Onur Yaser Can’ı ve annesini ne öldürdü?

İşkence gören ve intihar eden Onur Yaser ve ardından onun acısına dayanamayarak hayatına son veren annesi. Bu dram neden yaşandı?

Gözaltında çırılçıplak soyuldum. Duvara yaslanmamı söylediler... Bir süre çömeltilerek bekletildim. Bu süreçte ağlayan, polislere yalvaran bir kişinin sesi dinletildi, tokatlandım, sözlü olarak aşağılandım. Polislerden biri beni telefonla emniyete çağırdı ve önceki ifademden farklı bir ifade imzalattılar. Muhbirlik yapmam söylendi.”
Onur Yaser Can esrar satın aldığı gerekçesiyle, Harbiye’de 2 Haziran 2010’da, İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alındı.
Savcının gözaltı kararı olmamasına, gözaltına alınmayan şahısların nezarete dahi konulması yasalara aykırı olmasına karşın; Onur Yaser Can nezarete alınarak çırılçıplak soyuldu, işkence ve cinsel istismara maruz bırakıldı.
Kendisine zorla bir ifade imzalatıldı. Ertesi gün tutanaklardaki bir tarih hatasının düzeltilmesi bahanesiyle tekrar karakola çağrıldı. Yine eziyet, yine işkence. Karanlık bir odaya alındı, tehdit edildi, yeniden bir ifade imzalatıldı. Yetmedi. Onur Yaser’i, üçüncü kez ifade vermesi için narkotik şubeye çağırdılar. Korktu, gitmedi. Ne yapacağını bilemedi. Baskıya, eziyete, endişeye dayanamadı. Geride bir not bırakıp pencereden atladı.
28 yaşında gencecik bir insanın hayatı kaydı.
Annesi Hatice Can üzüntüye dayanamadı. Geçen hafta 2 Mart günü oğlu Yaser’in ölümünden dört yıl sonra acısından intihar etti. Mutlu bir aileden geriye bir baba kaldı. Kim bilir ne halde!

Onur Yaser korunmuş mu oldu?

Yaser esrar gibi dünyanın pek çok yerinde artık yasal olması için çalışmalar yapılan, muhtemelen 10 yıl sonra kullanımı suç bile sayılmayacak bir hafif keyif verici madde kullandığı için bütün bunları yaşamak zorunda kaldı. Bu yüzden karakola alındı, işkence gördü, psikolojisi bozuldu, hayatını kaybetti. Polis onu ve ailesini korumuş mu oldu şimdi? Bizi mi korumuş oldu yoksa?
Hâlâ mafya, uluslarası suç örgütleri bu işi yürütmüyor mu? Birtakım karanlık uğursuz tipler, gençleri bağımlı olsunlar diye kandırmıyor mu? Onları bu yolla yasa dışı işler yapmaya zorlamıyor mu?
Amerika’nın bazı eyaletlerinde ve birçok ülkede esrar kullanımı, üretimi ve satışı belli şartlarda serbest olmaya başladı. Obama hafif uyuşturucuların belli şartlarda serbest kullanımı için çalışma yapıyor. Kaliforniya ve Colorado eyaletleri bu uygulamaya yöneldi. Colorado meclisi 21 yaşından büyük her bireye evinde altı kök marihuana bitkisi yetiştirme ve kullanma izni veriyor. Mesela geçen yıl The Economist’in global şeffaflık endeksinde ilk sırada yer alan Uruguay’da ve daha pek çok ükede bu tip vizyonlar var. Nedeni ne? “İnsanlarımız içsin daha çok kafayı bulsun” mu diyorlar? Tabii ki hayır.

Dünya meseleye farklı bakıyor

Amerika’da 1920’li yıllarda alkolü tamamen yasaklayan “prohibition” dönemi mafyayı azdırmaktan başka bir işe yaramamıştı. Uyuşturucularla ilgili duruma bakış da benzer. Kullananlara eziyet etmekten vazgeçip (hiçbir işe yaramadığı ortada) gerçekten bu işi çeviren baronları hedeflemek, mafyayı ve karanlık suç örgütlerini bu yolla çökertmek. Strateji bu.
Yasal esrar çalışmalarının ve uygulamalarının amacı bir kere bu maddeleri kullananları kayıt altına almak ve onları tedavi etmeye yönelik daha etkin sağlık hizmetleri geliştirmek. Bu maddelerin kullanımını suç olmaktan çıkararak polisi de her yıl insanların hayatını karartacak bir sürü gereksiz tutuklama yapmaktan kurtarmak (çünkü uyuşturucu kullandığı için yakalanıp içeri giren, daha da bağımlı olarak çıkıyor).
Bu maddeyi yasal yollardan tamamen kontrol altında ürettirmek, bu şekilde bu örgütleri işin dışında bırakmak.
Dünyanın hafif uyuşturucularla mücadelede geldiği yeni nokta bu...
Onur Yaser ve annesi neden öldü? Esrarın zararlarından mı, işkenceden mi?
Hesap sorulamayan işkencenin gelenek olduğu bir polis devleti mi daha tehlikeli, kontrol edilebilir esrar kullanımı mı? Esrardan yılda kaç kişi hayatını kaybediyor, işkenceden ve polis şiddetinden kaç kişi?
Bazı konularda ezberi bozup tekrar düşünmekte fayda var.

PAZAR ALBÜMÜ

“Atlas” - Real Estate

Shoegaze, dream pop, indie pop... Ne derseniz deyin, benim açımdan Real Estate son yıllarda “nerd” üyelerinin tertemiz, berrak, mütevazı bir müziği aşka ve hayata dair şahane şarkılara dönüştürdüğü yeni nesil gruplarn en niteliklisi. Bu grubun aşamalarını her albümde görebilirsiniz. Ben biraz da Boston’lı elemanlar The Sea and Cake havaları sezdim 10 şarkılık bu albümde. Gündemi boşverin, bu albümü dinleyin bugün.

İstanbul’da yapmayı sevdiğim şeyler

* Kurbağalıdere’deki Balıkçılar Kooperatifi tezgahına uğrayıp yeni tutulmuş lüfer almak. İlla pazarlık etmek.
* Yolun elverdiği her yere bisikletle gitmek (pek elvermese de).
Her yerde bisiklet, her yere bisiklet, kurtuluş budur.
* Yağmursuz bir günde sahilde bir banka oturup
Sadun Boro’nun dünya seyahatini rastgele bir yerinden başlayıp bir daha bir daha okumak.
* Kadıköy’ün başka yerde olmayan sokak müzisyenlerini izlemek (uzaktan).