Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bana en fazla sorulanlardan biri “Bütçem şu kadar, hangi kulaklığı almalıyım”... Bu sorunun yanıtını Sennheiser’ın audio deneyim merkezinde aradım...

Kulaklık artık otomobil gibi, cep telefonu gibi, dizüstü bilgisayar gibi bir prestij nesnesi haline geldi. Sadece müzik dinleyeceğimiz bir cihaz değil; bir aksesuar, giyim kuşamımızı, tarzımızı, kişisel elektronik donanımımızı tamamlayan bir unsur... Bazen kendimiz hakkında, kişiliğimiz, zevklerimiz ve hayat tarzımız hakkında mesaj veren bir nesne.

Markalar da bu pazarı genişletmeye, çeşitli ihtiyaçlara göre tasarlanan ürünlerle zenginleştirmeye kararlı. Bugün bir müzik mağazasına ya da elektronik ürünler satan bir yere girdiğinizde kulaklıklara geniş bir alan ayrılmasının bir nedeni de bu.

Haberin Devamı

Oyun amacıyla, çok konuşanlar için, çok gezenler için tasarlanan modeller derken geniş bir yelpazede ürünlerle dolu bir alan haline geldi. Bana en fazla sorulanlardan biri “Bütçem şu kadar, hangi kulaklığı almalıyım” sorusu. Bu sorunun yanıtını ben de geçen hafta Sennheiser’ın audio deneyim merkezinde aradım.

Ama önce genel bilgiler vermek gerekirse, global kulaklık pazarının 2016 rakamlarıyla 12 milyar dolar civarında olduğu bildiriliyor. Bu pazarın yarısından biraz fazlası hâlâ kablolu kulaklıklara ait. Ama 2027 öngörülerine bakılırsa kaliteli data aktarımı yapan kablosuz protokol teknolojisi geliştiğinden bu durum da değişecek. Kulaklıklar daha çok kablosuz olacak.

100 milyon liralık Türkiye pazarı

Kulak içi modeller, kulak üstü modellerden daha fazla satılıyor. 2027’ye kadar bu denge kulaküstü modellerin lehine değişecek ve oran yarı yarıya yaklaşacak gibi. Şu anda dünyada en fazla satılan kulaklıklar kablosuz ve orta fiyat aralığında olanlar. Yani 50 dolar (yaklaşık 150-200 TL) civarında satılanlar. Türkiye’deki kulaklık pazarının büyüklüğü 100 milyon lira. Görece olarak küçük bir pazar ama giderek büyüyor. Ve ihtiyaca göre çeşitleniyor. Mesela ilginç şekilde televizyon kulaklıkları giderek daha fazla satılıyormuş. Çocuklu ailelerde gece sessizce televizyon izlemenin önemi artıyor. Ayrıca kulaklık evde sinema deneyimi yaratmak açısından da önemli. 16-35 yaş aralığında müzik kulaklıklarıyla birlikte en çok satılan kulaklık tipi oyun kulaklıkları. Bunlar mikrofonları da olan, kulaklıktan oyuna dair pek çok kontrolün yapılabildiği cihazlar olarak tasarlanıyor. High-end kulaklıkları 30 yaş ve üzeri kesim tercih ediyor. Çünkü görece olarak daha lüks, gelişmiş ve pahalı ürünler söz konusu.

Haberin Devamı

Doğru kulaklık hangisi

Kaliteli cihazlar zinciri lazım

Kulak içi modellerin dünyada ve Türkiye’de daha çok tercih edilmesinin nedeni; spor, yürüyüş gibi aktivitelerde ve yolculuklarda az yer kaplamaları ve hafif olmaları. Ancak yolculuk söz konusu olduğunda, özellikle de uçaklarda, kulağı tamamen kaplayarak ses izolasyonu sağlayan gürültü önleyici sistemi olan konforlu modeller yükselişte. Deri ve metal malzemelerle imal edilen biraz da şık aksesuar yerine geçen kulaklıklar bunlar. Kafa üstü modellerde genel olarak bir artış Türkiye’de de gözleniyor. Stream platformlarının varlığı kulaklıkların giderek daha büyük bir ihtiyaç haline gelmesine neden oldu. Türkiye’de de bu böyle. Kaliteli stream de giderek yaygınlaştığından kulaklıklar bu yönde gelişiyor. Türkiye’de en fazla 100-300 lira arasındaki modeller satılıyormuş. İşler “audiophile” seviyesine geldiğinde 7-8 bin liraya kadar kulaklık var.

Haberin Devamı

Lüks segment adı verilen “high-end” kulaklıklar ise kaliteli sese odaklanmış ürünler.

Doğru kulaklık hangisi
İstanbul Levent’te açılan Sennheiser Deneyim Merkezi bu tip ürünlerin de çok farklı özelliklere sahip daha basit ürünlerin de müzikseverler ve ses meraklıları tarafından yakından incelenip test edilebildiği bir yer. Burada bir noktayı belirtmek lazım. Kulaklıktaki sesin kaliteli olması sinyal zincirinin kalitesine bağlı. Yani müziği kaliteli bir ses dosyasından veya kaynağından dinlemek lazım. Ancak bu kaynağı yürüten cihazın da kaliteli olması lazım. Bu sinyallerin kaliteli bir amfiden geçmesi lazım. Kablolarınızın dahi kalitesi çok şey değiştiriyor. Metresi 150 avroya kablo var. Yani tek başına hiçbir cihaz size ulaşan sesi mükemmel hale getiremiyor. Bir kaliteli cihazlar zinciri lazım. Bu da elbette bir “maliyetler zinciri” demek.

Ben bu merkezde, ileri model bir kulaklık olan Sennheiser PXC 550’yi üst düzey cihazlara bağlı olarak denedim. O sırada bana dinletilen 40 yıllık rock klasiği (tam olarak 41) “Hotel California”nın girişinde daha önce hiç duymadığım gitar riff’lerinin varlığını keşfettim. Sesin kalitesini ve derinliğini siz hayal edin. Kulaklık tercihi konusuna gelince. Renkler ve zevkler tartışılmaz. En net, en temiz, en kaliteli ses, bilimsel olarak açıklanabilir belirlenebilir ama kişi kendi kulağına güzel gelen sesi ve cebine uygun cihazı seçiyor. Gerçekçi bir yanıt vermek gerekirse, doğru kulaklık cihazlarınızın kalitesine bu anlamda en iyi uyum sağlayan ve kullanım alanınıza en uygun kulaklık demek.

DİNLEMENİZ GEREKEN 4 ŞARKI

Doğru kulaklık hangisi

- “Tic Tac Toe” / Django Django: 2015’teki “Born To Saturn”ün tadı hâlâ damağımda. Kendilerine has ritim anlayışları ve akor yapılarıyla bu İskoçyalı ekibin avangartlığı hiç kaybetmeyen dans şarkılarına bayılıyorum ben.

-Time” / Lee Field and the Expressions: Soul ölmez. Soul eskimez. Soul’un modası geçmez. Slogan gibi oldu ama bugün slogansız kimsenin cümle kurduğu yok zaten. 66 yaşındaki Lee Fields formda ve hâlâ yeni.

-Hatırla Mektupları” / Cihan Mürtezaoğlu: Besteci, prodüktör, multi-enstrümancı Cihan Mürtezaoğlu’nun yeni single’ı dijital platformlarda kendini gösterdi geçen hafta. Şık bir reggae çalışmış Mürtezaoğlu, kendi tarzında.

-Little Dark Age” / MGMT: Synthe’ler synthe’ler... Pek kaba, pek demo estetiğinde, pek art-avangart MGMT gene, videosu da
olan yeni şarkılarında. Fakat güzel mi? Güzel.