Yazarlar `İstanbul, 2000'i kültürle kucaklayacak'

`İstanbul, 2000'i kültürle kucaklayacak'

27.04.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

`İstanbul, 2000'i kültürle kucaklayacak'

`İstanbul, 2000i kültürle kucaklayacak

Nilgün Cerrahoğlu

Sanat Olimpiyatları Komitesi Yönetmeni Vecdi Sayar Türkiye'yi büyük yarışa hazırlıyor

Üçüncü bine girerken, İstanbul 20. yüzyılı böyle bir kimlikle kapatacak.
6. yüzyıldan bu yana ilk kez yapılacak "Sanat Olimpiyatları"nı İstanbul'un almış olması, bizim için gerçek anlamda "tarihi" bir fırsattır.
Dünyanın dört bucağında herkes, İstanbul'dan söz edecek bir kere. Uluslararası medyanın bizi keşfetmesi ve milyarlarca dolar akıtarak sağlayamayacağımız bir kampanya anlamına geliyor bu. Bu fırsatın ardında Türkiye'yi seferber etmek ilk işimiz olmalı.
İkinci işimiz, dünya kamuoyuna "Sanat Olimpiyatları ve İstanbul"u anlatmak; üçüncüsü kendimize özgü bir tarz bulmaktan geçiyor.
14 yüzyıllık bir aradan sonra yapılan ilk "Sanat Olimpiyatları'nın" ev sahipliğini İstanbul'un almış olması, bu olaya apayrı bir renk ve tat katmalı çünkü. Öyle bir renk ve tat olmalı ki bu, spor olimpiyatları denince de bir dahaki sefere herkesin aklına tek bir isim gelsin: İstanbul.
Bunları ve gerisini Vecdi Sayar'la konuştuk. Uluslararası Sanat Olimpiyatları Konseyi'nin yürütme kurulu üyesi Sayar. Türkiye'nin Paris Kültür Müşaviri. Sanat Başkanı Emin Mahir Balcıoğlu ile birlikte "Sanat Olimpiyatları'nın" Türkiye'ye verilmesinde rol oynayan iki anahtar isimden biri...



- Sanat Olimpiyatları nerden çıktı?
- Temeli eski Yunan'a gidiyor. Olimpiyat oyunlarının eski Yunan'daki ilk uygulaması zaten böyle. Sanatla sporu koşut düşünmüşler. M.Ö. 8. yüzyılla, 6. yüzyıl arasında da sanat olimpiyatları, sporla el ele düzenlenmiş. Tüm sanat dallarında popüler bir sanat festivali olarak. Sonra uzun süre, olimpiyatlar kesintiye uğruyor. Spor, geçen yüzyılda Fransa'da canlandırılıyor. Ve şimdi sanat da yeniden olimpiyat projesine dahil ediliyor.
- Türkiye projeyi nasıl aldı?
- Uluslararası Sanat Olimpiyatları Konseyi adında ve UNESCO'nun patronajı altında çalışan uluslararası bir organizasyon var. Ben, o konseyin yürütme kuruluna seçildim. Türkiye'nin adaylığını önerdik ve geçen ay kabul edildi. Fas, Güney Afrika, Arjantin, Polonya da adaydı. Polonya çok iyi hazırlanmıştı. Ama "sanata dönüş"ün Türkiye ile başlaması fikri herkesi çok heyecanlandırdı.
- Neden?
- Doğu - Batı kültürlerinin buluştuğu yer, sanat açısından çok merak uyandırıyor. Türkiye politik platformlarda tepki çekiyor ama sanatta önyargı yok.
- Sporu alamadığımız için bu teselli mükafatı mı?
- Hayır, karar spor olimpiyatlarında aday kentin belirlenmesinden önce alındı.
- İki komite bağlantılı mı?
- Hayır. Tamamen bağımsız komiteler.
- Projeyle ilgili ulusal komitede başka kimler var?
- Sanatın başkanı Emin Mahir Balcıoğlu - ki öneri önce ondan gelmişti. Bizleri o buldu. TOBAL (Tiyatro, Opera ve Bale Çalışanları Vakfı) Başkanı Tamer Levent var. Hasan Bülent Kahraman, sanat eleştirmeni, Bilkent'te öğretim üyesi. Sinemayı ben temsil ediyorum. Bilkent'in Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Dekanı Ersin Onay. Ve ressam Hüsamettin Koçan. Uyumlu bir ekibiz.

- Bu olimpiyatın bize getireceği nedir?
- Her şeyden önce prestij, uluslararası tanıtımda kültür ve sanattan büyük araç yok. Devlet resmi propagandaya milyarlar harcıyor ama, kültür ve sanat, halklar arasında çok daha etkin bir araç. Çünkü doğal bir köprü kuruyor. Zülfü Livaneli bir yazı yazdı. İlginç bir noktaya değiniyordu. "Sporda başarı Batıyı irkiltmez" diyordu. "Türkiye'de futbol iyi. Güreşte iyi. Ama sanat olimpiyatları ve Türkiye dediğimiz zaman, bu herkesi irkiltecek, şaşırtacak bir olaydır."
- Başka?
- Sanat Olimpiyatları, AB ile ilişkiler açısından da ciddi bir tanıtım olacaktır. Sanatçılarımıza dünyayla diyalog imkanı doğacak. Beş kıtadan gelen sanatçılar, birbirlerini tanıma imkanı bulacak. Birbirlerinin ürünlerini görecekler. Dostluklar kurulacak. Hem Türk sanatının tanıtımı yapılacak, hem de yabancı sanatçılardan yeni şeyler öğrenmek, görmek fırsatı yaratılacak. Turizm cephesi de var: Büyük paketler düşünülüyor. Katılımcıların yanı sıra, çeşitli ülkelerden izleyiciler gelecek. Turizm şirketleriyle paket programlar yapılacak. İstanbul'a çok büyük turist akımı olacak.

- İspanya Dünya Kupası, Expo ve Olimpiyatları yaptı. Her uluslararası olayda, havaalanlarını, istasyonları, yolları, Sevilla'yı, başkenti, Barcelona'yı baştan sona elden geçirdi. Bizde böyle bir altyapı atılımı düşünülebilir mi?
- Keşke olabilse. Ben o kadar uçmuyorum ama bazı şeyler yapılacaktır. Türkiye'de iman gücüyle çok şey yapılıyor. Önümüzde 2.5 yıl gibi bir süre var. Planlı ve disiplinli bir çalışmayla başarılacağını sanıyorum.
- Atatürk Havaalanı sefil durumda. "Sanat Olimpiyatı'na" gelenleri kümes gibi alanda mı karşılayacağız? En azından alana çeki düzen gerekmez mi?
- Gerekir ama yapılmazsa da kurtarırız. Olimpiyatlar, Habitat'ın getirdiği kadar insan getirecek. Habitat teknik açıdan başarılıydı. Kimse havaalanında kalmadı. Otellerde ağırlama iyiydi. Habitat deneyimini yaşamış bir ekipte yer aldığım için, konuyu içerden biliyorum. İnsan potansiyali var. Doğru yönlendirilirse, bir Habitat başarısı garantidir.
- Kültür sarayı gerekmez mi? Nerde yapılacak olimpiyatlar.
- Şu anda iki büyük proje var. Birisi İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın yaptırdığı - ki Cumhurbaşkanı buna ciddi destek veriyor. Bir de Menkul Kıymetler Borsası'nın büyük bir kültür sarayı projesi var. Böyle bir etkinliğin yapılması, bu projeleri hızlandırabilir. Ama biz önce binalarımız bitsin, sonra bu işleri yapalım demiyoruz. Türkiye'nin çok kentinde kültür merkezleri diye bakanlığın yaptırdığı binalar vardır. Bunlar boş kalır. Biz, önce kültüre yaşam vermek düşüncesindeyiz. Yavaş yavaş bunlar da arkadan gelir. Bu işlerde atılan her adım, bir sonrası için hazırlık oluyor. Örneğin Habitat'ın İstanbul'a kazandırdığı Lütfü Kırdar salonu kentin kültür yaşamı için çok olumlu oldu.
- Sanat Olimpiyatları İstanbul'a ne kazandıracak?
- En azından şunu hedefliyorum. Aynı anda, çeşitli yerlerde 20 gösteri olacak. Lütfü Kırdar'da, Cemal Reşit Rey'de, İstanbul Harbiye Şehir Tiyatrosu, Hilton Convention Center, AKM, Taksim Venüs Sahnesi falan gibi yerlerin bilet satışları arasında birbiriyle entegre bir sistem geliştirmek gerekiyor. Yani merkezi, elektronik bir gişeden bir bilet satışı. Bu bile kazanımdır.
- Olimpiyatlar hangi dallarda yapılacak?
- 7 sanat dalı var. Müzik, dans, tiyatro, edebiyat, plastik sanatlar, mimari ve disiplinlerarası ürünler...
- Edebiyatta olimpiyat nasıl oluyor?
- Edebiyatın bir özelliği var. Edebiyatın değerlendirmesi olimpiyat sırasında olmayacak. Ürünler 6 ay önceden jürilere teslim edilecek. Özgün dilde yazılacak ama yapıtlar Fransızca ve İngilizceye çevrilecek. Jüri üyeleri bunları iki dilde okuyup, değerlendirecek.
- Diğerleri?
- Mimarlıkta saptanan bir tema var: Dünya sanat üniversitesi... Her ülke kendi içinde yarışma ile projesini seçecek. Seçilen projeler, İstanbul'da maketleriyle sergilenecek. Son değerlendirme burda yapılacak. Plastik sanatlarda da 3 temel dal var: Resim, heykel ve fotoğraf. Üç dalda da, her ülke yarışma açacak. İstanbul'a kazanan ürün tek sanatçıyla gelecek. Yani bir edebiyatçı, bir ressam, bir heykelci, bir fotoğrafçı.
- Bu seçim tiyatro alanında nasıl yapılacak?
- O sanat dallarında ülkeler, olimpiyatlara tek sanatçıyla olabildiği gibi, kalabalık bir dans grubu ya da tiyatro ekibiyle katılabilecek. Ülkelerin ekonomik durumuyla da ilgili. Çünkü herkes kendi finansmanını kendisi yapacak. En azından yol paralarını kendi ülkeleri ödeyecek. Biz ev sahibi olarak, ağırlamayı yapacağız.
- Kaç kişiyi?
- Yaklaşık 3000. 2500 sanatçı ve 300 jüri üyesi.
- Konuda sınırlama var mı?
- Olimpiyat ruhunun yer alması isteniyor bu ürünlerde. Yani ülkeler, kültürler arası dostluk, dayanışma ve barışın işlenmesi isteniyor. Sözel sanatlarda bu tema işlenecek. Ama müzik ve plastik sanatlar tabii soyut. Daha büyük bir özgürlük tanınacak. Orada da yarışmaya bir ölçüt getirmek için "hava" teması saptandı. Eserler "hava" konsepti etrafında yapılacak.

- Bu muazzam bir organizasyon. Tanıtımı nasıl yapılacak?
- Türkiye'de tanıtım çalışmaları eksik. Habitat'taki tanıtım içe dönük oldu. Dünyaya gereken tanıtımı yapamadık. Bu kez de aynı sorun var. Ayrılan bütçe Türkiye'de tanıtımı kurtarıyor. Oysa bu bizi dünyaya tanıtmak, açmak bakımından büyük bir fırsat. "Kültürlerin Buluştuğu Kent İstanbul" falan gibi büyük bir tanıtıma ihtiyaç var. Bu konuda da benim bir önerim var. Gökşin Sipahioğlu'nun ajansı var Paris'te: SIPA Press. Sipahioğlu buna gönülden katılacak insandır. Ona destek sağlansa, tüm altyapısını seferber eder. Reklamdan çok haber yaratarak.
- Açılış ve kapanış için projeler var mı?
- Açılış için Dışişleri'ne yaptığımız ilginç bir proje var. '98 Cumhuriyet'in 75. yılı. 1999'da Osmalı'nın 700. yıldönümü. '99 sonbaharında bu iki olayı birleştiren bir açılış yapalım diyoruz. Osmalı'dan Cumhuriyet'e yaşadığımız değişim ve gelişmeyi yansıtan bir kültür programını Türkiye'de ve dışarda lanse edebiliriz. Dünya basınına bunu, başka türlü duyurmamız mümkün değil. Sanat Olimpiyatları'yla bu kutlamayı dünya çapında olaya dönüştürebiliriz.
- Kaynak var mı?
- Cumhurbaşkanı'ndan aldığımız güvenceyle, devletin tüm imkanlarını seferber edeceğine inanıyoruz. Ve tabii sivil toplum kuruluşlarından da destek bekliyoruz. Türkiye'de sanat dalında örgütlü pek çok dernek, vakıf var. Türkiye bugün sanatçıları ve kültür birikimiyle evrensel prodüksiyonlar yapabiliyor. Habitat'ın açılış törenini hatırlayın.
- Bunlar yeter mi?
- Bir de şunu öneriyorum: Olimpiyatlar için Türkiye, Milli Piyango gibi kaynaklardan gelen bir fon oluşturmuştu. Bu fondan iki yıl biz yararlanabiliriz. İstanbul'un tanıtılması, böyle bir organizasyonun yapılması, ilerisi için spora da dönük bir yatırımdır. Spor olimpiyatlarını almak için de bu büyük bir adımdır.