Mehmet Soysal

Mehmet Soysal

mehmet.soysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yüz yıl önce Şam, Halep, Beyrut Osmanlı Devleti’nin bir vilayetiydi...

Savaş sonrası İngilizler burada komik haritalar çizerek iki devlet çıkardı: Lübnan ve Suriye...

Ve hiçbir zaman devlet olamadıkları gibi farklılıkları sürekli terörize ederek bölgeyi ateş çemberine dönüştürdü.

Buradaki devletçikler ise birilerinin sömürgesi ve kuklası olmanın bir adım ötesine dahi geçemedi.

30 yıldan beri binlerce asker, polis ve insanımızı şehit eden terör örgütü PKK’yı bölgede büyüttüler, beslediler; şimdi de YPG, PYD, PJAK gibi yapılara böldüler ama sonuçta bunların PKK’nın uzantısı olduğunu bilmeyen de kalmadı...

Haberin Devamı

Bu yapıya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 13 Ocak’ta “Afrin’deki teröristler teslim olmazlarsa orayı başlarına yıkacağız. Bir haftaya kalmaz ne yapacağımızı görecekler” diyerek uyarmasına rağmen Türkiye’yi hafife alanların düştüğü durum komedinin de bir adim ötesi...

Lakin arkalarındaki devletlere güvenerek küstahlaşan bu terör örgütlerine de bir ders verme zamanıydı...

Bu saat çalışmaya başlamıştır...

---

Türkiye, bölgeyi kontrol eden PYD ve YPG’yi PKK’nın bir uzantısı olarak gördüğünü her platformda söyledi.

Ve Türkiye sınırlarında Akdeniz’e çıkan bağımsız, koridor bir Kürt devletine karşı çıktığını da sürekli ifade etti.

Batılı gazeteciler şimdi diyor ki:

“2011’den bu yana Suriye’nin her bir yanı yanarken Afrin kendi öz savunma mekanizmasıyla ateşi sokaklarından uzak tuttu. Bugün Afrin’i komşu devlete hedef yapan sebep, halkının, Türkiye’nin terör örgütü olarak gördüğü bir siyasi hareketten yana tercihidir.

“Kürtlerin yaklaşık 1000 yıldır yaşadığı Afrin’de kırk yıldan beri PKK’ya daima önemli bir zemin hazırlayan yerel unsurların terörist Abdullah Öcalan’ın da düşünceleriyle siyasal kimliğini şekillendir-diğini” belirten Batılı uzmanlar, Türkiye’yi doğrudan müdahaleye iten önemli gelişmelerin yaşandığına dikkat çekerek tarihsel süreci şöyle özetlemişler:

“2014 ve 2015’te ABD’in desteğiyle IŞİD’in Kobani’de püskürtülmesi, 2016’da Tel Ebyad’ın temizlenerek Kobani ve Cezire kantonlarının birleşmesi, ardından YPG’nin Kobani ile Afrin arasında kalan ve Kürtlerin ‘Şehba’ dediği bölgeye yönelmesi Ankara’yı harekete geçirdi. Türkiye bunu ‘Akdeniz’e kadar uzanan bir Kürt koridoru’ oluşturma hamlesi olarak okumayı tercih etti. 2016’da Irak Şam İslam Devleti’ni (IŞİD) sınırlardan uzaklaştırma gerekçesine dayandırılan Fırat Kalkanı Harekâtı’nın asıl hedefi de bu koridorun önlenmesiydi.”

Haberin Devamı

---

“Plan önlendiğine göre neden Zeytin Dalı? Yeni tetikleyici faktör ne?” diyerek korku senaryolarını piyasaya sürmeye başlayan Batılı analiz uzmanları diyor ki:

“Erdoğan Rusya, ABD ve Beşar Esad rejimine rağmen Suriyeli Kürtlere karşı kesin bir zafere oynuyor. Ancak bu riskli kumar, hızla ters tepebilir.”

Batılıların anlamadığı tek şeyin ise Türkiye’nin asla kumar masasına oturmayacağı gerçeğidir...

“Kuzey Irak’tan başlayıp Hatay sınırına kadar ulaşan, hatta Türkiye’nin güneydoğusunu dahi kapsayabilecek olan özerk ya da bağımsız bir Kürt devleti düşüncesini hayata geçirmeye çalışanlar” bilmelidir ki bunun senaryosu dahi bizlerin kâbusudur ve asla kabul edilmeyecektir...

Haberin Devamı

---

“Rusya, ABD ve Batılı devletler Suriye’de savaş sonrası tablonun kendi çıkarları paralelinde şekillenmesini istiyorlar” diyen Batılı uzmanlar, Erdoğan’ın bu hamlesinin ise bu çıkarları tehdit edebileceğini belirtiyorlar...

Yani oyun bozuyoruz bu da kimselerin işine gelmiyor!

Güçlünün kural koyduğu dünya gerçeğinde artık pis oyunların da bozulduğu bir süreç Afrin’deki Zeytin Dalı operasyonuyla başlamıştır...