Levent Köprülü

Levent Köprülü

-

Tüm Yazıları

Teknolojinin soğuk ve duygusuz olduğunu düşünürüz değil mi? Aslında değil! Görüntülerini saklayıp özlediklerimizi hatırlamamızı sağlayan o teknoloji, tüylerimizi de diken diken edebilir bazen. Tıpkı Senna’nın “hayalet turu” gibi

Bir gece çıkıp gelsen sesinle...

Kimi konuşmalarda döner dolaşır suçu teknolojiye atarız hep. Neymiş? Teknoloji denilen illet yüzünden hayatta birçok değeri unutup makineleşmiş ve duygusuzlaşmışız. Teknolojinin esiri olup bazı değerleri unutmuşuz! Bu iddiaların bazı yönlerine hak versem de tamamına katılamıyorum, üzgünüm! Genelin aksine, teknolojinin sadece soğuk
ve duygusuz bir “illet” olduğunu düşünmüyorum çünkü.
Mesela o teknoloji sayesinde sevdiğimiz, özlediğimiz ve hayatta olan insanların yanına çok kısa sürede ulaşabildiğimiz için... Veya onlarla birlikteyken geçirdiğimiz güzel anıları görüntülerle ölümsüzleştirebildiğimiz, dilediğimiz zaman o anlara dönüp gönlümüzce gülümseyebildiğimiz, belki de titreyerek ağlayabildiğimiz için... Ya da tıpkı Senna’nın “hayalet turu”nda olduğu gibi, insanın tüylerini diken diken edebildiği için sıcak olabilir teknoloji.
Türkiye’de de hâlâ oynayan “Zafere Hücum / Rush” filmine gidebildiniz mi bilemiyorum. Özellikle Formula 1 tutkunlarının, hareketli filmlere düşkün olanların kaçırmaması gereken bir film “Zafere Hücum”. İki ünlü, eski şampiyon James Hunt ve Niki Lauda’nın mücadelesini anlatan, ancak bir o kadar da hayata dair “mesajları” olan bir film.

Yıllar boyu konuşulacak
“Zafere Hücum” canlandırma konusunda başarılı da olsa büyük ölçüde, halen hayatta ve Mercedes’in F1 takımına yardımcı olan Niki Lauda’nın anılarıyla şekillendirilmiş. Hatta zaman zaman Lauda’nın kendi sesinden anlatımlara da yer verilmiş. Ancak nedense beni ürpertmedi, o denli etkilemedi. En azından, Honda’nın son reklam filmi kadar...
Japonya’da yayımlanan reklam, Honda’nın sadece o ülkede sunduğu “Internavi” adı verilen özel navigasyon sistemi için yapılmış. Geçmişi 1997’ye kadar dayanan sistem, CD ya da DVD
ile değil de cep telefonu ve internet aracılığıyla çalışıyor. Size uygun yolu seçmekten tutun da olası fırtınaları haber vermeye, yakıt tüketiminizi diğer aynı modeli kullananlarla karşılaştırmaya kadar pek çok işlevi var.
Honda, Internavi’nin, yıllar önce Brezilyalı efsane pilot Ayrton Senna tarafından kullanılan “telemetri” (motor ve araçların anlık bilgilerinin izlenebildiği bir teknoloji diye anlatayım) sistemi sayesinde geliştirildiğini anlatmak için bu reklamı çekmiş. Öyle bir reklam olmuş ki muhtemelen Senna kadar olmasa da yıllar boyu konuşulacak bir iş ortaya çıkmış. Üstelik de bunu anlatımlarla değil, daha farklı bir yöntemle yapmış. Deyim yerindeyse pistte “Senna’nın hayaletini” çıkartmış.
1994’teki kazada hayatını kaybeden Senna, son dönemlerinde sadece McLaren Honda’nın zaferlerine imza atan bir pilot değil, aynı zamanda Japon üreticinin ürünlerinin gelişiminde rol oynayan bir danışmandı. Nitekim bir dönem efsane olan ve yeniden yaratılması düşünülen Honda NSX’i bizzat o test etmiş, gelişiminde rol oynamıştı.

Arşivden çıkartıldı
1989 yılında Japonya’da, Suzuka pistinde koşulan yarış, kuşkusuz Senna’nın en başarılı yarışı değildi. Ancak onun, “en hızlı tur zamanı”na imza attığı, hayli olaylı geçen bir yarıştı. Şampiyonun belirlenmesi için Suzuka ve Avustralya kalmıştı. Senna bu iki yarışı birinci bitirirse şampiyon olacaktı. İlk sırada start aldı ancak puan açısından ondan önde olan takım arkadaşı Alain Prost ile çarpıştı. Prost veda ederken, Senna yarışa devam etti ve birinci oldu. Ancak kısa süre sonra Senna, farklı bir hatadan ötürü diskalifiye edildi; Prost şampiyonluğunu Avustralya öncesi ilan etti.
İşte bu yarışta Senna’nın rekor kırdığı turu canlandırmış Honda. Bunun için, Ar-Ge bölümünün arşivinde, bir kutuda saklanan duran telemetri kayıtlarını çıkarmış önce. Kayıtlar dediğim tek bir sayfa aslında. Ardından, Senna’nın o gün kullandığı MP4/5 yarış aracını bulup üzerine portatif bir ses kayıt cihazı yerleştirmiş. Sonra pist kenarına da mikrofonlu adamlar yerleştirmiş ve aracı piste çıkarmış.
Tüm bu sesler kayıt edildikten sonra güncel sesin, 1989’daki motor sesi ve telemetri kayıtlarıyla eşleştirilmesine geçilmiş. Telemetri kayıtları, Senna’nın nerede gaza bastığını, nerede vites değiştirdiğini, fren yaptığını gösteriyor çünkü. Bunları da kayıtları okuyabilen
bir yarış mühendisi çözüp dijital ortama geçirilmesini sağlamış.

Gece gelen hayalet araç
Tüm bu işlemler tamamlandıktan sonra sıra, piste hoparlörler, LED ışıklar ve modemler yerleştirilmesine gelmiş. Yaklaşık 10 metre arayla bir ampul konulmuş. Işıklar ve hoparlörler yerleştirilirken, Senna’nın pistte izlediği yol (viraj dönüş noktası gibi) göz önüne alınmış. Ve gece olduğunda da çekim başlamış. Senna’nın otomobili, adeta bir hayalet gibi ışık olup pisti turlarken,
3.5 lt V10 motorun sesi de, insanı iliklerine kadar ürpertiyor. Senna gecenin içinden gelmiş ve oradaymış gibi...
İnternetten arayıp seyredebilirsiniz. Bunun bir eşi yok. Ve bu, teknolojinin “zeka” ile birleşince insanın tüylerini diken diken edebilecek şeyler ortaya çıkarabileceğinin de bir kanıtı...

Haberin Devamı

Bir gece çıkıp gelsen sesinle...

Haberin Devamı

HAFTANIN GÜZELİ

Haberin Devamı

Sofrayı kaputa da kurabiliriz aslında!

BU otomobille, pikniğe veya seyahate gitmek mühteşem bir zevk olurdu diye düşünüyorum. Düşünün bir kere, otomobili bir çayıra çekip sofrayı da kaputunun üzerine kurabilirsiniz. Nitekim yeterince yer var! Üstelik üzerinizi kirletmenize de gerek kalmaz. Seyahate çıktığınızda da muhteşem bir manzaraya karşı çekin otomobili. İster üzerinde ziyafet çek, istersen minderleri koyup otur, güneşin batışını izle... Şaka bir yana, Aston Martin’in mali sıkıntıdan kurtulmak için geliştirdiği, ancak ona külfet ve kötü şöhret getiren modelidir Lagonda. Nitekim 1976-1990 arasında üç farklı nesile sahip olsa da toplamda sadece 645 adet üretilebilmiş. Otomobilin dijital gösterge paneliyse tam felaket olmuş, çünkü aracın geliştirme masrafını dörde katladığı gibi, arızalarıyla ünlenmiş. Belki de şakayı gerçek yapmak, masa gibi kullanmak en hayırlısıymış zamanında...