Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Redd’in çözüm önerisi

Geçenlerde Doğan Duru, Twitter’da şöyle bir “flood” yaptı: “Müzik yapmak ne kadar manalıysa albüm yapmak o kadar manasız. Parlamento gibi düşünün, barajı geçmek için ‘Mazot 1 lira olacak’ demelisiniz. İktidara ait medyada yer bulamaya çalışan küçük muhalefet partileri gibiyiz. Bu yüzden farklı ve yeni isimlerin şansı zor. Müzik yapmaya devam etmeliyiz ama albüm konusu delilik. ‘Mükemmel Boşluk’ işte böyle bir ortamda yapılmış bir delilik albümüdür.”
Doğru anladıysam şu: Sesini duyurmak için ilgi çekmen gerek. İlgi çekmek için ya uçuk kaçık bir şeyler söylemen lazım ya da çoğunluğu memnun edecek en basit ortak paydayı bulup onun üzerine gitmen. Her iki durumda da kendinden uzaklaşmış oluyorsun. Çünkü asıl söylemek istediklerini söyleyemiyorsun. Sistem seni başka şeyler söylemeye mecbur bırakıyor. Başarısız olursan eğer, bu defa bir de kendin gibi olamadığına yanıyorsun.
Daha oturmuş bir müzik
Dolayısıyla Duru’ya katılıyorum. Ama bunun yeni bir durum olmadığını belirtmem gerek. Müzisyenin, edebiyatçının, ressamın, genel anlamda sanatçının 200 yıldan bu yana belki de en büyük varoluşsal sorunu budur herhalde. Sanat toplum için mi, sanat için mi, kendim için mi, arkadaşlarım için mi, Tanrı için mi... Yanıtı her sanat eseri kendi veriyor. Çünkü siz ne derseniz deyin sanat eseri artık sizden bağımsız oluyor ve yolculuğuna devam ediyor. Nereye varacağını kimse bilmiyor.
Duru’nun söylediklerindeki bir diğer konu da albüm yapmanın delilik olduğu. Geçen hafta albümü bir seferde (yani olması gerektiği gibi) yayınlamak yerine şarkıların tek tek paylaşılma alışkanlığına çatmıştım. Belki o yüzden bir not düşmek isterim.
Evet albüm zor. Ekonomik açıdan zor, ticari açıdan belki imkansız ve saçma gibi görünebilir. Ama albüm bir sanatsal formdur ve geride bıraktığımız 50 yılda yayınlanan albümlere bakarsak ben albümsüz bir popüler müzik düşünemem.

Haberin Devamı

Bu “Roman yazmak çok zor, artık hikaye yazalım” demek gibi bir şey. Müziğin en temel ve eski formu olan şarkıya hiç itirazım yok ama bir modern dönem alametifarikası, “müziğin romanı” albüm ölmesin, bitmesin istiyorum. Doğan Duru, Güneş Duru ve Berke Özgümüş’ten ibaret Redd’in 12 şarkılık altıncı stüdyo albümü “Mükemmel Boşluk” hangi psikolojik arka planda yayınlandı, Duru anlatmış oldu. Müzikal açıdan bizi aydınlat derseniz Redd, pop/rock/elektronik/dans ortak kümesinde dolanmakta. Giderek daha net, daha oturmuş bir müzik, giderek netleşen, az lafla çok şey anlatabilen sözler.
Sanatçıların bu “yalınlaşma” hali yaşamakla, bilgi ve tecrübeyle oluyor. Zihin netleştikçe, dil de onu izliyor.
Teknik detaylarla büyülemek yerine, bütüncül estetik yapısı ve mesajıyla etki yaratmayı amaçlayan bir albüm. Elbette bu estetik bütünlük, Duru kardeşlerin zamanla geliştirdiği rock sound’udur. “Kanıyorduk”, “Kalpsiz Romantik”, videosu çekilen “Aşk Virüs” elektronik sesler, şık efektlerle zenginleşmiş gitar arpejleri duyduğumuz hit potansiyeli taşıyan dans şarkıları. Ben bu şarkıların güzide elektronik müzik camiamız tarafından remikslenmesinin çok iyi olabileceğini ve bu sayede dans pistlerinin çok şenlenebileceğini düşünüyorum.
Dikkatimi çekenler
“Onlar Bile Üzülürler”, “Tam Bi Delilik” benim ilk dinleyişte dikkatimi çekenler, en beğendiklerim. New Order’a göz kırpar gibi duran “Bugün Herkes Ölsün İstedim” albümün en özel şarkılarından biri. Bu şarkının A1 olduğu ve gerisi de böyle devam eden bir albüm fikrini paralel proje olarak önereyim yanlış anlaşılmazsa.
Grubun web sitesinde albüme dair şu ifade var: “Dışarıdaki dünyanın fenalıklarından uzak, kendi iç dünyalarımızı sorgulayarak, kendi isteklerimiz doğrultusunda, daha etkin olabildiğimiz alanlar yaratarak değiştirebileceğiz belki de bu mevcut durumu. İçimizdeki dünyayı dinleyerek, derinlerdeki mükemmel boşluğa ulaşmak dışarıdaki kirliliği temizleyecek. Ve birimizin yarattığı içsel boşluklar diğerlerine eklenerek büyüyecek, genişleyerek dış dünyanın yükselen kötülük duvarlarını yıkacak sonunda.” Altına imzamı attım.

Haberin Devamı

al-büm

Haberin Devamı

MASA ÜSTÜNDEN NOTLAR

STIFF - WHITE DENIM

Austin, Teksaslı rock’a gönül vermiş hispster müzisyenlerden müteşekkil White Denim, progresif rock yolculuğunda yeni boyutlara adım atmayı tercih etmiş görünüyor. Progresif, bol giriş çıkışlı, dur duraklı şarkıları seven ekibin en soul ve funk albümü. Orijinalliklerini kaybetmeden şarkı formuna daha sadık, daha başı sonu belli derli toplu şarkılar. Şarkı önerelim mi? Önerelim: “Take It Easy (Ever After Lasting Love)”, “(I’m The One) Big Big Fun”, “Ha Ha Ha Ha (Yeah)” kulağıma ilk çarpanlar.

CALL IT WHAT IT IS - BEN HARPER AND
THE INNOCENT CRIMINALS

“Yeni dövme gibi parlıyoruz” diye söze giriyor Ben Harper, “Shine”da. Innocent Criminals ile 2015’te yeniden bir araya gelmelerinin ve turneye çıkmalarının ardından işte sekiz yıldan bu yana kaydettikleri ilk albüm de geldi. Gerçekten de yeni gibi parlıyorlar. Harper’ın ne sesinde ne gitarında bir farklılık var. Albüm zamansız bir blues rock sound’una sahip. Harper’ın slide gitarları, cayır cayır sololar... Harper gitarıyla kelebek gibi uçan arı gibi sokabilen bir sanatçı.