Yazarlar Kritik altı ay

Kritik altı ay

17.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kritik altı ay

Kritik altı ay

Yavuz DONAT

ALMANYA'dan döndük ve Ankara'da bir Almanı ağırladık.
Konuğumuz Dr. Andreas Schockenhoff.
Milletvekili.
Başbakan Kohl'ün partisinden.
Dün ziyaretimize geldi.
Ve "iki gününü" özetledi:
- Hayal kırıklığı büyük... İnsanlarda "Batı bizi istemiyor" duygusu hakim... Türklerin hayal kırıklığını azaltıcı adımları atmamız şart.
* * *
İKİ gündür Alman basınında "özeleştiri yapan... Kendini sorgulayan" yazılar çıkıyor.
"Galiba Türkiye'ye haksızlık edildi" türünden yazılar.
Dün Dr. Schockenhoff ile konuşurken yine "aynı havayı" gözledik.
CDU milletvekili şöyle dedi:
- Lüksemburg dokümanı tatmin edici bir doküman değil. İçinde pek çok hata var. Avrupa Birliği dönem başkanının konuşmasının akıllıca olduğunu söylemek ise olanaksız.
* * *
ALMAN milletvekili bize bir soru sordu:
- Türkiye "Avrupa Konferansı'na katılmama kararını" değiştirebilir mi?
Yanıt olarak, kendisinin de fark ettiği "hayal kırıklığından" bahsettik.
Türk ekonomisini anlattık.
Halkın "demokrasi kültürü... Demokrasi alışkanlığı" üzerinde durduk.
Ve sorduk:
- Türkiye bu konularda Bulgaristan'ın gerisinde mi? Romanya'nın gerisinde mi?
Alman milletvekilinin yanıtı "hayır" oldu.
Bu bizim hoşumuza gitsin diye söylenen bir "hayır" değil.
"Türkiye'yi tanıyan bir insanın" ağzından çıkan "hayır."
* * *
ANDREAS Schockenhoff 20 yıl önce de Türkiye'ye gelmiş.
Dün bize 1977 Türkiye'si ile 1997'nin kıyaslamasını yaptı:
- Türkiye 1977'de de Batılıydı. Ama şimdi daha çok Batılılaşmış. Böyle dinamik ve büyük bir ülkenin Avrupa Birliği'nin dışında kalması düşünülemez.
* * *
DR. Schockenhoff, Alman Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu üyesi.
Ayrıca CDU'nun "Akdeniz politikaları" komisyonunun raportörü.
Eşi ve üç çocuğu yaz tatilini Antalya'da geçirmiş.
Alman milletvekili dedi ki "benim seçim bölgemden her hafta Türkiye'ye üç uçak geliyor. Biz Türkiye'yi dışlayamayız."
Ama "dışlandık" bile.
Dr. Schockenhoff.
- Avrupa Birliği, Türkiye'ye karşı "yeni yaklaşım stratejileri" belirlemek zorunda. Türkiye'deki hayal kırıklığı derinleşmemeli. sağlıklı düşünmek zorundayız. Bu kritik dönem en az zararla kapatılmalı.
* * *
LÜKSEMBURG kararına hükümetimizin gösterdiği tepki yerinde.
Ancak bu tepkinin "içini doldurmalıyız."
Zamanı ve enerjimizi sadece "Batı, canın cehenneme" diye bağırmakla harcamamalıyız.
Bunun için "yapılacak işler" var.
Yararlanılacak "kişi ve kurumlar" var.
* * *
ZAMAN zaman Avrupa'daki "Türk dostlarından" bahsederiz.
Aslında bu yanlış bir deyim.
Türk dostu falan yok.
Türkiye'ye karşı "önyargısız olanlar" var.
Önyargısız Avrupalıları bilgilendirmeliyiz.
Dün ziyaretimize gelen Alman milletvekili "bunlardan... Önyargısızlardan" biriydi.
* * *
AVRUPA'da üçbuçuk milyon Türk yaşıyor.
"Konuyu" bu üçbuçuk milyon insanımıza maletmeliyiz.
Ama onları "tahrik ederek" değil.
Bilgilendirerek.
* * *
TÜRKİYE'de yaşayan Avrupalılar var.
Onların kurduğu dernekler var. Örneğin İstanbul'da "Köprü Derneği."
Bu derneğin mali sekreteri Claudia Yılmaz'dır.
Başbakan'ın kardeşinin eşi.
Claudia Yılmaz, Alman Liberal Demokrat Partisi ile iyi ilişkiler içindedir.
Köprü Derneği ile, Claudia Yılmaz'la, Türkiye'deki Avrupalılarla temasa geçmeliyiz.
Onlar da, Türkiye'nin dışlanması halinde "neler kaybedeceklerini" bilmeliler.
Önümüzdeki altı ay "altın değerinde."
Bu kritik dönemi iyi kullanabilmeliyiz.



Yazara Email Y.Donat@milliyet.com.tr