Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Uluslararası Caz Günü’nün kültürlerarası diyalog mottosundan hareketle ben de bazı temaslarda (!) bulundum geçen haftasonu. Caz müziğine merakı ve sevgisi bilinen Faruk - Füsun Eczacıbaşı ev sahipliğinde Caz Günü vesilesiyle verilen özel bir davetteydim. Eczacıbaşıların Galata’daki içi sanat eserleriyle dekore edilmiş zevkli evlerinin terasında en sevdiğim caz müzisyenlerinden birkaçı, Caz Günü’nün organizatörleri ve caz çevresinden konuklar vardı. Neler mi oldu?
* Bir kere herkes İstanbul’u anlata anlata bitiremedi. İlk kez gelenler zaten büyülenmiş gibi. Önceden gelenler de her geldiklerinde daha iyi bulduklarını söyledi İstanbul’u. Ama gene de taksiciden kazık yemeyen tek bir konuk bile yok. Geleneksel İstanbul taksici kazığımızın ünü dünya çapında.
* Herbie Hancock’la tanıştım. Kendisine “Rock It”i dinleyip klibini ilk gördüğümde neler hissettiğimi, “Future Shock” albümünün cidden ne kadar avangart bir iş olduğunu bugün daha iyi anladığımı uzun uzun anlatmak isterdim ama olmadı. Hayranı olduğum insanlarla konuşamayanlardanım. Büyük hayranınızım kem küm diyebildim. Kendisi babacan bir şekilde “Dert değil kasma kendini” tadında bir el hareketiyle omzuma vurdu ve flaş patladı.
* Cem Yılmaz bugün Aya İrini’de yer alacak konserin sunucuları arasında. O da eşiyle davete gelmişti. Bir ara Caz Günü yetkililerini “Marcus Miller’ı ben sunayım, hazır esprim var, Marcus’u bana verin” diye ikna etmeye çalışırken gördüm. Net bir yanıt alamayınca en son “Ok 200 bin yeter mi” diye elini cebine götürüyordu. Karşı taraf önce durup sonra kahkahayı bastı. Meğer Thelonious Monk Vakfı Başkanı Tom Carter ve ekibi gelmeden Cem Yılmaz’ı Youtube’tan izlemiş, özellikle İngilizce’yle ilgili bölüme katıla katıla gülmüşler. Cem Yılmaz “Youtube mu? Canlıda daha iyiyim” dedi. Ve elbette ben böyle yazınca hiç komik gelmiyor şu anda.
* Yabancı konukların neredeyse hepsi vejetaryen. Neredeyse hiçbiri alkol kullanmıyor. Sudan başka bir şey de içmiyorlar. Sigara içen bir yabancı konuk da görmedim. Herkes çok sağlıklı. Bu manzaraya bakıp Charlie Parker’ın hayatını anlatan “Bird” filmini düşündükçe tezatlığa şaşırdım.
* Dışişleri Bakanlığı Kültürel Diplomasi Dairesi Başkanı Cem Kahyaoğlu ile tanışmam ve yaklaşık iki dakika içinde ikimizin de eskiden basçı olduğumuzun ortaya çıkması, ardından Galatasaray Lisesi’ndeki prova odasında aynı dönemde çalışmamız ve bir anda o dönem İstanbul’un kült müzisyenlerinin isimlerinin bir bir gündeme gelmesi gecenin sürpriziydi.