Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başlığa bakıp da eleştirdiğimi sanmayın. Şu an her yanı saran Aleyna Tilki furyasını ben de sizin gibi anlamaya çalışıyorum sadece...

Aleyna Tilki konuşuluyor. Şarkısından önce “Ama yetişkin değil, çalışması yanlış” seviyesinden giriş yapmıştı gündeme. Tilki’nin yetişkin bir birey olmadan gece kulüplerinde çalışması, konsere çıkması bir anda milli mesele olmuştu. Toplumsal ikiyüzlülüğün yeni bir örneğiydi. Şöyle yazmıştım 14 Kasım 2016’da Tilki için:

“Ünlü ve medyatik değil de sokakta su satan, kimsenin tanımadığı bir minik gariban olsaydı. Televizyonda klipte görünen biri değil de herhangi bir tamircide isimsiz bir çırak olsaydı. ‘Alkollü’ bir mekanda çalışmasaydı da karanlık, pis kokulu bir handa çay kahve taşıyor olsaydı. 12 yaşında evlendirildiğinden, çoktan iki çocuğuyla evde çalışmaya mecbur, temizlik, çamaşır ve yemek pişirmekle görevli 16 yaşında bir çocuk olsaydı...” Yine de itiraz edecek miydik?

Haberin Devamı

Yoksa çocuk işçilerin dikkatimizi çekmesi için illa 16 yaşında, sarışın, medyatik bir kız çocuğu olarak alkollü mekanda sahneye çıkması mı gerekiyor?

“Aleyna’ya yakıştırdım”

Mesele tıklanma değil

Dolayısıyla Aleyna Tilki’yi buradan eleştirmek yanlış. Tilki halk tabiriyle “ekmek parası peşinde koşan, işinde gücünde” bir gençtir. Peki ne oldu da gündeme bu şekilde gelen biri yeni bir şarkı yaptı ve bir anda herkesin “yeni star adayı” oldu?

Aleyna Tilki’nin 27 Temmuz’da YouTube’a konan “Sen Olsan Bari” adlı yeni şarkısının klibi şu anda 38 milyon tıklamada. Spotify’da 1.3 milyon dinlenmeye ulaşmış. Ama bu ilk değil. Tilki’nin önceki şarkısı da 300 milyon tıklamayı geçmiş durumda şu anda. Yani tıklama her şey değil, başka bir şey değişmiş olmalı.

Bu soruyu, şarkının prodüksiyonunu yapan ve pop dünyamızı yakından bilen isimlerden biri olan Ozan Çolakoğlu’na sordum. Tilki, Ozan’a iki şarkıyla gelmiş. “Diğeri daha klasik bir işti, ‘Sen Olsan Bari’yi ise riskli bulmama rağmen Aleyna’ya daha çok yakıştırdım” dedi. Neden riskli bulduğunu da şöyle anlattı: “Türkiye’ye çok uygun, klasik bir parça değil. Majör kısımları daha fazla, dünya standartlarına göre daha modern bir şarkı. Düzenlemesini de bu şekilde yaptık. Aleyna’yı takip eden kitle genç, teenager bir kitle. Onlar bu tarzın yabancı örneklerini dinliyorlar. Yetişkin dinleyiciden farklı olarak bu müziğe kulakları daha yatkın. Zaten Aleyna da bu şarkının hakkını verebilecek biriydi.”

Haberin Devamı

Aleyna Tilki gibi genç yaşta şöhreti yakalamış birinin önünde iki ihtimal var. Bu durumu akıllıca yönetebilmek ya da perişan olup zamanla skandallarla anılan biri haline gelerek unutulmak. Doğan Music Company anladığım kadarıyla kendisine bir yatırım yapmış ve Ozan Çolakoğlu’nu devreye sokarak hadiseyi profesyonelce yönetmeye girişmiş. İnternet çağında artık pek görmediğimiz bir durum bu. Yani bir büyük label’ın gerçek işini hatırlaması ve yapması. İnternette o ara kim tıklanıyorsa onu alıp hazır albümünü dağıtmak ve birkaç bülten göndermekten fazlasını yapmaları herkes için, özellikle de Türk popu açısından faydalı olacaktır.

Aleyna Tilki’den bir star çıkar mı bunu söylemek için erken. Ama pop müzikte prodüksiyon çok önemli ve doğru isimlerle çalışıp doğru profesyonel destekleri alarak pek çok kusuru örtebilir, hatalar yapsanız da sonunda doğru yolu bulabilirsiniz.

Haberin Devamı

Ozan’ın söylediklerine bakılırsa Tilki bu yolda ilerleyecek birine benziyor. Ozan, Tilki’nin ne yaptığını bilen, kafasında planı olan biri olduğunu söyledi. Klibin tamamı kendi fikriymiş ve senaryoyu klip çekilmeden sahne sahne planlamış. Planladığı gibi de yaptırmış.

Dünya çapında örneklere bakarsak mesela Miley Cyrus entelektüel abilerine, ablalarına sırtını dayayarak kendini bir adım ileri taşıdı. Flaming Lips’le şarkı yaptı, Led Zeppelin cover’ladı. Lorde sıradan bir popçuyken bir anda David Bowie’yle, Tilda Swinton’la takılmaya başladı. Bu isimler çok genç yaşta ünlenip ardından sıradan birer şarkıcı kız olmadıklarını kanıtlamak üzere işlere giriştiler, bu süreçleri profesyonel ekiplerle yönettiler.

Durumu belirsiz

Türkiye’de böyle şeyler çok az oluyor. Tilki’nin de şu andaki durumu (dünyada pek çok benzeri yapılmış henüz topu topu iki şarkısı olan, dans edebilen bir pop şarkıcısından bahsediyoruz) bence henüz belirsiz. Belli ki cepte olan “tıklanma rekorları” ötesinde bir destek ve başarı kazanma ihtiyacı var.

Bu konuda Ozan’ın söyledikleri ilginçti: “Tıklanmaları hiç önemsemiyorum. Benim için bir ölçü değil bu. Milyonlarca tıklanan şarkıyı DJ setimde çalıyorum, kimseden tepki alamadığım oluyor. O yüzden şu anda iyi tıklanması da önemli değil. Önemli olan uzun vadede kalıcı olabilecek adımları atmak.”

Aleyna muhtemelen yakında albüm kaydedecek. Ozan “Sanırım albümü Emrah ile (Karaduman) yaparlar ama ben de belki bir parçada yer alabilirim” dedi.

Tilki’nin başarılı olması Türkiye’de iyice tıkanmış ve krize girmiş bir pop alemini hareketlendirir umarım. Yarına kalır mı emin değilim ama “bugün” şimdilik onun.

“Yeni isimlere şans verilmeli”

Mesele tıklanma değil

Bir de notum var. Ben bu yazıyı yazarken Türkiye’nin 2018’de Eurovision’a katılacağı haberi geldi. Tam da o sırada Ozan Çolakoğlu, Twitter hesabında “Bence Eurovision’a genç birileri katılsın” diyerek Sandra Kim’in “J’Aime La Vie” adlı şarkısını paylaştı. Kim, 1986 yılında 14 yaşındayken bu şarkıyla Belçika’ya birincilik kazandırmıştı. Tabii ki onu da sordum.

“Aleyna’yı özellikle kastetmedim ama kesinlikle genç birileri katılmalı” dedi Ozan. Adayları Ediz ve Norm Ender. İkisinin de renkli, star ışığı olan insanlar olduğunu düşünüyor. “Aleyna gayet güzel yapabilir” dedi. Şu lafı da kayıtlara geçsin: “Eurovision’a katılmak için kıdeme gerek yok. Yeni isimlere şans verilmeli.” Neden olmasın?