Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Boş zaman diye bir şey var.

Bizim nesil TRT’deki yarışma programlarından öğrendi.

Boş zamanlarda kitap okunur, müzik dinlenir.

Bu işler “gerçek hayatta” yapılmaz.

Tercih edilmez ya da bunlara sıra gelmez.

Bazı şeyler ancak boş zaman olursa yapılır.

Onlara ikinci sınıf işler de diyebiliriz.

Hayatta kendilerine öncelikli yer bulacak kadar önemli kabul edilmemişlerdir.

Boş zamanlarımda fotoğraf çekmekten hoşlanıyorum.

Boş zamanlarımda resim yaparım.

Boş zamanlarımda müzik dinliyorum.

Boş zamanlarımda kitap okuyorum.

Haberin Devamı

Boş zamanlarımda müze/sergi gezmekten hoşlanırım.

Boş zamanlarımda şiir yazıyorum.

Boş zamanlarımda seyahat ediyorum.

Bunlardan kariyer yapan insan dolu dünya, ama bizde bunlar boş zaman.

Hobi vardır bir de.

Hobi nedir? Hobi, CV’lerde rastlanan, doldurulması gereken bir bölümdür.

“Bütün gün müzik dinliyor”, “Bütün gün kitap okuyor”; bunlar hoş şeyler değil. Bunlar hobiler kısmında güzel...

Boş zaman olduğuna göre bir de dolu zaman var demek ki...

Dolu zamanda ne yapılır peki?

Bir deneme yapalım.

Standart bir ücretli için durum şu:

Sabah 08:00’de işbaşı.

Eğer canı evde çok sıkıldığından ve işe erken gelmekten başka çaresi olmayan ve sırf bu yüzden (yani kendi erken gelebildiği için) saat 07:30’a toplantı koyan bir yöneticiniz yoksa, çay kahve...

Ardından plaza önünde, yangın merdiveninde ya da plaza arkası mahalledeki çaycıda sigara ve gündem alışverişi.

Öğlene kadar çalışıyormuş gibi bilgisayar başında muhtelif faaliyetler, Facebook’ta stalking, Twitter’da bir iki ünlüye ayar...

12:00’de öğle yemeği. Çorba, döner, kinoalı salata, tost eşliğinde ofis dedikoduları...

Ardından biraz toplantı, maillere bakış, mail temizleme, mail atma, mail cc’leme, cc’lere yanıt verme, cc’lere yanıt vermelere yanıt verme ve onlara gelen yanıtlara da yanıt verme. Neticede en fazla 10 dakika sürecek bir konuşmanın yazılı olarak tüm güne yayılması sonucu aşağı doğru iki buçuk metre kadar uzayan bir mail...

Reply all ve çıkış.

18:00’de servislerle eve dağılma.

O esnada trafikte “telefon qeyfi”.

Gündeme dair müthiş linkler, köşe yazıları, analizler, şok şok şok, öyle bir şey yaptı ki bu kadarı da fazla, görenler şok geçirdi, bu transfer çok konuşulacak, sınırımızda saygısızlık, o Putin haddini bilecek, bu parfüm çıldırtıyor, meğer iç çamaşırı giymemiş, gözleri yuvalarından fırladı linklerine tıklamalar.

Haberin Devamı

Eve varış, günün dizisi, son kedi/köpek videoları ve uyku...

İşte size dolu zaman.

***

Buna bile razıydım ben aslında ama durum öyle de değilmiş.

TÜİK tarafından yapılan ve 4 Aralık’ta sonuçları açıklanan zaman kullanım araştırmasına bakılırsa bizde boş zaman, dolu zaman yok.

Televizyon var.

11440 örnek ile 1 Ağustos 2014 -31 Temmuz 2015 tarihleri arasında yapılan bu araştırmanın sonuçlarına göre günde ortalama 8 buçuk saat uyuyoruz.

Çalışan erkekler günde 6 saat 25 dakikalarını, kadınlar 4 saat 32 dakikalarını işle ilgili faaliyetlere ayırıyor (bkz. yazının “dolu zaman” ile ilgili bölümü).

Hobilere ayrılan zaman günde 21 dakikaymış.

21 dakika doya doya müzik dinleyip, kitap okuyup, fotoğraf çekip, müze falan geziyoruz.

Haberin Devamı

Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz diye sormuşlar.

Halkın yüzde 94.6’sı en çok televizyon izlerim demiş.

Türk halkının gün boyu en az zaman ayırdığı faaliyet spormuş.

Günde ortalama 11 dakika spor yapıyormuşuz.

Eşofmanı giy, çıkar 11 dakika.

Araştırmayı özetlemeye çalışayım.

Dolu zamanlardan arta kalan boş zamanların uyku ve televizyondan arta kalan zamanlarında 21 dakika kadar “hobiliyor”, 11 dakika kadar spor yapıyoruz.

“Boş zamanlarımda müzik dinlerim kitap okurum”a razıyken, onun bile gerisine düşmüşüz yani.