Yazarlar Karadeniz moral deposu

Karadeniz moral deposu

21.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Karadeniz moral deposu

Karadeniz moral deposu

Yavuz DONAT

UÇAKTA Cumhurbaşkanı Demirel'e "1965'i" sorduk:
- 1965'te Samsun'da yüzde kaç oy almıştınız?
Demirel 1964'te Adalet Partisi'ne genel başkan olmuştu.
1965, onun ilk seçimiydi.
Demirel "şimdi söyleyeceğim" dedi.
Onu beklemeden devam ettik:
- 1965'te yüzde 56 oy almıştınız.
Süleyman Bey:
- Evet... Doğru...
Uçakta bu konuyu neden açtık.
"Nedenini" söyledik:
- Bugün iki partinin... Üç partinin oyunu topluyoruz... Yüzde 56 etmiyor. Ne olacak bu işin sonu Sayın Cumhurbaşkanı?
Demirel "dağınık" dedi:
- Dağınık... Parçalı... Siyaset çok parçalı.
Evet, hem "çok parçalı."
Hem de yakın gelecekte bir "toparlanma" görünmüyor.
* * *
DEMİREL ile Samsun'a 1970'te gelmiştik.
"Çarşamba Barajı" için.
Dün Cumhurbaşkanı'na sorduk:
- O zaman kürsüdeki "ilk cümleniz" neydi, biliyor musunuz?
Süleyman Bey "neydi" dedi.
İlk cümle şuydu:
- Artık Çarşamba'yı sel almayacak.
Gerçekten de almıyor.
"Çarşamba'yı sel aldı" sözü türkülerde kaldı.
Ama Çarşamba Barajı'ndan yeterince faydalanamadık.
Sulama kanallarında ve drenajda "noksanlar" var.
Çarşamba ve Bafra ovaları bu nedenle "verebileceğinden azını" üretiyor.
Ve Samsun "göç veriyor."
Oysa göç vermemesi gerek.
* * *
DEMİREL ile Samsun'a 1986'da geldik.
Doğruca Bafra'ya geçtik.
Nafiz Kurt'un ilçesine.
Hüseyin Özalp "kürsüyü beğeneceksin" dedi.
Kürsü "Atatürk Barajı" şeklindeydi.
Demirel, 12 Eylül 1980 askeri müdahalesinden sonra kürsüye ilk kez Bafra'da çıktı.
Altı yılın suskunluğu nedeniyle, başlangıçta tutuktu.
Sonra açıldı.
"Yasakların kaldırılması" mücadelesinin başladığı yer Samsun'dur.
* * *
UÇAKTA Demirel'e "o günü... O mitingi" anımsattık.
Cumhurbaşkanı:
- Evet, ilk konuşma Bafra'daydı. Ertesi gün de Havza'ya, Vakfıkebir'e gitmiştik.
- Gitmiştiniz... Konuşmuştunuz... Ve hakkınızda da
"neden konuştunuz" diye dava açılmıştı.
Demirel:
- Tam 85 dava. Hepsinden de beraat ettim.
* * *
ESKİDEN "çeteler - meteler" yoktu.
Eskiden siyaset ile ticaret böylesine "iç içe" değildi.
Eskiden politika şimdiki kadar saygınlık kaybına uğramamıştı.
Ve eskiden siyasetçi "başka nedenlerle" mahkemeye verilirdi.
Örneğin "konuşması" nedeniyle.
O dönemden, bu döneme Türkiye "çağ atladı."
Siyasetin çağ atlaması da "böyle" oluyor demek.
* * *
DEMİREL'e uçakta dedik ki "sizinle Samsun'a 1979'da da gelmiştik."
1979'da "senato ara seçimi" vardı.
Adalet Partisi yüzde 55 oy aldı.
CHP yüzde 25.
Erbakan'ın Milli Selamet Partisi ise yüzde 9'da kaldı.
"Darbe... Müdahale... Zorlama" Erbakan'ı güçlendirdi.
Hele bir de "düzen partileri" yeni politikalar üretemeyince...
Refah "şahlanıverdi."
Bundan 20 yıl önce... 1977 seçimlerinde Milli Selamet Partisi'nin Samsun'daki oyu yüzde altı idi.
Hiç milletvekili çıkaramamıştı.
1995 seçimlerinde ise...
Onbir milletvekilliğinden üçünü Refah aldı.
* * *
SAMSUN'a çok geldik...
Turgut Özal'la, Mesut Yılmaz'la geldik.
Tansu Çiller'le geldik.
Türkeş'le, Erbakan'la geldik.
Hüseyin Özalp'le birkaç kez geldik.
Bafra'ya da öyle.
Nafiz Kurt'un ablasının evine de.
Samsun hep hareketliydi.
Ve Samsun'a her gelişimizde mutlaka "şunu" yazdık:
- Bu havaalanı Samsun'a yakışıyor mu?
Havaalanı 1957'de yapıldı.
Pisti kısa.
Yeri, kentin göbeği.
Evet, bu havaalanı modern Samsun'a yakışmıyor.
Dileğimiz "yenisinin... Çarşamba havaalanının" bir an önce tamamlanması.
Ankara'nın "her bakımdan kirli" havasından sonra, Samsun'da "içimiz açıldı... Moral bulduk."



Yazara Email Y.Donat@milliyet.com.tr