Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tamam bir sürü albüm yayımlanacak, bir sürü yeni isim çıkacak ve adını duyuracak. Ama dünya 2011’de en fazla bu albümleri bekliyor



Lady Gaga
Yeni yılda rock açılımı...

Albümün adı “Born This Way”. Tarih kesin olmamakla birlikte kaynağı belli olmayan bir 23 Mayıs söylentisi var.
Gaga diyormuş ki bu albüm ilkinden daha hüzünlü olacak. Ayrıca tarz olarak poptan rock’a kayıyormuş. Albümde yer alan “You and I” eski tarz bir rock baladı tadında (ve çok başarılı)... Bakalım Gaga’yı pek seven gay’lar bu rock açılımına nasıl bakacak? Yine ilk albümdeki prodüktörü Fas asıllı İsveçli prodüktör RedOne (Nadir Khayat) ile çalışıyor. İkinci albümler önemlidir. Adamı vezir de eder rezil de bu ikinci albümler... Benim tahminim, iyi olacak.

Coldplay
Aynı prodüktörle yola devam

Albümün adı ve çıkış tarihi belli değil. Prodüktör yine Rik Simpson ile birlikte Brian Eno. Yani bir önceki “Viva La Vida” albümünde ne duyup sevdiyseniz Coldplay’de aynen devam edecek demek bu. Chris Martin Eno için “Bize yeni numaralar öğretiyor” diyormuş. Bakalım neler çıkacak şapkadan...

Red Hot Chili Peppers
Klavyeli, perküsyonlu albüm
Gitarist John Frusciante artık yok. Onun yerine Josh Klinghoffer var. Eleman grubun “Stadium Arcadium” turnesinde gitaristti. Şimdi dördüncü üye olarak karşımıza çıkıyor. Albümde vurmalı çalgılar ve klavyeler olacakmış. Davulcu Chad Smith “Merak etmeyin” demiş, “Red Hot Chili Peppers gibi tınlayacak bu albüm.” Kayıtlara geçsin...

U2
Rock değil pop yapacaklar
Adı henüz belli değil ve mayıstan önce yayımlanması bekleniyor. Bu albüme damgasını kesinlikle alemlerde Danger Mouse lakabıyla tanınan pordüktör Brian Burton vuracak. Peki ne tür bir müzik beklemeliyiz? Rock ama daha hafifletilmiş, stilize edilmiş halde. Popa doğru yolculuk yani. İşin içinde Danger Mouse olmasa “Haydi ordan” derim. Şimdi demiyorum.

Radiohead
Büyük bir sürprizleri var
Albümün kayıtlarının tamamlanmak üzere. Bir önceki albüm 2007 tarihli “In Rainbows”u internetten bedava sunan grup bu defa da bir orijinallik hazırlıyor. Muhtemelen gene sektörde devrim yaratacak bir pazarlama yapacaklar. Albümün içeriğine gelince... Gitarist Ed O’Brien’ın söylediklerini aktarayım da kafanız netleşeceğine daha da karışsın: “Artık satar mı, beğenilir mi diye korkmadan sanat yapmak istiyoruz. Çok eğlenceli olacak, göreceksiniz.” Meraktan çatlıyorum.

Foo Fighters
Nirvana ruhuna geri dönüş
Dave Grohl Nirvana’nın sessiz davulcusu olduğu yılları geride bıraktı. Foo Fighters ile yeni bir sayfa açtığı kariyerinde bir dünya starı. Basçı Krist Novoselic içinse aynısını söylemek zor. Müzik denemeleri tutmadı. Şimdi yeni Foo Fighters albümüne katkıda bulunuyor. Prodüktör ise eski Nirvana prodüktörü Butch Vig. Baharda yayımlanacak 12 şarkılık albüm sağlam rock olacak. Gelen duyumlar o yönde...


İTİRAF EDİYORUM...
* Şu ara takip ettiğim açık ara en iyi blog Kim Jong-Il’in teftiş fotoğraflarından oluşan kimjongillookingatthings.tumblr.com. Kuzey Kore diktatörü her karede farklı bir şeye bakıyor. Süt, kaz, duvar, tahta, asker, çocuk, ahtapot. Düzenli güncelleniyor. Muhteşem...
* Geçen hafta magazin eklerinden birini okurken bir an Seren Serengil olmanın nasıl bir şey olduğunu aşırı derecede merak ettim. “Being Seren Serengil”.
* Braids’in “Lemonade” isimli şarkısına takmış durumdayım.
* TTNET’e internet için ödediğim paraları helal etmiyorum. En yüksek hız, en büyük paket ve İnternetten radyo dinleyemiyorum. E ne işe yaradı bütün bunlar?

365 gün, 20 gün
TRT Yüksek Sadakat’e “Sizi seçtik” diyor, “20 gün içinde üç şarkı bekliyoruz...” Sadakatçiler “Biz de bilmiyorduk, yılbaşında öğrendik” dediğine göre şimdi harıl harıl çalışıyor olmalılar.
Eskiden böyle olmuyordu demek bu işler, ki Kayahan Eurovision’da bizi temsil edebilmişti. Kazara ustaya şu anda önerseler gidemeyecek yani. Her şarkısı binlerce sayfa metin, aylarca yıllarca süren besteleme süreciyle ortaya çıkan biri 20 günde nasıl yetiştirebilir ki üç şarkıyı? Sanıyorum o zaman Eurovision’a kimin gideceği en az bir sene önceden söyleniyordu, usta hazırlıklara ona göre başlıyordu.
Merak ettiğim bir diğer konu da Yüksek Sadakat’in 20 günde nasıl üç şarkı yetiştireceği. Yoksa her grup ve sanatçı önceden hazırlayıp birkaç şarkı atar mı derin dondurucuya, Eurovision’a lazım olur diye... Adet bu mudur?