Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İngiliz DJ ve prodüktör Erol Alkan 6-7 Nisan’da gerçekleşecek Sonar İstanbul Festivali’nin katılımcıları arasında performansı en fazla merak edilenlerden biri. SonarLab by Red Bull Music sahnesinde yer alacak sanatçı, Londra bağımsız müzik aleminde ve kulüp kültüründe önemli figürlerden. Remiksleri ve setleri yanında 2007’de kurduğu Phantasy adlı bağımsız plak şirketiyle yeni müzikler ve sanatçılara destek veriyor. Alkan yıllar içinde remikslediği ve yeniden hayat verdiği parçaları “Reworks” adıyla piyasaya çıkardı. Sanatçının albümle ve remikslerle ilgili bilgiler verdiği ve çalışma tarzını aktardığı bir de web sitesi var. Merak edenlere erol-alkan-reworks.com adresini ziyaret etmelerini öneririm.

Haberin Devamı

- Web sitenizde şöyle denmiş: “Erol Alkan hiçbir zaman dans müziğinin kurallarına göre çalmadı. Bu aynı zamanda onun hızla değişen trendler ve zevkler dünyasında nasıl kalıcı olduğunun da göstergesi.” Müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Her zaman sezgilerime güvenerek çalışmayı tercih ettim. Herhangi bir zaman diliminde popüler olan şeylere yaslanarak müzikal sahnenin farklı köşelerine savrulmanız çok kolay. Oysa trendlerin dışında kalıp sadece çalmaya ve üretmeye odaklanmak ve elinizden gelen en iyi kayıtları ortaya koymak, benim için onaylanmaktan daha önemli.

“Müziğin hayatımı ele geçirmesine izin vermiyorum”

- Ne tip enstrüman, vokal ya da müzikal yapılar ilginizi çekiyor, böyle bir tercihiniz var mı?

Esinlenmem ve bir şeyi beğenmem, bir kayda ya da bir sanatçıya ne kadar inandığımla ilgili. Hangi enstrümanın kullanıldığı, ne tip bir vokal yapıldığı, hatta şarkının hangi dilde olduğu da çok önemli değil. Bunlar ikinci planda kalıyor. Sanırım bu pek çok insan için de bu böyle. Anlayışımızın ve algımızın çok ötesinde yepyeni müzikleri keşfetmemiz de buna yani insana inanmaya bağlı diye düşünüyorum. Çok ötemizdeki duyguları ve idealleri de bu şekilde algılayabiliyoruz. Müzikten, parçanın detaylarından ziyade önce o insana inanarak.

‘Beni asıl harekete geçiren beğenmediklerim’

- İyi bir remiksin gizli bir formülü var mı?

Gizli saklı hiçbir şey yok. İyi bir remiks de az önce belirttiğim gibi insana odaklı bir bakışa bağlı. Yeni çalışma metodumu anlattığım yeni bir web sitem var. www.erol-alkan-reworks.com.

Haberin Devamı

- Büyüme döneminizde çevrenizdeki müzikal atmosferi biraz anlatabilir misiniz?

Çok keyifli, renkli ve egzotik. Annem ve babam müziği çok seven insanlardı ve çocukluğumdan itibaren müzik dolu bir ortamda ve evde büyüdüm.

- Müzikal açıdan kimlerden esinlendiniz?

Bu çok uzun bir liste olur açıkçası. Ama şunu söyleyebilirim, beni asıl harekete geçiren beğenmediğim, hoşlanmadığım şeyler. Beğenmemek, yaratıcılığımı harekete geçiren bir duygu.

- Şu ara nelerle uğraşıyorsunuz?

Factory Floor’dan Gabe Gurnsey’nin albümünün mikslerini bitirdim. Yeni parçalar yapmakla uğraşıyorum. Ve bütün bunları yaparken yaşantımla bu işlerimi dengelemeye özen gösteriyorum. Müziğin hayatımı tamamen ele geçirmesine izin vermemeye çalışıyorum.

- Phantasy adlı bir bağımsız plak şirketiniz var. Buradaki en önemli meseleniz nedir? Ne tip sanatçıları kabul ediyorsunuz?

Haberin Devamı

En önemli meselem doğru sanatçılarla çalışmak. Çok fazla yetenekli insan var etrafımda. Ama hepsiyle aynı şekilde ilgilenecek ve kendimi her birine adayacak vaktim yok. Bu yüzden çok fazla sorumluluk almamaya çalışıyorum. Sanırım en büyük meselem ve mücadelem de bu alanda.

- Şu aralar bize önereceğiniz yeni müzikler var mı?

Gabe Gurnsey’nin yakında yayınlanacak albümü gündemimde. Çok başarılı ve çok da garip bir albüm bu. Sanırım türünün tek örneği olacak.

“Her hafta plak alışverişim var”

- Yeni müzikleri genellikle nerede keşfediyorsunuz?

Her hafta düzenli plak alışverişim var. Onun dışında araba kullanırken belli internet kanallarını takip ediyorum. Veya bir kulağım mutlaka radyoda oluyor. Arkadaşlarımdan da pek çok öneri geliyor “Şunu dinlesene, şu çok iyi” gibi. Öte yandan bana yollanan bir sürü kayıt da var. Buralardan da keşifler yaptığım oluyor.

- Sonar İstanbul için neler hazırladınız?

Umarım insanlara keyifli zaman geçirtmeyi başaracağım. İstanbul’da çalmayı seviyorum.

“Müziğin hayatımı ele geçirmesine izin vermiyorum”

Dinlemeniz gereken 5 şarkı

- “Do Whatever” The Suffers: Soul ekibinin yeni yayınlanan şarkısında nefis aksak funk davullar ve bas partisyonlarına nefesliler eşlik ediyor. Kam Franklin’in nefis vokalleri bu neşeli şarkıya çok yakışmış.

- “Babel” Factory Floor: İngiliz post-endüstriyel ekibinin geçenlerde yayınladığı EP’den 12 dakikalık epik bir kayıt. Canlı davullar ve elektronik sound’un tadını çıkarmak için.

- “Money” LEISURE: Yeni Zelanda çıkışlı ekip LEISURE’ın yeni single’ı ‘90’ların “chilled” sound’larını hatırlattı. “Para bizi bozar” diyorlar özetle.

- “I Don’t Know You” Tha Marias: Kadın vokal, minimal sound, şahane baslar ve dans beat’leri. The Marias’ın geçen yıl yayınlanan son single’ı.

- “Porches” The House: Pop ve alternatif popta yükselen yeni dalga geç ‘80’ler ve ‘90’ların elektronik anlayışına göndermeler yapmak. Erken dönem house sevenlerin beğeneceği yeni bir single. Kulağa hayli nostaljik geliyor.