Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

2013’ün ilk dokuz ayında cennet vatanda 842 kadın öldürüldü.
Son 10 yılda 5 bin 726 kadın eşi, babası, amcası tarafından katledildi.
Son 10 yılda 100 bin kadın cinsel saldırıya maruz kaldı, her yıl yaklaşık 10 bini aşkın kadın tecavüze uğradı. Günde 27 tecavüz.
Kadın Cinayetlerini Önleyeceğiz Platformu’nun raporuna göre çocuk gelin ve kadın öldürmede en popüler ay nisanmış 2013’te.
27 kadının öldürüldüğü nisan ayını, 26 cinayetle ağustos ayı takip ediyor. Daha sezon açılmadı yani, ocaktayız.
Platformun oluşturduğu istatistiklere göre; kadınların en önemli öldürülme nedeni yüzde 23,1’lik oranla ayrılık ya da boşanma.
İkinci maddeye dikkat. Öldürülme nedenlerinde ikinci sırada yüzde 20’lik oranla “kadının hayatına dair bir karar vermek istemesi” yer alıyor.
Kadın deniyor da, kurbanların çoğu çocuk aslında.
Sonuncusu Kader. İsmi soğuk bir şaka gibi değil mi...
14 yaşındaydı. 12’sinde imam nikahı yapmışlar. 13’te ilk çocuk. 14’te ikinci çocuk. Ardından düşük. Evde ölü bulunmuş. Silahla vurulmuş halde!
Kayınpederi görmemiş, kimse duymamış. Herkes şaşkın! Allah allah gayet iyiymiş bir sorunu yokmuş, severek evlenmişler, onların isteğine uyulmuş. Ne kadar anlayışlı bir aile, 12 yaşında kız ne derse onu yapmışlar gene de yaranamamışlar. Kendini vurmuş kız. “Modern toplumdaki bireyin yalnızlığı” falan denecek neredeyse...
Ayrıca küçük de değilmiş ha Kader, yanlış anlamayın.
Kayınpeder iddialı “kemik yaşına baktırmak için mahkemeye başvurduk, sonucu bekliyorduk, Kader o kadar küçük değildi” diyor.
Kader, kemik yaşını öğrenemeden öldü. Küçük mü, büyük mü olduğunu bilemedi. “En az 18” diyor kayınpeder.
Pervari Cumhuriyet Başsavcılığı Kader’in ölümünü şüpheli bularak soruşturma başlattı. Ama bana kalırsa aileye komplo kurulmuş.
Ayrıca 12’sinde evlendirilen, iki kez hamile kalıp 14’ünde kendini vuran ilk kız Kader mi ki? Ölümün zamanlaması da manidar geldi, düşükten hemen sonra...
***
Rüşvet almışlar, milletin parasını eşe dosta dağıtmışlar, her yerden yolsuzluk akıyor, bu iddialar araştırılsın diyoruz. Komplo diyen var, darbe yapılıyor diyen var, rüşvet ve yolsuzluk ilk kez mi oluyor bu ülkede diye yanıt veren var, adama çok eziyet ediyorlar yazık diyen var. Yedirmeyiz diyen var, uçan tekmeyle dalan var, Başbakan için ölürüz diyen var. Çeşit çeşit.
Aman düzenimiz bozulmasın, istikrar önemli. Vicdanlar rahat, kafa temiz pırıl pırıl devam edelim.
Ne örtbas bu devirde başladı, ne umursamazlık, ne adam sendecilik 2013’e mahsus.
Takmayın kafayı! Koyun çayları, bak Bülent Ersoy da çıktı.

Haberin Devamı

Bir Bono vardı

Haberin Devamı

* Bir Bono vardı, Başbakan’a iPod hediye eden, ailesiyle muhabbet eden, her bir ferdine hayran olan.
* Bir Bono vardı bakanlarla Boğaziçi köprüsünden geçen, halkı selamlayan.
* Bir Bono vardı sahnede Egemen Bağış’a teşekkür eden ve bunun için yuhalanınca attan düşmüşe dönen.
* Bir Bono vardı “İnsan burada geleceği iliklerine kadar hissediyor... Şeffaf bir şekilde iyi kararlar alındığı takdirde, Türkiye için büyümenin ve fırsatların sonu olmadığını görebiliyorsunuz” diyen... (*)
Bir Bono vardı Başbakan’a “Boyunuz bize göre çok uzun” diyen, onun heybeti karşısında her an bir eliyle kıyafetinin önünü kapatırken, şüphesiz gördüğü saygı ve nezakete mukabelede bulunan. (**)
Ne oldu sahi ona?
(*) İstanbul konseri sonrası Joost Lagendijk’e yazdığı mektuptan.
(**) Başbakanlık tarafından bastırılan “U2 İstanbul’da” kitabından.

Haberin Devamı

Sağlam irade!

Sivil Dayanışma Platformu. Kiminle dayanıştıklarını verdikleri ilanla anlattılar. Ülkenin her yanını Başbakan posteriyle donatan bir sivil toplum kuruluşu.
Sivil Toplum Kuruluşu’na uluslararası literatürde Non-Governmental Organization deniyor. Hükümete bağlı olmayan, resmi kurumların dışında kalan kuruluş demek.
Başbakan’ın resmini koyup altına “sağlam irade” yazmışlar.
Eskiden genç siviller vardı, şimdi bunlar. Sivillikten soğuttunuz.

Zombinin partİsİ yok!

Geçen hafta AKP’nin zombi/sahte ya da ele geçirilmiş hesaplarla twitter’da sahte gündem yaratmaya çalıştığını yazdım. Çok mesaj aldım. İşin en komik yanı da, zombi hesaplar tarafından “yok öyle bir şey” mesajları gelmesi twitter’da.
Mustafa Sarıgül’ün de bu tip hesapları kullandığını gördüm gelen mesajlardan ve okurların uyarılarından.
Bunu da yazsana diyen arkadaşlar. Biz partili gazeteci değiliz hepsini yazıyoruz.
Zombinin partisi yok. Ben siyasetçi olsam bu ucuz numaralardan uzak dururum.