Yazarlar "Kriz yok, muhalefete devam"

"Kriz yok, muhalefete devam"

08.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Kriz yok, muhalefete devam"

Kriz yok, muhalefete devam

Yavuz DONAT

DENİZ Baykal ne yapmak istiyor?
Dün sabah CHP Genel Başkanı ile "bu konuyu" konuştuk.
1972'de Bülent Ecevit CHP'ye genel başkan olunca "hem hükümete girmemişti ve hem de hükümete dışardan destek vermişti."
Yani "hükümet krizi yaratmayan bir parti başkanı" görüntüsü sergilemişti.
Ancak "muhalefet görevini" de sürdürmüştü.
Böylece de "halkın şikayetlerini" seslendirmişti.
Bugün Deniz Baykal "1972'de Bülent Bey'in yaptığını" mı yapmak istiyor?
Deniz Bey "yorumumuzu, sorumuzu" dinledi.
Ve şöyle dedi:
- 1973 seçimlerinde CHP nasıl bir "patlama" yapmıştı, hatırladın mı?
Evet "o politika" CHP'yi güçlendirmişti.
* * *
DENİZ Baykal hükümete "dışarıdan" destek veriyor.
Madem destek veriyor, öyleyse hükümete girse ya...
Sahi, neden girmiyor?
"Neden girmediği" ile ilgili gözlemimiz şu:
Deniz Bey CHP'ye genel başkan olunca "DYP ile koalisyon yaptı."
Bu koalisyon CHP'yi yordu, yıprattı.
Deniz Bey şimdi koalisyona girip, partisini "daha da yormak" istemiyor.
Baykal yine "dinledi."
Sonra da şöyle dedi:
- Evet, DYP ile ortaklıktan dersimizi aldık.
* * *
ASLINDA biz CHP genel başkanını dinleyecektik.
Ama o da "bizi dinlemek istediğini" söyledi.
Biz de "yorumumuzu" yaptık:
- Seçmen bazı konularda hassastır. "Askerle içiçe... Asker tarafından desteklenen... Sırtını askere dayamış görüntüsü veren" siyasi hareketlere soğuk durur. Bugün ANAP'ın böyle bir sorunu var.
Baykal "aynen katılıyorum" dedi.
Ve "devam etmemizi" istedi.
Ettik:
- Ancak halkımız "askerle didişen... Askerle sorunu olan... Askeri tırmalayan" siyasi partiye de prim vermez. Bugün DYP'nin de böyle bir problemi mevcut.
Deniz Bey:
- Evet, aynen öyle. İşte bu ortamda biz "muhalefet görevi" yapıyoruz. Refah da, DYP de "kendilerini korumaya yönelik" bir muhalefet sergiliyorlar. Halkın şikayetlerini ise biz seslendiriyoruz.
* * *
DENİZ Bey'e dedik ki "bir konu daha var."
Baykal:
- Nedir?
- Halk kriz de istemiyor.
- Tamam. Doğru. Hükümet krizi yaratmayacağız. Ama hükümeti izleyeceğiz. Sıkıştıracağız. Muhalefeti sürdüreceğiz.
* * *
DENİZ Baykal'ın ev telefonu "halka açık."
Çeviriyorsunuz, karşınızda "buyrun, ben Deniz Baykal."
Eve "iki tür" telefon geliyor.
Birincisi:
- Yahu yapma Deniz Bey!.. Vurma... Eleştirme... Gir şu hükümete...
İkincisi:
- Efendim tebrik ederim... Lütfen devam edin... Silkeleyin.
Birinci telefon "kimlerden?"
İkincisi "kimlerden?"
Baykal:
- Birincisi bu hükümeti mutlaka kollama durumunda olanlardan. İkincisi ise örgütten, halktan...
* * *
SOHBET sırasında bir ara "gelir dağılımındaki bozulmaya" giriyoruz.
Deniz Baykal "bugün Yalçın'ı (Doğan) okudun mu" diye soruyor.
- Okuduk. İstanbul'da bir lokantada, dört kişinin 87 milyona yemek yediğini yazmış.
- Hah!.. Tamam işte!.. Gör manzarayı gör!.. Bir yanda ucuz ekmek almak için sabahın köründe kuyruğa girenlerin Türkiye'si. Bir yanda da, bir yemeğe 87 milyon ödeyenlerin Türkiye'si...
* * *
DİKKATİMİZİ çeken bir ayrıntı...
Deniz Baykal'la dün "hayli erken saatte" konuştuk.
Çok kişi kalkmamıştı bile.
Deniz Bey "erkenci."
Çoktan kalkmış, gazeteleri okumuş, bize "şu yazıya baktın mı, şu demeç için ne diyorsun" diye sorular soruyor.
* * *
VEDALAŞIRKEN Deniz Bey "kriz yok" diyor:
- Hükümet krizi çıkarmam.
Ve ekliyor:
- Ama muhalefete de devam. Siyasi kriz çıkarmadan hükümeti eleştireceğiz.
Her yiğidin kendine göre bir yoğurt yeme tarzı var.
Deniz Bey de yoğurdu böyle yiyor.

Yazara Email Y.Donat@milliyet.com.tr