Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her şey 9 yaşında bir kızın ve oyuncak ayı şeklindeki bilgisayarının gözaltına alınmasıyla başladı. Şimdi halkın önerdiği yasa Meclis’te görüşülecek, kabul edilirse internette müzik
ve film dosyalarının paylaşımı serbest olacak

Geçen sonbaharda Finlandiya polisi 9 yaşındaki bir kızın evine baskın düzenledi, “Winnie the Pooh” şeklindeki (yani oyuncak ayı) bilgisayarına el koydu. Kız Finlandiyalı pop yıldızı Chisu’nun albümünü dinlemek istiyordu. Pirate Bay isimli dosya paylaşımı sitesine girdiler, albümü aradılar. İndirmeyi beceremediler. Daha sonra babası albümü yasal olarak satın aldı. Ancak bu durum onları polisin gözünde “korsan” olmaktan kurtaramadı.
Finlandiya’da telif haklarını temsil eden ve koruyan, bu uygulamanın da arkasında olan korsan karşıtı kurum TTVK bu uygulamanın tamamen yasal olduğunu açıkladı. Yani
bir nevi “Benim polisim destan yazmıştır” dedi.
Kurum ve 9 yaşındaki kızı temsilen baba, bir süre sonra anlaşmaya vardı. Hapis cezasından kurtuldular. 300 avro (765 TL) tutarındaki cezayı ödeyen baba: “9 yaşındaki kızıma karşı uygulanan bu polisiye önlemler gülünç. Yasa dışı paylaşımı engellemek istiyorlarsa eğitime ağırlık versinler” açıklamasını yaptı.
Pop yıldızı Chisu, hiç kimseyi şarkılarını paylaştığı için dava etmek gibi bir düşüncesi olmadığını belirtti. “Umarım bu sorun hızla çözülür. 9 yaşındaki hayranımın bu duruma düşmesinden üzüntü duyuyorum” açıklamasını yaptı ve hayranlarını şarkılarını ücret ödemeden yasal
bir şekilde Spotify üzerinden dinlemeye davet etti.

Telifte sağduyu yasası

Şimdi bu hikayede Finlandiya’nın Orhan Gencebay’ının Finlandiya’nın Başbakanı’na “Başbakanım müzik bitti, Allah rızası için bizi kurtarın” dememiş olmasından daha enteresan yönler var. Nasıl mı? Devamını dinleyin.
Finlandiya anayasası geçen yıl değişti. Buna göre halk parlamentoya görüşmesi için yasa önerebiliyor. Altı aylık bir süre zarfında 50 bin desteğe ulaşan yasa öneri dilekçesi doğrudan görüşülmek üzere Meclis gündemine geliyor.
Yani Finlandiya’daki demokratik uygulamaya göre seçilmişler halka “Siz ne derseniz deyin, biz karar verdik nasılsa yapacağız” demiyor. Halk yöneticisine “Şu konuyla da ilgilenin lütfen” diyebiliyor.
Halkın önerdiği yasanın adı “Common Sense in Copyright Act”. Yani telifte sağduyu yasası. Yasa Finlandiya parlamentosundan geçerse Finlandiya’da yasal yolla sahip olduğun dosyayı paylaşmak ya da çoğaltmak suç olmaktan
çıkacak. Yasal olmayan sitelerden dosya indirmek suç olarak kalıyor ancak cezası hafifletiliyor. Bu suçu işlediği düşünülen kişilerin internette takip edilmesi ve evlerine baskın düzenlenmesi uygulaması ortadan kalkıyor.
Yasa aynı zamanda firmaların sanatçılarla yaptığı anlaşmalarda kayıt haklarına dair “adil olmayan” hükümlere de düzenleme getiriyor.

Sopa zoruyla değil...

Bütün dünyada telif meselesi gündemde ve herkes bu konunun nasıl çözüleceği üzerine teoriler üretiyor. Yolu ne olursa olsun 9 yaşındaki
bir kıza polis zoruyla albüm satılmaya çalışılması benim bakış açımdan müzik endüstrisinin çaresizliğini gösteriyor.
Sopa zoruyla değil, muhtelif uygulamalarla dosya paylaşımını
ve korsanı gereksiz, demode bir iş olmaya mahkum ederek bu işten kurtulunabilir. Polisiye tedbir ve şiddet her zaman tepki doğurur.
Finlandiya halkı küçük bir kızın evine polis baskınını kabul edilemez buldu ve anayasanın kendine sunduğu demokratik hakkını kullandı, Meclis’e yasa önerdi. Burada her şey tıkır tıkır işliyor. Kimse kimseyi kafa sayısıyla tehdit etmiyor.
5.5 milyon nüfuslu, 3.5 milyon seçmenli Finlandiya’da 50 bin kişi toplanıp Meclis’e yasa önerebiliyor. Çünkü çoğunluk azınlığı ezmiyor, yasalar herkese yönetime müdahale ve öneri şansı tanıyor.
Finlandiya parlamentosunda yasayla ilgili hangi sonuç çıkarsa çıksın artık önemi yok. Zira sistem işlemiş oldu. Darısı daha fazla demokrasi ve çoğulculuğa ihtiyaç duyanların başına.

Haberin Devamı

PAZAR ALBÜMÜ

Haberin Devamı

“Edward Sharpe and the Magnetic Zeros” Edward Sharpe and the Magnetic Zeros

Haberin Devamı

Alex Ebert’in yarattığı hayali karakter ve grubu hayli kalabalık. 10 kişilik ekibe albümde eşlik edenleri de hesaplarsak neredeyse 20 kişiler. Vokaller, muhtelif orkestrasyon numaralarıyla zenginleşen şehirli folk şarkıları bu defa “Up From Below”daki kadar özenli değil. Rolling Stone yazarı “Albüm boyunca alkışlamaktan avuçları şişmiş olabilir” demiş, katılıyoruz. Grubun ilk hit’i “Home”u hatırlayanlar olacaktır. Tarih 2009. O zamandan beri alkış efekti kullanımı artmış. Edward Sharpe & The Magnetic Zeros bir albüm yapmak yerine biriktirdiği şakıları kasete çekip yayınlamış gibi duruyor. Ama ne gam. Hepsine kefil değilim ama arada iyi şarkılar var. Ve pazar günü boyunca güzel güzel dinlenebilir. Test edip onayladık...
“If I Were Free”den başlayınız...

Bir dosya paylaşımı ve demokrasi hikayesi

Four Tet ne güzel söylemiş

Ön sipariş yok, Youtube’da tanıtım videoları hazırlamadık, iTunes’dan ücretsiz dinletmiyoruz, Spotify’da yokuz, Amazon’a özel indirimli fiyatımız yok, listelerle alakamız yok, son dakikada Rick Rubin’le çalışmaya karar vermedik. Albüm bitti. Şu anda çoğaltıyoruz ve sizin için müzik dükkanlarına dağıtacağız.”
Elektronik müziği sanat haline getiren Kieran Hebden yani Four Tet bir süre
önce Twitter hesabında bunları yazdı.
“Bir dakika yahu burada müzik yapıyoruz. İşimiz marketçilik değil” demiş oldu. Müziğin giderek beşinci plana düştüğü
müzik endüstrisine bir hatırlatma yaptı.

Ücretsiz müzik dinlenmeyecek!

Geçenlerde müzik endüstrisinin ileri gelenleri yeni telif uygulamasını basınla paylaştılar. Detayları geçiyorum, lanse edildiği şekilde bu uygulamanın özüne dikkat çekmek istiyorum. Artık internette bedava müzik dinlemek yok deniyor. Herkes az da olsa
bir ücret ödeyecek, muhtelif paketlere sahip olacak ve müziği öyle dinleyecek.
Yani Finlandiya hadisesinde gündeme gelen popçu Chisu’nun hayranlarına yaptığı “Korsana gerek yok, ücretsiz yasal site var, oradan dinleyin” önerisini bugün artık bizde kimse yapamayacak.
İnsanları yasal platformlara yöneltip buralardan ücretsiz müzik dinletmek ve yasa dışı sitelerden buralara alarak yasallaşma yoluna çekmek yerine şimdi elde fiş plajlarda dolaşıp şezlong parası kesen plaj bekçileri gibi para kesme dönemi başlıyor.
Devlet ve hükümet imkansızı başarmaya çalışıp 40 yıllık acıyı dindirmek adına dağa çıkanı şehre indirmeye, yasal zemine çekmeye
ve onlarla konuşur anlaşıp terörü bitimeye çalışıyor. Müzik sektörümüz bir türlü dinleyicisiyle barışma ve yasal geleceğe
bir adım atma yoluna gidemiyor. Geleceğe yatırım yapmak, uzun vadeli düşünmek, korsana başvuranı zamanla ücretsiz yasal platforma çekmek ve burada kalmasını sağlamak, bu yolla her şeyi kayıt altına almak yerine toplancak üçer beşer liranın peşine düşülüyor. Hayırlısı...