Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Öyle “uncool ki o yüzden çok cool” şeklinde tarif edilebilecek sound’lar, şarkılar vardır. Yalnızca plaklarda bulabileceğiniz modası geçmiş ya da unutulmuş şarkılar, vokaller, sesler. Bunları bir araya getirdiğinizde, üstelik bunu “elektronik düşsel” bir ortamda yaptığınızda romantik saksafonla syhnthesizer birbirine karışır, üzerine giren melankolik kadın vokali sizi hayallerinizde yaşattığınız çocukluğunuza götürür.

Nostalji sorgulaması


İşin ilginci çoğu insanın hiç yaşamadığı, zihninde sonradan oluşturduğu anıları bu tip müzikal uyarılarla “hatırladığı” bilimsel bir vakadır. Hayal kurmanın insanı beslediğini düşünen biri olarak sakınca görümüyorum.
Sevdiği temalar

Nostalji sorgulaması

M83, namıdiğer Anthony Gonzales’in müziği bestelerin değil ambiyansın müziği. Hayalleri tetikleyen, duyguları harekete geçiren bir yanı var. O malzemeyi kullanarak kendince kuralları ve estetiği olan bir dünya yaratıyor ve bu dünyanın kendi gerçekliğinde değerini bulacak şarkılar dinletiyor. Bazen dans ediyor, bazen bulutları karartıp yağmur yağdırıyorsunuz.
Ben bu tür albümlerin ilk örneği olarak tarihi Röyksopp’un “Melody A.M.”iyle (2001) başlatırım. Ancak 15 yıl sonra hâlâ burada gidecek yol var. 2000’lerin başında müzikal tema olarak yükselişe geçen nostalji, 80’ler, 70’ler 2016’da hâlâ iş yapar mı? Anthony Gonzales bizi buna ikna ediyor.
Arayış halindeki ruhların şaşkın sarsak, ortalığı kırıp döken iniş çıkışları, gençlik, saflık, tazelik, hayatı keşif, ergen heyecanı Anthony Gonzales’in sevdiği temalar. Bunları yukarıda tarif etmeye çalıştığım atmosferde yaşatıyor albümlerinde. Ben her zaman beğendiğim, takdir ettiği M83 müziğini “Junk” adlı bu albümde özde değil, biçimsel olarak değişmiş buldum.
M83 albümlerinin vazgeçilmezi olan ve dramatik yapıyı güçlendirmek için kullanılan prologlar, epiloglar gitmiş, şarkı şarkı ilerleyen daha standart ve popüler olmaya oynayan bir sound gelmiş.
Dört şarkıda (albümün en iddialı şarkıları olabilir) vokallerini duyduğumuz Mai Lan çok başarılı. Fransız şarkıcyı dinleyince Gonzales kendi Feist’ını bulmuş diye düşündüm.
Listemin tepesinde
Norveçli şarkıcı ve besteci Susanne Sandfor “For The Kids”de eşlik ediyor. Tam 80’ler tarzı bir balad. “Time Wend” Beck’in varlığını gördüğümüz bir şarkı. “Walkway Blues”a, M83 ekibi üyelerinden Jordan Lawlor’un eli değmiş.
Alternatif olarak doğan Daft Punk’ın zaman içinde popülerleşmesi ve ana akımı belirleyerek merkeze oturmasına eşdeğer bir dönüşümü ben M83’de izliyorum birkaç yıldır.
Albüm hiç kuşkusuz yılın en iyileri arasında yer alacak ve tartışılacaktır. Ergenliğimden bu yana hep “Eskiden her şey daha iyimiş” diye düşünen biri olduğumdan 15 şarkılık bu nostalji yolculuğunu ben yılın şu vakti itibariyle kendi listemin tepesine yerleştiriyorum.

Haberin Devamı

Zorunlu açıklama!
Geçen hafta birine isteği ve tercihi dışında zorla müzik dinletmenin bir tür taciz olabileceğini savunan bir yazı yazdım. Çıkış noktası vapurda müzik yapan genç müzisyenlerdi. Katılan katılmayan birçok kişiden yorumlar, mesajlar geldi. Destekleyenler itiraz edenlerden fazlaydı. İtiraz edenlerin bana hakaret etmek yerine konuyu makul argümanlarla savunmasını, tartışmasını tabii tercih ederdim ama olmadı. Sanırım tartışmayı, fikir yarıştırmayı unutmuşuz. Moda olan kavga dövüş hali, “Siyah değilse beyazdır”, “Ya bizdensin ya onlardan” mantığı bu basit konuda bile bizi ele geçirmiş. Acilen kendimize gelmemiz lazım.
Zorunlu açıklamam şudur: Bu yazı referans gösterilerek İBB Beyaz Masa’ya vapurda müziğin yasaklanması yönünde başvurular yapıldığını gördüm. Buna kesinlikle karşıyım. Yazımda yasak lafı bir kere bile geçmiyor. Vapurda gençler çalar, biz fikrimizi yazarız, onlar bazı şeylere dikkat eder, biz sabrederiz, karşılıklı anlaşır, geçinir gideriz. İşin içine yasak girdiğinde ise “Hepimiz müzisyeniz” durumu oluşur. Belirtmek istedim.

Haberin Devamı

al-büm
MASA ÜSTÜNDEN NOTLAR
DAMERONIA WITH STRINGS - FERİT ODMAN

Haberin Devamı

Caz müzisyeni, dünya çapındaki yetenekli davulcumuz Ferit Odman çok özel bir projeye imza attı. Besteci, piyanist ve aranjör Tadd Dameron’ı yorumlamaya girişti. Bunu yaparken çok usta müzisyenlerle çalıştı. Sayalım; Terrell Stafford trompette, Danny Grisset piyanoda, Peter Washington kontrbasta. Yaylılara yapılan düzenlemeler David O’Rourke ve Odman’a ait. Dameron’ın müziğini seven bir yana caza gönül versin vermesin her müzikseverin kulağına ve kalbine hitap eden bir iş çıkmış ortaya.

DISTORTLAND - THE DANDY WARHOLS

Courtney Taylor-Taylor 48 yaşında. Şöyle bir düşünüyorum da hipster’lar, indie’ler henüz ortalıkta yokken, dünyanın dört bir yanındaki metropollerde soylulaştırılmayı bekleyen mahallelerde dolaşmadan önce onlar Portland’ın sokaklarında dolanıyor, müzik yapıyordu. 1997den bu yana aktif olan Warhols’un “Thirteen Tales Form Urban Bohemia (2000)” ve “Welcome To The Monkey House (2003)” albümlerini öncü kabul ederim. “Distortland”in böyle bir özelliği yok ama “Styggo”, “You Are Killing Me” gibi güçlü şarkıları var.