Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ev kızının seksi yıldızlardan intikamı


Dünyanın en seksi yıldızlarının albümleri aynı dönemde piyasaya çıktı. Promosyonlar başladı, klipler çekildi, magazinel açıklamalar, açılışlar, kapanışlar... Sonuç? 48 yaşındaki “ev kızı” Susan Boyle herkesi solladı. “I Dreamed a Dream” isimli albüm Amerika ve İngiltere’de bir numara



Beş büyük kadın yıldızın yeni albümlerinin yayımlanması aynı döneme geldi.
Rihanna’nın “Rated R” isimli albümü 20 Kasım’da yayımlandı.
Lady Gaga’nın “The Fame Monster”ı; 18 Kasım...
Leona Lewis’in “Echo”su; 9 Kasım...
Mariah Carey’nin “Memoirs of an Imperfect Angel”ı (ne isim ama; mükemmel olmayan meleğin anıları, peh); 25 Eylül.
Shakira’nın “She Wolf” isimli albümünün çıkış tarihi 9 Ekim.
Beyonce’nin geçen yıl Kasım’da yayımlanan “I Am... Sasha Fierce” isimli albümünün (sahnedeki alter egosunun adıymış, bir peh daha), yeni şarkıların eklenmesiyle yayımlanan “deluxe” versiyonu da 23 Kasım’da tekrar yayımlandı. Maksat raflar boş kalmasın.
Şimdi bu dev yarışta kurallar belli. Seksi olacaksın, sesin güzel olacak. Sahne şovun olacak, dans etmeyi bileceksin, yanar dönerli klipler çekip birileriyle ortak projeler ve şarkılar yapacaksın... Giyim kuşam, imaj için modacılarla, tasarımcılarla aran iyi olacak. Mümkünse stil ikonu olacaksın ki sağlam reklam anlaşmaları imzalayabil.
Öyle mi? O zaman şunu dinleyin.

Beatles gibi kadın!
Susan Boyle’un albümü “I Dreamed a Dream” 23 Kasım’da piyasaya çıktı. Boyle İngiltere’nin Popstar’ı diyebileceğimiz “Britain’s Got Talent” yarışmasının birincisi. İlk haftasında memleketi İngiltere’de 411 bin adet satarak ülke tarihinin en hızlı satan albümü oldu. Arctic Monkeys’in rekorunu kırdı (onlar da Beatles’ın rekorunu kırmıştı üç yıl önce).
Aynı hafta Amerika’da 711 bin adet sattı. Beyonce, ki en fazla satan kadındır, geçen yıl kendi memleketinde ilk haftada 400 bin satmıştı.
Boyle yedi günde
2,2 milyon albüm satmış. Beyonce’nin son bir yılda sattığının yarısını bir haftada satmış yani.
Ya da mesela Mariah Carey: İlk hafta satışı 168 bin. Leona zaten ortada yok. Shakira 100 binin altında.
Lady Gaga Amerika Billboard Top 200 albüm listesinde 6’ncı, İngiltere albüm listesinde 7’nci sırada. Ki büyük başarıdır.
Boyle Amerika, Kanada, Avustralya, İrlanda ve Yeni Zelanda’da bir numara. Atlantik’in iki yanında da bir numara olmak herkesin yapabileceği bir şey değil. Boyle şu anda dünyanın en hızlı albüm satan kadın sanatçısı uvanına sahip. Beatles gibi, Rolling Stones gibi kadın mübarek. İki numara olduğu yerleri saymayayım, uzun sürer.
Peki nedir yani? Bu durumdan ne anladık?
Ben şunu anladım. Tüm dünyanın yaptığının tersini yaparak ya da şöyle diyelim, millet beğensin diye özel hiçbir şey yapmayarak, sadece güzel bir sesle şarkı söyleyerek albüm satmak ve bir numara olmak mümkünmüş.
Susan Boyle’a bakınca şunu söylemeden edemiyorum: İmaj hiçbir şeydir, ses her şey.
Ve üzülerek söylüyorum. Bizim yetenek yarışmalarını jürileri tam tırt. Şu ana kadar tek bir ismi Türkiye’ye kazandıramadılar. Yeni jüri üyeleri dışında...
Not: Albüm inanılmaz. Klasik bir pop albümü. Dinlemeyenlere şöyle anlatayım. Gözünüzü kapayıp dinleyince gözünüzün önüne acayip şuh, gizemli, tuvaletler falan içinde Rita Hayworth gibi bir kadın geliyor. Gözünüzü açınca gözlerinize inanamıyorsunuz.


Herkesin merak ettiği yer: Salon
Ev kızının seksi yıldızlardan intikamı

Adı Salon. Yeri Şişhane’de, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın yeni binası Deniz Palas’ın içinde. Metro durağının tam karşısı yani. Muhtemelen bu yıl kültür hayatının kalbi burada atacak. Salon’un açılışı 16 Ocak’ta. Şu anda harıl harıl dekorasyon ve ses düzeni ile ilgili son çalışmaları yapıyorlar.
Burası kulüpten ziyade bir konser salonu anlayışında işletilecek. Yöneticisi önceden Doublemoon’da ve İstanbul Caz Festivali’nde de çalışmış olan Bengi Ünsal.
Farklı tarzda müzik ve etkinlikler yer alacakmış mekanda. Klasik müzik, caz, elektronik müzik, rock, alternatif... Ne isterseniz var yani. Hatta dans ve tiyatro gösterileri, çocuklar için etkinlikler de olacakmış.
İki katlı (ikinci kat asma) mekan
300 metrekare alana sahip. Ayakta
600 kişi konser izleyebilecek. Oturmalı bir düzenleri de var. Salon bu şekilde 250 kişi alabiliyor. İkinci kat dediğim, salonu üç yandan çeviren dev bir loca-balkon ve arkaya doğru genişleyen bir alan. Mekanın barı üst katta. Alt katta konserin daha rahat ve kargaşasız izlenmesi için bar olmayacakmış. Etkinlik türüne göre yeri değişecek, hareketli bir sahne kurmuşlar.
Aslına bakarsanız artık alternatifsiz olan Babylon’a bir rakip gerekiyordu. Tatlı rekabetin herkese, en çok da seçme şansı artacak seyirciye faydası olacağını düşünüyorum.
Şimdilik gelişmeler böyle.
Bizden ayrılmayın.


Susan Boyle’u tanıyalım
Yaş? 48. İskoç. Tugay’ın “memleketi” Blackburn’den. Babası savaş gazisi maden işçisi. annesi ev kadını.
İmaj? Yok. Ya da “ev kadını” veya “teyze” dizayn...
Seksapel? Geçelim.
Danslar? Yok.
Dansçılar? Yok.
Tercih ettiği modacılar? Çarşı, pazar “ekonomi” tarzı... Yarışma boyunca jüri ona “Üstünü başını değiştir bu tiple olmaz” dedi. Umursamadı. Harper’s Bazaar onunla bir çekim yaptı, dünyanın markasını giydirdi, makyaj yaptı. Ama o tarzını değiştirmedi. Eski haline döndü.
İkili projeler, “featuring”ler? Yok.
Yanar döner klip? Yok.
Malikane, şato? Yok.
Sansayonel açıklama? Yok.
Magazin aşkı? Hiç evlenmemiş. Ölene kadar 91 yaşındaki annesiyle oturuyordu. Şimdi 10 yaşındaki kedisiyle hâlâ bu dört odalı evde yaşıyor.
Eğitim? Karaoke barlarda mesai harcadı, oradan mezun.
Peki ses? Şahane.
Yorum?
10 numara.


Pazar geyiği!
Siz bana sevdiğiniz albümü söyleyin,
ben size hangi yazarı okuduğunuzu...
-Pink Martini’nin 2009 albümü “Splendor in the Glass”. Çok güzel. Cazsa caz, Latinse Latin... Duygular yükseliyor, saksofonun sesi, kontrabas, vurmalılar romantik melodiler... Bir kadeh şarap tadı... Ertuğrul Özkök okuyorsunuz siz.
-“Unforgettables” isimli derlemesi yeni çıktı. 1950’ler ve 80’ler arasında hit olmuş 65 şarkı. Hit şarkı kolay dinlenir, akılda kalır fazla yormaz, kendini sevdirir. Dinledikten sonra yüzünüzde belli belirsiz bir “bravo çocuklar” ifadesi oluşuyor değil mi? Favori yazarınız Hıncal Uluç.
-Luz Casal hoş kadın. Hem de Latin... Romantik şarkılar söylüyor, iyi bir kariyere sahip, genç ve başarılı. “La Pasion” (Tutku) isimli albümü yeni çıktı. Bakın aynı cümle içinde Latin dedim, kadın dedim tutku dedim. Eğer bunlar size anlamlı geliyorsa Güneri Cıvaoğlu okuduğunuz kesin.
-Klasik Müzik Tarihinde Unutulmaz
75 Eser. Ansiklopedi gibi. Bach’tan Schönberg’e uzun bir yolculuk. Aceleci olmadan uzun yollar katetmeyi seven biri olmanız lazım bu albümden zevk almak için (5 CD). Sedat Ergin okurusunuz.
-“Kalimera, Rum Tavernası III”. Olaylar Ege’de geçiyor. İzmir’di, Girit’ti hepsi burada zaten... Rakı var, balık var, taverna var, icabında Kordon mordon... Şarkılar deseniz ikişer dakika, kısa kısa, hap... Yılmaz Özdil.