Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yılın IndIe pop albümü

2016’da popa renk katan albümler

“Junk” - M83: Fransız prodüktör ve müzisyen Anthony Gonzales’in (M83) 2016 albümü her zamankinden daha pop şarkılarla çıktı karşımıza. Fransız vokal Mai Lan ile kaydettiği dört şarkıdan “Laser Gun” ve “Go!” yılın en iyi pop şarkıları listeme üst sıralardan giriyor. Albüm zihin açıcı efektlerle cesurca hazırlanmış indie pop şarkılarıyla dolu.

Yılın pop albümü

2016’da popa renk katan albümler

“Blossoms” - Blossoms: Dikkatli kulaklar bu ilk albümle karşılaşınca hemen muhtelif referansları algılayacak. The Smiths’ten Suede’e, A-Ha’dan Yes’e, Hall&Oates’tan Pet Shop Boys’a kendilerinden önceki pek çok gruba adeta saygı duruşunda bulunmuş, her şarkıya referanslar sıkıştırmış Blossoms. Gitarlar ve synthesizer kullanımıyla pop müzikteki grup anlayışını (beş kişiler) temize çekmişler adeta. Adlarını bir pub’dan almalarını da, radyo dostu şarkılarının tonunu da sevdim. İngiliz usulü şık pop.

Haberin Devamı

Yılın pop rock albümü

2016’da popa renk katan albümler

“I Like It When You Sleep, for You Are So Beautiful yet So Unaware of It” - 1975: Teknik olarak bir alternatif rock grubu görünümündeki 1975’in 2016 yılı albümü, orijinal fikirlerle dolu hit şarkılar barındıran bir pop (pop/rock) çalışması. Disco beat’lerine sahip şarkılara da, duygusal baladlara da yer veriyor (17 şarkı var albümde). Pop uzun zamandır çok sıkıcı ve kısır bir çizgide, neyse ki bu tip albümler hâlâ var.

Yılın dream pop albümü

“Running Out Of Love” - The Radio Dept.: The Radio Dept.’ın müziğini tanımlayan sıfatları shoegaze’den indie pop’a genişletmek mümkün ama ben elimizdeki albüme bakarak “dream”li tanımlamayı seçtim. İsveçli ekibin çok özel bir müzikal estetik anlayışı var. Ben “Swedish Guns”, “We Got Game” gibi şarkılardaki ritim ve groove anlayışında, vokallerde ve synthe’lerde bu bahsettiğim estetiği net görebiliyorum.

Yılın retro pop albümü

2016’da popa renk katan albümler

“Nothing’s Real” - Shura: 80’ler öyle bir derya ki günümüz müzisyenleri etkilene etkilene hâlâ bitiremediler. Hâlâ el değmemiş topraklar, engin okyanuslar mevcut. Shura gerek styling ve imaj olarak gerek müzik olarak “80’s revival” adı verilen hadisenin bayrağını taşıdı geçen yıl. Kendisinde başta Madonna, 80’lerin kadın pop şarkıcılarının izlerini takip etmek mümkün. Bu izlerin bizi çıkardığı yer hiç de fena bir yer değil. Tek başına “Indesicion”ı dinlemek bile yeterli.

Haberin Devamı

Masa üstünden notlar

Ferit Odman’ın “Dameronia With Strings” adlı albüm çalışması XRCD24 (extended resolution 24 bit) formatında basıldı. Bu formatta basılan ilk yerli albüm aynı zamanda. O ne derseniz, JVC tarafından 1995 yılında geliştirilen bu format yüksek kalitede ses depolama imkanı sağlıyor. Bu şahane caz albümüne bu ses kalitesi yakışır.

Mor ve Ötesi 20. yılı vesilesiyle yeni bir şarkı yayınladı geçen hafta. “Melekler Ölmez”i dinleyince insan derhal yeni albüm istiyor. Grup “Mor ve Ötesi (Kayıtlar 1996-2004)” adında bir de retrospektif niteliğinde albüm yayınlamıştı. Hatırlatmış olalım.

Sony bu yıl içinde ses getiren albümleri CD formatında müzik marketlere konuşlandırmaya devam ediyor. Masa üstümüzde yer alan Solange’ın “A Seat At t-The Table”ı yılın en iyi hip hop/soul albümlerinden biriydi. Artık CD formatında bulunabilir. John Legend’ın “Darkness and Light” ve Robbie Williams’ın “The Heavy Entertainment Show” adlı yeni çalışmaları da bu ara raflarda yer alanlar arasında.

Haberin Devamı

Hikmet Hükümenoğlu’nun “Körburun” adlı yeni romanı masamızdaki yerini aldı. Başına şöyle bir bakayım dedim, fena halde sardı. Hafta sonu okuması olarak listelere girsin.

Makyajsız Alicia Keys

2016’da popa renk katan albümler

Açıkçası Alicia Keys’i biz büyük hitler, arenaları ayağa kaldıran güçlü pop soul şarkılar, radyoların çalmaya doyamadığı baladlarla tanıdık. Yeni albüm “Here”da bunlar pek yok. Kapaktan da anlaşılacağı üzere bir sadelik, bir şatafattan sıyrılmışlık var. Bir kendiliğinden B-sides havası sezilmekte. Piyano ağırlıklı yalın düzenlemeler sanki evin salonunda ya da terasta çamaşır asarken söylenmiş de kaydedilmiş gibi. Elbette bunlar benim hislerim. İşin aslı Keys, gospel, 70’ler soul ve 80’ler hiphop dokunuşlarına sahip bu albümde pek de detay vermeden hayatından, makyajsız imajını da açıklayan kadın kimliği sorunundan ve toplumsal meslelerden söz ediyor (bkz. açılış).

Müzikal açıdan yalın, ancak harbi ve dobra görünmesine rağmen anlattığı meselelerin (mesela Beyoncé gibi, Solange gibi) pek derinine inmeyen bir albüm. Tercihtir, saygı duyarız. Müzikle yetinmesini de biliriz icabında.