Sevgili Bono, dedin ki “Biz insan hakları ihlalleri yüzünden değil, şovumuzu gerçekleştirmek için yeterli para bulunamadığından gelemedik bugüne kadar”. Ama Egemen Bağış (hani köprüde yanında duran takım elbiseli) öyle demiyor, haberin var mı?
Sevgili Bono. Üç yıl dedin, beş yıl dedin yıllarca gelmedin. 80’ler geçti, memlekete bir çay içmeye olsun uğramadın. Komşuya gittin, bizi hep pas geçtin.
Dediler ki “İnsan hakları ihlalleri var diye gelmiyor”. Biz de seni öyle bildik. Kimimiz küfretti, kimimiz saygı duydu (Ben küfretmedim).
90’lar geçti, siz grupçana büyüdünüz, dünya küçüldü. Sonunda yıllar sonra bir gün, gelmeye karar verdiniz. Yurt sathında sevindik, ilk bileti Ağrı’dan satın aldık.
Siz gelmeden dev basın toplantıları düzenlendi. Öğrendik ki başta köprüde yanınızda yürüyen bakanımız Hayati Yazıcı (hani eşofmanlı olan) ve diğer bir bakanımız Egemen Bağış (takım elbiseli, güleç olan) sonra da başbakanımız senin hep hayranınmış. En çok onlar ilgilendi seninle, bir an yalnız bırakmadılar, her fotoğrafa girdiler. Biz yıllardır gelmenizi bekleyenler uzaktan izledik. İçimizden gazeteci olanlar, sorular sorduk: “İnsan hakları ihlalleri yüzünden mi gelmediniz?”
Dediniz ki “Yok öyle bir şey. Bizim buraya gelemeyişimizin nedeni bizim turnelerin masraflı olması. Sahne, alet edevat, çok para tutuyor. Ödeyen olmamıştı şimdiye kadar.”
“Peki” dedik. “Meğer insan hakları değilmiş. Finansal sorun çözülünce (bu durumda 2010 Ajansı çözdü, teşekkür ediyoruz) geliyormuş Bono ve arkadaşları.
Ne güzel.”
Sevgili Bono...
Sen gideli dört ay olmadı ama burada işler biraz değişti. Hani o köprüdeki takım elbiseli güleç yüzlü adam vardı ya, işte onun takım elbisesine protestocu bir öğrenci yumurta attı. Bunu yapan şu anda takım elbise kirletmekten iki yıl iki ayla yargılanıyor. Seninki uzlaşsa ceza kalkacak ama uzlaşmıyor.
Polis daha sonra başka öğrencileri de “Başbakana yumurta atabilirler” şüphesiyle eşek sudan gelinceye kadar dövdü. Değerli bir bakanımız “Kendilerini yere atıyor bunlar” dedi.
Neyse Bono, değerli zamanını almayayım. Hadise şu:
Takım elbisesine yumurta attı diye bir öğrenciyi iki yıl hapse tıkmaya çalışan adam “Biz daha demokratik olduğumuz için U2 memlekete geldi” diye böbürleniyor şu günlerde.
“U2 Türkiye’deki demokrasinin, insan haklarının seviyesiyle ilgili şikayetlerini dile getirip Türkiye’ye gelmeyi reddediyordu. Kültür başkenti olmamızla birlikte medeniyetler beşiği olmamız birleşti ve o konser gerçekleşti” diyor.
Hani insan hakları meselesi değildi değerli Bono? Eğer öyleyse neden bize doğruyu söylemediniz? İleri demokrasimiz bunu kaldırırdı.
Yok eğer doğruyu söylediyseniz
o zaman bileceğiz ki Egemen Bağış yalan söylüyor.
Sen ki ardından mektup yollamanla tanındın memlekette en az şarkılarınla olduğu kadar, bir mektup daha yazsan da işin aslını öğrensek, ey Berlusconi’nin bile çekindiği yiğit Bono. Hem belki şu öğrenci kız da iki yıl hapis cezasından kurtulur.
Edge’e, Adam’a, Larry abimize, İrlanda’nın kurşun gökyüzüne selamlar sevgiler. Danger Mouse ile yaptığınız yeni albümde başarılar.
İmza; Türkiye’den bir U2 dinleyicisi.
Özay Şendir
İyi yurttaş yetiştirme mecburiyeti...
19 Nisan 2024
Didem Özel Tümer
Fidan’ın açıklamasındaki ayrıntı
19 Nisan 2024
Abbas Güçlü
Köy Enstitüleri ve öğretmen atamaları
19 Nisan 2024
Zafer Şahin
İstiklal Marşı gündemde değilmiş!
19 Nisan 2024
Abdullah Karakuş
Olağan sorumlular olağan sorumsuzlar
19 Nisan 2024