Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Biliyorum çok heves ettiniz, heyecanlandınız. Siz gene en doğrusunu benden duyun. Madonna İstanbul konseri diye bir şey yok. Ama Madonna İstanbul konseri girişimi var. Bir sponsorluk dosyası bir süredir halkla ilişkiler firmaları ve sponsorluk departmanlarında elden ele dolaşıyor. Bir firma kendince bazı hesaplar yapmış, bir sponsorluk meblağı ve bir olası program hazırlamış.

“Madonna İstanbul’da” muamması
Buna göre sponsordan istenen bedel 10,319,283 TL. Gördüğünüz gibi kesin konuşuyorum. Bunun 3 milyon 250 bin doları Madonna’ya, kalanı da Tarkan’a ve şirkete gidecek herhalde... Neden mi?
Çünkü eğer sponsor bulunur da konser yapılırsa Madonna İstanbul’da dört gün kalacakmış. Tarkan ile düet yapacakmış (herhalde en çok bunu severdi Madonna). Reina’da after parti yapılacakmış. Madonnaistanbulda.com isimli bir siteden de tüm etkinlikler takip edilecekmiş. Madonna Anıtkabir’i mi ziyaret edecek, yeni yasama yılının açılışında mı konuşacak, Beyaz’a mı çıkacak, Acun’la kutu mu açacak; artık o kadar detay bilmiyorum.
Tek bildiğim, bu firmanın bu sponsorluk dosyasında aynı şekilde Justin Timberlake, Britney Spears, Beyonce, George Michael, U2, Tom Cruise, Angelina Jolie-Brad Pitt, Victoria-David Beckham gibi isimlere de yer verdiği. Yani para verirseniz onları da getiririz diyorlar. Hizmette sınır yok, sağ olsunlar var olsunlar da benim bu işte anlamadığım bir şey var.
Herkesin elinde her sanatçı için bir dosya olabilir
Bugün dosya deyip parmak şıklatsan elli tanesi önünüze dökülür. Parayla değil ki hazırlamak. Onlarca yüzlerce şirket var irili ufaklı bu işleri kovalayan ve hayatının volisini vurmaya çalışan. Zaten kimilerine göre Türkiye’ye gelen sanatçıların kaşesini yükselten de bu dosya enflasyonu. Normalde 20 bin dolara konser veren sanatçı buraya gelmek için 100 bin istiyor. Nedeni de buna bağlanıyor biraz.
Bu da onlar gibi bir dosya neticede. Gerçekleşme olasılığı yüzde bir bile değil. Peki nasıl oldu da bir haftadır konuşuluyor bu dosya?
Ben bu yazıyı yazarken şu anda Madonna’nın 2006’daki Confessions ve hali hazırda devam eden Sticky & Sweet turnelerinin menajeri Guy Oseary twit’ledi. Aynen şöyle: “I’m sorry to say. There will NOT be a show in Turkey.” Yani “Üzgünüm, Türkiye’de bir şovumuz olmayacak.”
Umarım gelir Madonna ve Türkiye’de bir konser daha verir. Ama son durum işte böyle...

Haberin Devamı

Yurtdışında konsere gitmek, beklemekten daha kolay!
Türkiye’den pek çok müziksever yurtdışında sevdikleri grupların konserlerine gidip, bir gece kalıp geliyor. Mesela
U2 bu yıl 360 derece turnesinde ve son yılların en mükemmel konserlerini veriyor. 9 ve 10 Ağustos’ta Zagreb’de. Bazı firmaların promosyon turları da var. Ama neticede vize yok bir şey yok Hırvatistan’a. Bilet al, uçağa atla git, bir gece geçir ya da vaktin varsa
bir-iki gün ortamı keşfet, dön gel. Çok zor değil. Bodrum’dan, Çeşme’den de daha ucuz.
Biz Madonna’yı bekleyeduralım; hatun Sofya’da
29 Ağustos’ta bir konser verecek. Her şey
dahil 299 euro’ya turlar düzenleniyor. Otobüsle
dokuz saat. Uçakla iki dakika.
Yıllarca beklemek yerine gidiniz görünüz...

Haberin Devamı

“Madonna İstanbul’da” muamması

Haberin Devamı

Yaz vakti İstanbul’u sevmek için iyi bir neden 
Yelken. Evet bu hafta konumuz yelken. Nedeni, nasılı az sonra...
Bir süre önce yeni mahallemde sürekli kadrajıma giren yelkenlilere taktım kafayı. Moda’da kafanızı nereye çevirseniz deniz. Ve denizin üzerinde de hep yelkenliler var. “Nedir, nasıl bir kafadır” merak ettim ve ders almaya başladım. Yeni bir boyuta geçtim. Fazla tıraş yapmayacağım, “Şöyle harika, böyle güzel” diye. Sadece şunu söyleyeyim; denizle bir olmuş bordanın hemen yanında neredeyse teknenin içinde yüzen bir yunusla takılmanın zevkine vakıf değildim hiç hayatta. Bunu İstanbul’da yapabiliyor olmak bile beni bu işe bağlamaya yetti. Bu sıcaklarda siz de benim gibi İstanbul’a saplanıp kalanlardansanız, bilin ki kafelerde pineklemek dışında yapabileceğiniz şeyler de var hafta sonları. Bakın gözlemlerim şöyle:
* Bir kere genellikle 9,5-10 metre civarında teknelerde eğitim veriliyor. Benim eğitim aldığım iki tekne vardı. Biri Fatih Gorbon tasarımı bir yerli yapım, adı Petek. Diğeri 20 yaşlarında bir Beneteau. Adı Klivya. Her okulun kendi imkanları dahilinde bu tip bir teknesi ya da küçük yaştakilere temel eğitim vermek için daha farklı sınıflarda yelkenlileri oluyor. İhtiyacınıza göre gidip görüşüyorsunuz.
* Bu işin ideali sevdiğiniz anlaştığınız insanlarla bir grup olup birlikte ders almak. Ama tek olmak da sorun değil. Bir gruba girince iki dakikada muhabbet eder kaynaşırsınız.
* Eğitimler için genellikle Kalamış ve Fenerbahçe’den çıkılıyor. Adalar - Sarayburnu arası bir rotada temel eğitimler veriliyor. İleri eğitimlerde Marmara Denizi’ne çıkılıyor ya da güneye gidiliyor veya oradan dönülüyor.
* Başlangıç eğitimi genellikle bir ay ya da altı hafta sonu boyunca devam ediyor. Kimi okul ya da kuruluşlar yoğun bir teorik eğitim verirken kimileri de her şeyi teknede anlatıyor, pratiği öne çıkarıyor. Neticede eğitimdeki farklı ekoller bunlar. Hepsinden öğrenilecek bir şey illa ki var.
Ben tahtanın başında sıkılanlardan olduğumdan “tekneyoğun” bir eğitimi tercih ettim.
* Amatör denizci belgesi almak ve kendi kendinizin efendisi olmak istiyorsanız Amatör Denizcilik Federasyonu’na başvurabilirsiniz. Bu kurum belli zamanlarda sınav açıyor. Sınavda çıkan soru örnekleri meraklısına web sitesinde de var.
O belgeyi aldınız mı, kendinize de güveniniz tamsa, yeterli pratiğin ardından bütün denizler sizin.
* “Eğitim bitti, ben şimdi ne yapacağım?” sorusu çok yaygın. Yaygın olan bir başka fikir de yelkenciliğin zengin işi olduğu. “Bakımı zor, çok masraflı” da ezberlenmiş standart cümlelerden. Sanki benzin, park yeri, yol, vergi, tamirat, bakım arabalarda bedava da sadece yelkenlilerde para karşılığıymış gibi. Üstelik yelkenli rüzgarla gidiyor. Araba alacak parası olan herkes aslında teknik olarak bir yelkenli de alabilir. Hadise bakım makım değil, istek ve tercih yani...
Ama tabii herkes yelkenli alsın demiyorum. Kiralayabilirsiniz. Hafta sonu günlük kiralar teknesine göre 300-500 arası değişiyor. Yani en kötüsü, toplanın çıkın... Yazın hafta sonu yapacak daha iyi bir şey bilmiyorum İstanbul’da...

Okuyun
“Amatör Denizci El Kitabı”
Yelken ve amatör denizcilik için okunması gereken kitapların başında federasyonun yayını olan “Amatör Denizci El Kitabı” geliyor. Bu kitapta temel bilgiler çok detaylı şekilde anlatılıyor. Sınava hazırlandığınız ders kitabı niteliğinde yani.

“Her Yönüyle Yelken El Kitabı”

Ama benim bir tavsiyem daha var. Bazı konuları çok daha anlaşılır bir biçimde verdiğini gördüğüm yeni bir kitap bu: Alfa Yayınları’ndan yeni çıktı. Çeviri olmasına rağmen başarılı bir terminoloji kullanılmış. Bazı şemalarda ve mesela düğümleri anlatan bölümlerinde bir-iki yerleştirme ve resim eşleştirme hatası gözüme çarpsa da yeni yetme bir yelkenci olarak anlaşılır ve başarılı buldum.

Bilgi alın
Amatör Denizcilik Federasyonu
www.adf.org.tr

İstanbul Sailing Academy
www.istsailing.com

Alfasail
www.alfasail.org

Kalamış Yelken Kulübü


İstanbul Yelken Kulübü
www.istanbulyelken.org.tr

Takip edin
İkinci dünya seyahatini Uzaklar II teknesiyle gerçekleştiren Osman Atasoy’u anbean izleyebilir, seyrine tanık olabilirsiniz. Şu anda Kanarya Adaları’nda...
http://osmanatasoy.org