Levent Köprülü

Levent Köprülü

-

Tüm Yazıları

Pek çok üretici, performanslı ancak ses açısından yeterince “tatminkar” olmayan modelleri için farklı egzoz sesi çözümleri üretirken, bazı firmalar da, 4 silindirli motordan 8 silindirli motor sesi çıkartmış!

Bana bir ses verin lütfen

Porsche 911 (üstte) ve Lexus LF-A (sağ alttaki motor kendisine ait!) özel egzoz ses sistemlerine sahip. Faurecia farklı markalara fabrikasyon aşamasında monte edilebilecek sistemi yaratmış...

Sonradan olma abartılmış örneklerine ifrit olsam da bazı otomobillerin şanına yakışan bir ses ve aynı zamanda da azıcık performans vermesi için konulmuş egzoz sistemlerine saygım sonsuz. Ama dediğim gibi, sonradan ekleme olup da sesi kulaktan girip insanın ciğerini sökercesine böğürenlerden bahsetmiyorum.
Çoğu zaman ben de buna hak vermişimdir. Afili ve sportif bir tasarıma sahip, ancak “scooter kıvamında” sesiyle yanımdan geçen ya da 250 HP güce sahip olup da yüksek devirlere çıkıldığında ses bakımından “Şahin” performansı sergileyen otomobillerle karşılaştığımda, bunun “araca haksızlık” olduğunu düşünmüşümdür. Çünkü bu tip otomobiller, sadece tasarım ya da performansla değil, sesiyle de sahibine “Bak işte, paranın tam karşılığı benim!” diyebilmeli.

Kulağa hitap etmeli
Aslında bunun için pek çok üreticinin büyük uğraş verdiğini, ancak kimi zaman “kısıtlamalar”a takıldığını duyuyoruz. Mesela Ford’un Amerika’da böyle bir birimi olduğunu gözlerimle görmüşlüğüm var. Olay, zaten sadece motorun dışarıya verdiği sesle de ilgili değil. Firmaların uğraşları, “sürücü duysun, gücü hissetsin yeter” düzeyinde de olabilir, oluyor da.
Ford’un yıllar önce ürettiği ve Türkiye’de de az miktarda satmış olan “Fiesta Sport” modelinde bu yapılmıştı. Adamlar basit bir düzenekle, 105 HP civarındaki motordan öyle bir ses üretmişlerdi ki aracın içindeyken her gaza basışta, sanki güçlü ralli otomobili kullanıyor zannediyordunuz. Oysa dışarıdaki ses, bu denli etkili değildi!
Tabii Ferrari, Porsche, Lamborghini gibi üreticilerin, “sesle ilgili problemleri” olduğunu düşünmek bile gereksiz. Zira bu markaların neredeyse tüm modelleri, gerek iç gerekse dıştan yeterince tatminkar sese sahip. Hoş Porsche, 911 ve Cayenne’de bir düğmeyle egzoz sesini daha “senfonik” hale getiren sistem kullanıyor. BMW ise M5’te egzoz sesini aracın müzik sistemine veriyordu.
Sürücülerin, satın aldıkları performanslı araçlardan duymayı arzuladıkları ses için tahminler yapan ve ekstra ayarlamalara girişen üreticiler arasında Lexus da bulunuyor.

Vuvuzela misali borular
Toyota bünyesindeki Lexus, sadece
500 adet üreteceği LF-A için F1 teknolojisinden esinlenen 10 silindirli motor ve “üçlü” egzoz çıkışı koymanın yeterli olmayacağını düşünmüş. Mühendislerin aklına farklı bir uygulama gelmiş. Nitekim aracın motor bölümünde bu amaçla iki büyük boru bulunuyor. Önde sol ve sağda bulunan boruların hem sürücü hizasında hem de ayak bölümünde birer çıkışı var. Karışık geldiyse, havalandırma boruları gibi olduğunu düşünün. Borular, motor bölümündeki özel kutudan aldıkları sesi doğruca kabine iletiyor. Ses de ses ama. Vuvuzeladan çıkar gibi... Zira LF-A, bir stüdyoda sesiyle şampanya kadehi kırmıştı!

“Bana Ferrari sesi lütfen!”
Tamam bunları öğrendik ya da biliyoruz. Ancak geçtiğimiz günlerde bendenizin de gezdiği Frankfurt Otomobil Fuarı’nda sergilenen bir yenilik vardı ki, “Pess!” demeden duramadım... 4 silindirli “zavallı” motorların, istenirse “V8 motorlu Ferrari gibi” inleyebilmesi!
Fransız Faurecia şirketi, son dönemde çevre kısıtlamaları nedeniyle motor hacimlerini küçültmek zorunda kalacak üreticilere bir güzellik icat etmiş. “Dinamik Egzoz Ses Teknolojileri”
adı verilen sistemle, örneğin 4 silindirli
Fiat Punto’dan 8 silindirli Ferrari, dizel motorlu araçtan da benzinli motor sesi duymak mümkün oluyor.
Faurecia önce 6 ve 8 silindirli motor sesleri üretip ardından sesin, orijinalmiş gibi egzozdan çıkmasını sağlayacak hoparlörü yerleştirmiş. Aracın motor kontrol ünitesine bağlı hoparlör, böylece gaza basıldıkça gereken sesi, gerektiği yükseklikte çıkartabiliyor.
Tabii “kötü bir haber” var... Maalesef sistemi dışarıdan satın alıp takmak mümkün değil. Üreticiler bunu fabrikasyon olarak imalat sırasında araçlara takabiliyor!

Haberin Devamı

Bana bir ses verin lütfen

Haberin Devamı

HAFTANIN GÜZELİ

Haberin Devamı

Deri değiştirebilen otomobil!

Kafamı Frankfurt Otomobil Fuarı’nda bir yerlere çarptığımı filan düşünmeyin. “Deri değiştirebilen bir otomobil”den bahsediyorum. Elbette sürüngen değil! Fotoğrafta gördüğünüz alet, “evvel zaman içinde”, Çek Cumhuriyeti ile Slovakya “Çekoslovakya” iken üretilmiş Velorex’ten başkası değil. İki kardeş tarafından 1945’te gayet mütevazı bir şekilde üretilmeye başlanan, daha sonraları fabrikasyon halinde bantlardan çıkan ve nihayet 1971’de de “hakkın rahmetine” kavuşan Velorex, ülkenin ünlü Jawa motosikletlerinin motorlarıyla yürüyebilen bir “otomobil”di.
Çekoslovakya’nın o dönemlerde otomobile olan açlığını dindiren Velorex’ler, normal bir otomobilin dörtte bir fiyatına satılıyormuş.
O yüzden de yaklaşık 16 bin adet üretilmiş. Üç tekerlekli, borulardan oluşan bir iskelete sahip Velorex’in dışı alışılmışın aksine metal değil, deri ile kaplıydı. İşte bu yüzdendir ki araçların derileri, yıprandıkları ya da kazaya uğradıklarında rahatça değiştirilebiliyordu.