Geçen hafta Çeşme Alaçatı’ya gittim. Bir değişiklik yok, her yaz olduğu gibi Alaçatı sokaklarında insanlar yine et ete yürüyor, üst üste yemek yiyor, alışveriş yapıyor.

Anladığım kadarıyla, tatilciler zaten bu kalabalığı sevdiği için Alaçatı’yı tercih ediyor ama yine de o daracık sokaklara atılan masalarda tıklım tıkış kalabalığın ortasında yemek yemenin keyfini benim aklım bir türlü almıyor.

“Ee madem keşmekeşi sevmiyorsun, ne işin var Alaçatı’da?” diye sorabilirsiniz ki haklısınız. Arkadaşım Başak Pelister’in küçük bir grup için düzenlediği davet sebebiyle gittim. Başak bizleri, ‘hem Alaçatı’nın göbeğinde hem de bütün bu keşmekeşe uzak’ diyebileceğim kadar şahane konumlu Viento Alaçatı adlı butik otelde ağırladı.

Haberin Devamı

Çeşme’de 250 civarında butik otel var ama içlerinden sadece 50 tanesi ‘iyi hizmet verenler’ arasında. Sanırım ben o 50’nin içinden de en iyilerinden birinde kalma fırsatı buldum.

Butik otel mi pansiyon mu?

Evinde boş odası olan ya da iki katlı bir mülk edinen hemen kapısına bir ‘butik otel’ tabelası asıyor ama işin aslı öyle değil.

‘Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik’te butik oteller, “Yapısal özelliği, mimari tasarımı, tefriş, dekorasyonla ve kullanılan malzemesi yönünden özgünlük arz eden, işletme ve servis yönünden üstün standartla yüksek kalitede, deneyimli personel çalıştıran, kişiye özel hizmet verilen, en az 10 odalı otellerdir” şeklinde tanımlanıyor.

Müşteriye verilecek hizmetle ilgili çok detay var yönetmelikte. Eğer bir butik otele gidecekseniz, önceden açıp bu yönetmeliği okuyun. Okuyun ki, hakkınızı arayabilin. Neticede çoğu zaman ‘butik otel’ parası verip sıradan bir pansiyonda kalıyoruz.

Restoranda bir öğün

Neyse ki, bizim konakladığımız Viento Alaçatı gerçek bir butik otel. Açılalı tam bir yıl olmuş. 28 odası var. 150 yıllık bir Rum evi restore edilmiş ve en az yönetmelikteki kadar özgün. Sakin, huzurlu, temiz ve güler yüzlü… “Ben gittim kaldım, bayıldım. İlla ki siz de gidin kalın” demiyorum ama bu otelde bir öğün yemek yemenizi öneririm.

Haberin Devamı

Kendi adıma şunu söyleyeyim, bunca yıllık insanım, herhalde yüzlerce restoranda yemek yemişimdir... Burada anladım ki, meğer ben daha önce ne bakla, ne kalamar ne de kabak çiçeği dolması yememişim...

YAZDIĞIMIN ARKASINDA DEĞİLİM
Turizm deyince işin özünde her şey işletme aslında... Önceki yıl yine Çeşme’ye gelmiş ve beach’leriyle ilgili bir yazı hazırlamıştım. Alaçatı Port’ta açılan Wyndy’e ise bayılmıştım. Servisi mükemmeldi, her yer bembeyaz dekore edilmiş ve pırıl pırıldı. ‘Kelebek etkisi yaratıyor’ diye yazmıştım...
Bu yıl yeniden gittim. Üzüldüm...
Meğer işletmesi el değiştirmiş. Reina’nın da ortağı olan Ali Ünal burayı bir başka işletmeye devretmiş.
Kimsenin para kaynağına laf etmek istemem ama siz benim iki yıl önce yazdığımı okuduysanız ya da bir yerde o yazıya denk gelirseniz, artık tek kelimesinin bile arkasında değilim onu söyleyeyim.
HAYALLER BODRUM GERÇEKLER İSTANBUL
Ali Ünal şimdi Bodrum Gündoğan’da Moon Beach & Lounge’ı işletiyor. Biliyorsunuz, beach’lerin silahı müzik. Akşamüstü beach partileri nerede iyiyse tatilciler orayı tercih ediyor. Ünal her yıl tıpkı Reina için yaptığı gibi burada da en çok çalınan ve sevilen şarkıları ‘Moon Beach & Lounge Bodrum’ adlı albümde toplamış.
İçinde bu yazın en sevilen yabancı şarkılarının olduğu albümü bana da yollamış ve içine de bir not koymuş: “Bodrum’a gelemeyenler bu albümü evde, bahçede, kumsalda dinleyip uzaktan da olsa partimize katılabilir.”
Şarkıları dinlerken kendi kendime güldüm. Bizde de hayaller Bodrum beachleri, gerçekler evde tek kişilik pijama partisi...

Haberin Devamı