Baharda dinlemek için 10 albüm

Eski, yeni, klasik, alternatif, indie, bakkal demeden arşivi karıştırdım, ne var ne yok diye baktım ve sizin için bunları seçtim. İyi dinlemeler

“La Roux” / La Roux
2009 tarihli bu albüm dinledikçe sardı. Eğlenceli mi? Evet. Aynı zamanda hüzünlü mü? Evet. 80’leri anımsatıyor mu? Evet. Dans ettiriyor mu? Ona da evet. Üç senelik ama yakın zaman klasikleri arasına girdi bile. Değişik lezzetler için muhtelif remiksli versiyonlarını da çantaya atmakta fayda var bahar gezmelerinde.

“I Learned the Hard Way” / Sharon Jones and the Dap Kings
Aşkla meşkle geçmesi beklenen bir mevsimde dinlemek için içinde bir sürü aşk şarkısı var. Her duruma uygun. Müzik zaten şahane bir 60’lar funk / soul kafası. Üstelik Sharon Jones temmuzda İstanbul Caz Festivali’ne de geliyor. Hazırlık anlamında bulunsun elinizin altında.

“Pet Sounds” / The Beach Boys
Beach Boys’un bir sürü klasik albümü ve untulmaz hit şarkıları var. Ama bir tane klasik albümü hangisi diye sorsak, yanıt sanırım aynı olur: “Pet Sounds”. Baharda hafiften güneş ve deniz provalarına başladığımız şu günlerde öyle güzel gidiyor ki. At kendini sahile, koy “God Only Knows”u. Baktığın her şey klip tadında...

“Days” / Real Estate
Çok temiz, çok sakin, çok güzel hikayeler anlatan özel bir albüm. Çok kolay dinlenmesine, ilk dinleyişte tekdüze gelmesine bakmayın. Detaylar tekrarda gizli. Biraz dinleyince bir daha insan çıkamıyor bu albümün yarattığı dünyadan. İnsanın canı bu albümü yanına alıp pikniğe, mangala gitmek ya da bir yerlere yayılıp güneşin altında kahvaltı etmek istiyor.

“Visions” / Grimes
2012 tarihli çok yeni, çok farklı tınlayan bir albüm. Kulaklıkla dinlemek için ideal. Ya da mesela ‘after hours’ vakitlerinde yani sabaha karşı hâlâ bir şekilde ayaktaysanız başlatın bu albümü. Dönsün dursun uyuyana kadar. Albümün de vakti olur mu demeyin, olur. Herkes kendine göre bir vakit bulsun bu albümü dinlemek için.

“Big Bam Boom” / Hall&Oates
Canınız her şeyi unutmak, dertten tasadan kurtulmak ve eğlenmek istiyorsa alın size 1984 tarihinden bir albüm. Kitleyin bunu CD player’a ya da iPod’a konu kapansın. Adamlar yapmış. Kitsch mi? Evet. Güzel mi? Evet. Kaliteli mi? Evet. Keşke pop bugün de böyle bir şey olsa. Bu albüm benim en sevdiğim Hall & Oates albümü ama bir ‘best of’ falan da işinizi görür. İyi eğlenceler.

“After the Gold Rush” / Neil Young
Bir klasik daha. Önerdiğim tüketme biçimi, hafta sonu sabahları bir-iki kez üst üste dinlemek. İnsan güne pozitif başlıyor. Sessiz sakin bir ortamda kitap okuyarak da dinleyebilirsiniz...

“Life Pursuit” / Belle and Sebastian
Bell & Sebastian dinlemek insanın müziğe olan inancını tazeliyor. “Sahi, ben müziği neden seviyordum? İşte böyle gruplar olduğu için” diyorsunuz kendi kendinize. Ben dedim. Baharda zaten insan unuttuğu şeyleri hatırlar. Faydalı.

“Exodus” / Bob Marley and the Wailers
Mevsim, durum, yer fark etmez aslında. Her an dinlemek üzere hazırda bir Bob Marley albümü yoksa bir şeyler eksik demektir. Ben bütün Bob Marley albümleri içinde “Rastaman Vibration” ve “Exodus”u kayırırım. Çünkü en sevdiğim şarkılardan bazıları “Exodus”ta. “Rastaman Vibration”u neden sevdiğimi de başka zaman anlatırım.

“Record Collection” / Mark Ronson and the Business Intl.
Kendine has özellikleri olan bir albüm. Dans ortamlarına da gider, daha sakin bir şeyler yaptığınızda da rahatsız etmez. Son bir- iki yılda dinlediğim ve aklımda yer eden şarkıların bazıları bu albümde. Baharda dinlemenin tadı ayrı. Çok iyi bir ‘party starter’ aynı zamanda. n

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

* Pek sevdiğimiz İngiliz ‘rakınrol’ insanı Miles Kane’in 21 Nisan’da “First of My Kind” isimli beş şarkılık bir EP yayımlayacağını;
* 1968 tarihli animasyon “Yellow Submarine”in BluRay DVD’sinin 24 Nisan’da piyasaya çıkacağını. Orijinal filmin üstat bir ekip tarafından ‘elle’ onarılarak HD formatına aktarıldığını;
* Jack White’ın bir açıklama yaparak bir süre önce dağılan The White Stripes’ın birleşme ihtimalinin sıfır olduğunu söylediğini (Meg White’ın muhtemelen çok mutsuz olduğunu düşündüğümü);
* Bazı grupların ayrılma ve tekrar birleşememe hikayelerinin tamamen insanların ayrılma ve birleşememe hikayelerine benzediğini; mutlu ve uzun bir ilişkinin sırrının da bazen yıllar yılı birlikte olan gruplarda gizli olabileceğini;
* İngiltere’de John Lennon ve Paul McCartney’nin çocukluklarının geçtiği evlerin restore edilerek tarihi sit alanı ilan edildiğini biliyor muydunuz?

İTİRAF EDİYORUM...

* Ne Nevruz, ne cemre. Ben baharın geldiğini geçen hafta Moda sahilinde gördüğüm iki leylekten ve kendini sokağa atan ‘erken şortlu’dan anlamıştım önceden.
* Taksim Meydanı projesine itiraz eden bir ünlü mimarın önerdiği alternatif projeye hafif isyan ettim. Kışla yok, yeşillik var, iyi güzel... Ama bu sefer de AKM yok. Hem yeşil hem AKM olmuyor mu? Bizi buna mı inandırmaya çalışıyorsunuz? Mimari bunu mu emrediyor?
* Bazı şarkıların en sevdiğim dakikalarını not alıp kritik dakikalar listesi hazırlıyorum. Hasta mıyım neyim bilmiyorum ama bitince paylaşacağım.

Grimes ile tanışın!

24 yaşındaki Kanadalı Claire Boucher’nin müziğini illa kategorize edeceksek ‘dream pop’ diyebiliriz herhalde. Ama işin içine biraz da 80’ler katmanız lazım. Dream pop ile popu birbirinden ayıran nedir diye soracak olursanız arada rüya farkı var. Bir pop konserini izliyorsanız o pop olur. O pop konserini rüyanızda görüyorsanız size yine çok gerçek gelir ama tam olarak tanımlayamadığınız bir fark vardır. Onun gibi bir şeyler.
Grimes’ın 2010’dan bu yana üçüncü stüdyo albümü 31 Ocak’ta yayımlandı. Ben kendisine bir dostumun tavsiyesiyle Hype Machine’de rastladım. Dinleye dinleye alışkanlık yaptı. İşin ilginci yalnız değilim. Fransız Les Inrocks’tan Rolling Stones’a ve (tabii ki) Pitchfork’a pek çok iyi yorum okudum hakkında. Şu anda son albümündeki “Oblivion”ın videosuyla hayli ilgi topluyor. Gözünüzü ayırmayın, adını ileride daha sık duyacaksınız.

Bu gece...
Rezervasyona gerek yok. Zaten bilet yok. Kapıda kuyruk yok. “Millet çok konuştu, duyamadık, rahatsız olduk” yok. “İçkiler çok tuzluydu” yok. “Dans ettik, dik dik baktılar” yok.
Yeriniz hazır. Oturun salondaki koltuğunuza izleyin. Büyük Ev Ablukada 22.30’da hafifmuzik.org’da canlı yayında.