
Esnaf ağzıyla özetlemek gerekirse, “Memnuniyetinizi müşterilerimize, şikayetlerinizi müdüriyete bildirin” mantığı yani...
Aziz Kocaoğlu’nu, İzmir’de “tek seçici” olarak görmek isteyen zihniyet, “bilimsel” çalışmayı CHP Parti Meclisi ve Merkez Yürütme Kurulu’nun pek çok üyesinin kulağına üflemiş.
Bu çabaların ne kadar etkili olduğunu merak ettim, araştırdım.
İzmirli üyelerin 9 Eylül’e destek vermek için katılmadığı Parti Meclisi’ne katılan bazı üyeler Ankara’da gündeme taşımışlar konuyu ve bir kanaate varmışlar;
“Yeni dönemde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayını belirlerken çok titiz olunmalı.”
Anlamı açık...
CHP yönetimi, Aziz Kocaoğlu’nun yerine alternatif aramaya başlamış bile.
Yani, Kocaoğlu’nu güçlü kılarak O’nun etekleri dibinde siyaset yapmaya çalışanların hesapları ters tepiyor...
Bence normal...
CHP’yi sadece “kendilerinden olanlar” kadar sanan, kendilerinden olmayanları “yok sayan”, “bardağın boş tarafı”nı görmekten aciz bir zihniyetin hamlelerini kim dikkate alır ki?