Levent Köprülü

Levent Köprülü

-

Tüm Yazıları

Volkswagen sosisinin üzerine VW ketçabı ya da Caroll Shelby’nin acı sosundan koyup arkasından da demli bir Tata çayı içmek... Çok absürt gelmesine bakmayın, tamamen gerçekler...

Otomobil veya ticari araç üretimiyle tanıdığımız ünlü markalar, kimi zaman kendisine tutkuyla bağlı tüketicileri için gerçek alanlarının dışına çıkıp hayatın her alanında kullanılabilecek ürünler de satışa sunar, tasarlar. Bu yüzden Mercedes, Porsche marka bisiklete binmek, Ford armalı bir anahtarlık takmak, Aston Martin logolu çantalar kullanmak mümkün olabilir. Zaten bunların bir kısmı da, bu markalar için özel olarak üretilir ve söz konusu markaların showroom’larında yerlerini alır.
Ancak bir de bazı markaların kendi ürettikleri otomotiv dışı ve çok özel ürünleri vardır ki onları, bu markaların otomobillerini kullanmayan hatta belki de beğenmeyen tüketiciler bile zevkle satın alır.

Rahmetlinin sosları!
İsterseniz laf kalabalığını bir yana bırakıp, hemen örneklere de geçiverelim de, zihnimiz berraklaşsın.
Ford, Mustang için geliştirdiği ve kendi adını verdiği güçlü versiyonlarla tanınan, ardından kendi yarattığı güçlü ve kaslı “Cobra” otomobilleriyle ün salan Caroll Shelby’den başlayalım. Birkaç ay önce hayatını kaybeden ünlü tasarımcı Shelby, arkadan itişli, yuvarlak hatlı ve asfaltın canını yakan Cobra’larıyla bilinse de, onun “insanların ağzını yakan” bir ürünü daha vardı.
Shelby’nin dört tekerlekli canavarlar dışındaki en büyük hobisi, aynı zamanda da yatırımı, acılı biber sosları üzerineydi. Bugün Amerika’daki marketlerde, üzerinde “Caroll Shelby’nin Orijinal Teksas Acılı Sos Kiti” yazan ve kahverengi paketlere satılan soslarına rastlamak mümkün. Üstelik yaklaşık 50 yıldır üretilen bir ürün. Shelby, 150 bin hektarlık arazisinde biber yetiştirirken, bir yandan da otomobillerde ulaşmaya çalıştığı mükemmelliği, acılı soslarına da taşımaya çalışmıştı yıllar boyu.
Acılı soslara olan ilgisinin ailesinden geldiğini belirten Shelby, bir yandan en iyi sosun ortaya çıkması için yarışmalar düzenlenmesine öncülük ederken, diğer yandan da “Bugüne kadarki en iyi acılı sosu henüz tatmadım!” demeyi ihmal etmemiş ölümüne kadar.

Çalışanlar içindi...
Alman üretici Volkswagen’in otomobil ve ticari araç üretimindeki yeri tartışılmaz. Ancak kendisinin motorlu araçlar dışında da ustalığını gösterdiği ve ün saldığı başka şeyler de var. Tıpkı Almanya’ya özgü kalın sosisler ve ketçap gibi.
1970’lerin başlarında VW, Wolfburg’daki fabrikasının içinde bir kasap açtı ve burada sosis üretimine başladı. Bu sosisler, önceleri sadece o tesislerde çalışan işçilerin damak tadına hitap ediyordu. Ardından yine burada kurulan otomotiv marketi Autostadt’a otomobillerini teslim almaya gelen misafirlere de satılmaya başlandı. Bu sosislerin ünü öyle yayıldı ki, yıllık üretim miktarı 4.8 milyon sosise yükseldi.
Şimdilerde Berlin’de bulunan Alman Sosis Müzesi’nde de satılmaya başlanan VW sosisleri, elbette ketçapsız olmazdı. Bunun üzerine 1990’larda VW, kendi markasıyla ketçapı da çıkarttı. Heinz ile ortaklaşa üretilen ketçapların satış miktarı, yıllık 450 bin şişeye kadar çıkmış.
Bu arada şayet sosisler tuzsuz geldiyse, o zaman Peugeot’nun ürettiği tuz ve biber değirmenlerinden kullanabilirsiniz. Çünkü Peugeot’nun biber öğütme mekanizmasını bularak, bunu satışa sunması 1800’lü yılların ortasına dayanıyor. Avrupa’da yaygın olarak kullanılan kaya tuzu ve çekirdek kara biber için geliştirilen bu değirmenler, bugün de hala Peugeot ailesinin sahibi bulunduğu tesislerde üretiliyor. Mekanizması (elektriklileri de çıktı) temelde değişmese de, farklı tasarımlarla üretilen Peugeot tuzluk ve biberliklerinden Türkiye’de de satıldığını söyleyelim.

Fiat’ın şampanyaları
Ağzınız yeterince sulanmaya başlamıştır sanırım. Ama ben, artık yemek sonrasına geçmeye başlıyorum. Mesela ülkemizde daha çok otomobil ve ticari araç üretimiyle bilinen Hintli Tata’nın çayını demleyebilirsiniz. Türkiye’de de bir dönem bu konuda satın almalar gerçekleştirmek için girişimde bulunan Tata, dünyanın önemli çay üreticilerinden biri çünkü.
İçecekten söz açılmışken, Fiat’ın şaraplarından bahsetmemek olmaz. İtalyan Fiat’ın, ülkenin önemli bağcılık işletmelerinden Scrimaglio ile ortaklaşa ürettiği kırmızı, beyaz şarapları, şampanyaları var. Üstelik şişelerinin üzerinde Fiat, Lancia ya da Alfa Romeo’yu görmek mümkün.
Bu arada Japon yemeklerine düşkünseniz ya da Japonya’ya gittiyseniz, Honda’nın ürettiği soya fasulyesinden yapılan yemekleri tatmamış olamazsınız. Çünkü Honda, Amerika’daki ciddi miktarlarda soya fasulyesi yetiştiriyor ya da üreticilerden toplayıp Japonya’ya ihraç ediyor. Honda, ABD’de üç fabrikası, Ar-Ge tesisi ve test pistinin çevresinde ürettiği soya fasulyelerini Japonya’ya gönderiyor. n