Teknolojiyi kullanan start-up’lar mültecilerin hayatını kolaylaştıracak girişimlerde bulunmaya çoktan başlamış. Bu kulvardaki çalışma giderek büyüyor.
Funzi adlı Finlandiya çıkışlı start-up, mültecilere gittikleri ülkenin günlük yaşantısı hakkında bilgiler veriyor. Altı dilde indirilebilen uygulama elbette ücretsiz. Öncelikle Afrikalılar için düşünülmüş. Batı’da girişimcilik ve iş imkânlarına yönelik temel bilgiler içeren ve imkânlardan bahseden mobil kurslar da içeriyor.
The Refugee Phrasebook, Berlin çıkışlı gönüllülerin hazırladığı bir uygulama. Mültecilere 28 dilde hukuki ve tıbbi sözlük sunuyor.
Ürdün çıkışlı Refugees Open Ware (ROW), atık maddelerden, yani çöplerden nasıl işe yarar araçlar üretileceğini öğreten bir uygulama. Dave Levin ve Loay Malahmeh tarafında kurulan bu start up, özellikle kamplardaki hayata odaklı. Buralarda 3D printer kullanarak patlamamış bombaların bire bir kopyasını elde ederek insanları onlardan uzak durmaları konusunda bilgilendirmek de dahil workshop’lar yapıyorlar.
Kamp hayatına odaklı bir diğer uygulama Arapça ve İngilizce indirilebilen, İtalya çıkışlı HaBaby. Kadınlara doğum öncesi temel bilgiler veriyor ve zorlu yolculuklarında mülteci kadınlara neler yapabilecekleri pratik bilgiler verilerek anlatılıyor.
Londra çıkışlı GeeCycle, mültecileri Yunanistan’a ilk adım attıkları sahillerde karşılıyor ve onlara kullanılmış cep telefonları dağıtıyor. Meshpoint adlı girişim aynı yerde Wi-Fi hizmeti sağlıyor.
Flüchtlinge Willkommen (Hoş Geldiniz Mülteciler) bir nevi mülteciler için Airbnb. Berlinli iki yazılımcının fikri şimdiden 600 aileye ev bulmuş. Evini ya da odasını mültecilerle paylaşmak isteyenlere kira yardımı yapılıyor. Elbette herkesi bir web sitesi buluşturuyor.
Aynı sistem Fransa’da da var. Adı CALM (Comme à La Maison). Ev sahipleriyle mültecileri buluşturuyor.
Refugeehero.com Hollanda çıkışlı bir girişim ve mültecilere çocuklar için okullardaki açık pozisyonları arıyor, mültecilerin bulundukları ülkede, yasal hakları olan belli kamu hizmetlerinden yararlanmasına çalışıyor.
Berlin çıkışlı ReDi School Of Integration mültecilere kod yazmayı öğretiyor.
Moni adlı start up, çeşitli nedenlerden banka hesabı açamayan ve bu nedenle hükümet yardımı alamayan mültecilere dijital kartla ödeme yapan sistem geliştirmiş.
NaTakallam, adlı girişim dünyanın dört bir yanına dağılmış Suriyelileri Skype üzerinde oluşturulan sınıflarda buluşturuyor, onlara Arapça konuşan öğretmenler aracılığıyla dersler verilmesini sağlıyor.
Mülteciler ne kadar zor durumda olurlarsa olsunlar bir akıllı telefona sahipler, çünkü bu onlar için can yeleği, yiyecek, su kadar önemli bir hayatta kalma aracı.
Madem telefonları var, o halde onların hayatını kolaylaştıracak uygulamalar üretebiliriz, onlara online platformlarda teknolojiyi kullanarak yardımcı olabiliriz diye düşünmüş insanlar.
Gıda ve çadır yardımının faydası elbette var ama artık daha sofistike stratejileri devreye sokma zamanı.
